Kitabı oku: «Sağlam Çocuklar Yetiştirmek»
Dr. HAROLD S. KOPLEWICZ
Tıp doktoru Harold S. Koplewicz ABD’nin önde gelen çocuk ve ergen psikiyatristlerinden biri. New York City ve Kaliforniya’da San Mateo’da faaliyet gösteren Child Mind Institute’un kurucu başkanı ve yöneticisi. America’s Top Doctors, Best Doctors in America ve New York Magazine’in “New York’taki En İyi Doktorlar” listelerinde adı defalarca geçti. Today, CBS News, CNN, The Oprah Winfrey Show, Anderson Cooper 360 programlarına konuk oldu. The New York Times, USA Today ve The Wall Street Journal’da görüşlerine yer verilen Koplewicz New York’ta yaşıyor.
Joshua’ya, Adam’a ve Sam’e… Baba olmak hayatımın en büyük mutluluğu.
Ben üç oğluma ne öğrettiysem, onlar bana daha fazlasını öğretmiştir.
GIRIŞ
Bir aile kısa süre önce beni görmeye geldi, altı yaşındaki oğulları Henry devam ettiği okulun birinci sınıfından atılmış. Okuma dersi sırasında çocuğun gözü dönmüş ve başka bir öğrenciye bir sürü kurşunkalem fırlatıp goril gibi kükremeye başlamış. Öğretmeni o kadar sinirlenmiş ki okul yönetimi Henry’nin ebeveynlerine oğullarının bir profesyonele görünmeden okula gelmesine izin verilmeyeceğini bildirmiş.
Dışarıdan bakıldığında Henry melek gibi bir çocuktu. Ebeveynleri tepeden tırnağa Amerikalı, iyi görünümlü, uzun boylu, sağlam bir güvenle el sıkışan insanlardı. Oğullarının böyle bir patlama yaşamasına ve sınıftan atılmasına üzüldükleri, mahcup oldukları her hallerinden belliydi. Henry’nin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), kaygı ya da davranışsal bir sorun yaşıyor olabileceğinden endişeleniyorlardı. Henry’nin babası, “Okul aşırı tepki mi veriyor?” diye sordu.
Ortaya çıkarmamız gereken şey buydu.
Henry ile birkaç dakika konuştuktan sonra sözel becerilerinin müthiş olduğu anlaşıldı. Başta utangaçtı ama sözü yazın yapılan sporlara getirince gözleri parladı. Sonunda ders sırasında yaşadığı patlamanın nedenini açıkladı: Yanında oturan çocuk harfleri yavaş yavaş yazmasıyla alay etmiş, ona “salak” demişti. Bir kitap aldım, Henry kitabı okumaya çalıştı ama çözemediği açıktı, yani harfler ile belli sesler arasındaki bağlantıyı kuramıyordu. Henry diğer çocuklardan daha yavaş olduğunu ve “salak” sözcüğünün kendisine dokunduğunu kabul etti.
Çabucak Henry’de (annesi ve büyükbabasında olduğu gibi) bir tür disleksi olduğunu belirledik, davranışsal bir sorunu yoktu. Öğretmenlerinin iki yıl boyunca bunu nasıl anlamadığına dair hiçbir fikrim yok doğrusu ama Henry’nin akademik açıdan güçlü ve zayıf yönlerinin okuma becerilerine ağırlık verilerek değerlendirileceği özel bir testi de içeren teşhise yönelik bir değerlendirmeye ihtiyacı vardı, sonra da sorununu çözecek bir tedavi uygulanması gerekiyordu. Disleksi tedavi edilebilir. Bu parlak çocuk okumayı yardım alarak öğrenecekti.
Seansın sonunda Henry’nin ebeveynleri sorunu çözecek bir eylem planına sahipti, Henry de kendisini çok daha iyi hissediyordu. Tartıştığımız stratejiler ona bir öğrenme güçlüğüne sahip olmanın pratik sorunlarıyla başa çıkmanın yanı sıra ona ve ebeveynlerine bu engeli kabul etmeyi de öğretecek –terapi ve duygusal– bir destek almaya odaklanıyordu. Ayrılırken Henry bana sarıldı ve birbirimizi bir daha ne zaman göreceğimizi sordu.
O ilk seansın üstünden birkaç ay geçti. Henry çok duyulu (mültisensör) bir yaklaşımın kullanıldığı yoğun bir okuma programına devam ediyor ve yapılan özel testlere göre kendisinin test sırasında fazladan zaman isteyebilecek grupta olduğu anlaşıldı. Henry okumayı öğrenmenin yanı sıra disleksisini utanılacak bir şey gibi değil, onu o yapan şeylerden biri olarak kabul etmeyi öğreniyor. Henry’nin okuması her zaman daha uzun sürecek ama o gerekli ayarlamaları yapıp ayak uydurabilecek. Bundan yıllar sonra üniversitelere başvururken ve SAT sınavlarına girerken fazladan zaman isteme hakkına sahip olacak ve on yıl boyunca kendisini destekleyen bir zaman yönetimi eğitimi almış olacak. Bir bakıma, öğrenme güçlüğü olmayan yaşıtlarına kıyasla bu sürecin zorluklarına daha iyi hazırlanmış olacak.
