Yazar hakkında
Oya Baydar (d. 3 Temmuz 1940, İstanbul), Türk yazar, gazeteci ve sosyolog.
Yakın tarihte Türkiye’de yaşanan sosyal ve siyasal olayları ele alan romanları ile tanınmış bir edebiyatçıdır. Uzun zaman sosyalist siyasetin içerisinde yer almıştır. T24 internet gazetesinde yazarlık yapmaktadır.
Ailesi, gençliği ve ilk romanları
1940 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi cumhuriyetin ilk kuşak öğretmenlerinden ilkokul öğretmeni Behice Hanım, babası subay Ahmet Cevdet Baydar'dır. Babasının değişen görev yerleri sebebiyle, çocukluğu Anadolu’nun farklı yerlerinde geçti; Akşehir, Balıkesir, Merzifon, Eskişehir, Tayakadın Köyü gibi yerlerde bulundu. Ortaokul ve liseyi yarı burslu olarak Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'nde okudu.
Lise öğrencisi iken o sırada on sekiz- on dokuz yaşlarında olan Fransız yazar Françoise Sagan’ın Bonjour Tristesse adlı romanla tanınmasından etkilenerek ilk romanını yayımladı. Umut Yolu adını verdiği roman, Hürriyet gazetesinde «Kalbimin Aradığı Erkek» adıyla tefrika edildi. Lise son sınıf öğrencisi olduğu ertesi yıl, «Allah Çocukları Unuttu» adlı gençlik romanı hem Hürriyet gazetesinde tefrika oldu hem de kitap olarak yayımlandı. Yazar, ilk romanını yazdıktan sonra Dame de Sion’dan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı; ancak Yüksek Maarif Kurulu'ndan gelen atılma kararı, Baydar'ın mezun oluşundan sonra ulaştığı için okuldan mezun olabildi.
Lise yıllarında yazdığı ilk romanlarından sonra yazmaya ara verdi. Romanlarından kazandığı para ödülleriyle Fransa'ya giderek bir süre Paris'te yaşadı ve bu dönemde sosyalizm ile tanıştı. Annesinin isteği üzerine üniversite öğrenimi görmek üzere Türkiye'ye döndü. Paris'teki çevresinden etkilenerek sosyoloji eğitimi almaya karar verdi ve aktif olarak siyasetle uğraştı.
Akademik yaşamı
1964'te İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirdi ve bu bölüme asistan olarak girdi. Aynı fakültede asistan olan Muzaffer Sencer ile evlendi, boşandıkları 1971 yılına kadar akademik çalışmalarında Oya Sencer adını kullandı. Sencer çifti, birlikte yaptıkları «Türkiye'de Toprak Mülkiyeti Sorunu» adlı araştırma ile 1963 Ali Naci Karacan Armağanı ikincilik ödülü kazandı.
Baydar Türkiye işçi sınıfı tarihi üzerine «Türkiye’de İşçi Sınıfı’nın Doğuşu ve Yapısı» başlıklı doktora tezini hazırladı. Tez, Üniversite Profesörler Kurulu tarafından iki kez reddedilince 26 Aralık 1968'de üniversiteden istifa etti. Baydar'ın istifası üzerine, başını Deniz Gezmiş'in çektiği öğrenciler, ret kararının akademik değil ideolojik gerekçelerle verildiği gerekçesiyle, olayı protesto için üç saat süre ile rektörlüğü işgal ettiler, fakülte dekanını istifaya çağırdılar. Okulun süresiz tatil edilmesi ile sonuçlanan bu olay, o dönemde Türkiye'deki ilk üniversite işgali eylemlerinden birisi idi.
Baydar, bir süre ABD'de Columbia Üniversitesi'nde, sosyal bilimlerde istatistik yöntemleri konusunda çalıştı. Akademik yaşamına 1969-1970 arasından Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde asistan olarak devam etti. Tekrar doktora yapmaya başlayan Baydar, "Türkiye’de Kırsal Kesimde Bir Tipoloji Denemesi” adlı tezi hazırladı. Bu çalışma ile TRT'nin açtığı bir yarışmada sosyal araştırma dalında ödül aldı.
1971'deki 12 Mart Darbesi sırasında, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) üyesi olarak, sosyalist kimliği nedeniyle tutuklandı ve üniversiteden ayrıldı.
Köşe yazarlığı
1972-1974 arasında Yeni Ortam, 1976-1979 arasında Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1974 yılında Aydın Engin ve Yusuf Ziya Bahadınlı ile birlikte İlke dergisini kurdu. Sosyalist yazar, araştırmacı ve eylem kadını olarak tanındı. 1977 yılında gazeteci Aydın Engin ile evlendi; çiftin Ekim adında bir oğlu oldu (d. 1979).[9] Yazıları yüzünden hakkında çeşitli davalar açılan Baydar, 1979 yılında Politika gazetesinden ayrıldı.
Sürgün yaşamı
Baydar, 12 Eylül Darbesi'nden birkaç gün önce bir toplantıya katılmak için yurt dışına çıktı, Türkiye'de darbe olması nedeniyle geri dönemedi ve 12 yıl boyunca Almanya'da sürgünde kaldı. Burada, sosyalist sistemin çöküş sürecini yakından yaşadı. Bu süreci 1991’de yayımladığı Elveda Alyoşa adlı öykü kitabında anlattı.
Sürgün yılları sırasında bir dönem Marksist-Leninist eğitim için Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından Moskova'ya gönderildi.
Türkiye'ye dönüşü ve romancılığı
Yazar, 1992’de çıkan bir aftan yararlanarak Türkiye’ye döndü. Tarih Vakfı ve Kültür Bakanlığı'nın ortak yayınları olan Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'nde redaktör ve Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi'nde Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı. 1962 yılında yazdığı Savaş Çağı Umut Çağı romanından sonra 1990'lara kadar edebiyat alanında eser vermeyen Baydar, özellikle Berlin Duvarı’nın yıkımına şahit olmanın onda yaratığı karamsarlığı edebiyata dönerek atlatmaya çalıştı. 1990’lı yıllardan itibaren ardı ardına yayınladığı öykü ve romanları ile çok sayıda ödül kazandı ve sevilen bir yazar oldu.