Henry’nin ebeveynlerine düşen ise çocuklarının kendi sorununu anlayıp ona sahip çıkmasını sağlamak, onun neye ihtiyacı olduğunu anlamak ve ona bununla nasıl başa çıkacağını göstermekti. Aslında onu çok küçük yaştan itibaren bir yetişkin olmak üzere eğiteceklerdi. Henry bir kusuru ya da zayıflığı ebeveynlerinin kılavuzluğunda güçlü bir yana dönüştürecekti. Bunun olduğunu sayamayacağım kadar çok görmüştüm. Bütün aile o “salak” kötü günü hayal meyal hatırlayacaktı.
Ne var ki Henry’nin ebeveynleri hiçbir sorun olmadığında ısrar etselerdi –üzgün, mahcup olduklarında ya da savunmacı hisler içindeyken birçok ebeveynin yaptığı gibi– ve tepkilerini okul değiştirerek ya da öğretmenleri suçlayarak gösterselerdi Henry’nin sorunları daha da kötüye giderdi, hayatının akışı değişirdi. Disleksi tedavi edilmediğinde kişinin kendisine zarar vermesi, intihara sürüklenmesi, antisosyal davranışlar göstermesiyle ilişkilendirilir. Adalet sisteminde gençlere yönelik ıslah programlarına dahil olan çocukların yüzde yetmişinde disleksi vardır.
Henry’nin ebeveynleri aşırı tepki verip başka bir uca savrulsalardı ve çocuklarına asla kendi başının çaresine bakamayacak hasarlı bir malmış gibi davransalardı ona oldukça büyük zarar vermiş olurlardı. Ebeveynleri durumdan memnun değildi ama rahatsızlıklarını bir kenara bırakmışlar, oğullarına ihtiyaç duyduğu yardımı sunmuşlardı ve bunu yaparken de ileride hem onun hem ailenin karşılaşabileceği ciddi olması olası bir dizi sorunu engellemişlerdi.
İnsan hayatında çok erken tarihlerde sorunları engelleyebilmek ve ıstırapları en aza indirebilmek, çocuk ve ergen psikiyatrisinde uzmanlaşmaya karar vermemin nedenidir. Bir çocuğu altı ayda tedavi edebilir, sağlıksız alışkanlıklar yerleşmeden onun işleyişi ve davranışlarında ciddi bir ilerleme görülmesini sağlayabilirim. 2009 yılında Child Mind Institute’u (Çocuk Zihni Enstitüsü) da ıstırap çeken ailelere ve çocuklara erkenden etkili bir tedavi sunmak için kurdum. Bir kamusal sağlık krizini göğüsleyebilmek için çocukların akıl sağlığına odaklanmış, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluşa ihtiyacımız olduğu kanısına varmıştım. Child Mind Institute’un hazırladığı Çocukların Zihinsel Sağlığı Raporu’na (Children’s Mental Health Report) göre on sekiz yaşın altında on yedi milyon çocuk teşhis edilebilir bir akıl hastalığından mustariptir. Beş çocuktan biri. Akıl hastalığından mustarip çocukların sayısı, astım, fıstık alerjisi, şeker hastalığı ve kanserden etkilenen çocukların toplam sayısından fazladır. Ne var ki bu çocukların üçte ikisi yanlış bilgilendirme ve toplumsal damga nedeniyle asla yardım almayacaktır. Bu da okulu erken bırakma, madde kullanımı bozukluğu, intihar düşünceleri ve teşebbüsleri riskinin artmasına yol açmaktadır.
Child Mind Institute’un New York City ve San Francisco Körfez Bölgesi’ndeki klinik merkezlerinde ekiplerimiz her gün ihtiyaç içindeki çocuklarla –ve ebeveynleriyle– görüşüyor. Kırk sekiz eyaletten ve kırk dört ulustan on bini aşkın gencin hayatını değiştirdik. Daha fazla sayıda muhtaç çocuğa yardımcı olmanın yollarını da her zaman arıyor ve geliştiriyoruz. Okul ve topluluk programlarımız sayesinde ülkenin dört bir yanındaki toplantılarda yüz binden fazla çocuğa ulaştık. İnteraktif web sitemiz childmind.org ayda iki milyonu aşkın ziyaretçiye umut ve cevap veriyor. Son teknolojinin kullanıldığı açık bilim araştırma programımız, teşhiste ve tedavide devrim yaratacak bir çaba içinde akıl hastalıklarının biyolojik işaretlerini araştırıyor. Verilerimizi dünyanın dört bir yanından binlerce biliminsanıyla ücretsiz paylaşıyor, keşif sürecine ivme katıyoruz. Child Mind Institute hiçbir çocuğun ıstırap çekmediği bir gelecek hayal ediyor ve biz de bahsettiğimiz krizle başa çıkabilmek için çok sayıda araştırma, tıp ve topluluk programıyla kesişen bir hareket oluşturduk.
Yine de en önemli müttefikimiz ebeveynlerdir. Sunduğumuz ilgi ve özen muazzam boyutlarda olmasına, hastalarımız çeşitlilik göstermesine rağmen ebeveynler arasında ortak meseleler ve kaygılar olduğunu fark etmeden edemiyoruz. Hepsi de hata yapmalarının çocuklarını incitmesinden endişeleniyor. Çocukları için aşırıya kaçmaktan ya da yaptıklarının yeterli olmamasından ötürü kaygılanıyorlar. Onlara daha mı sert davranmaları gerektiğini ya da yeterince katı davranıp davranmadıklarını merak ediyorlar. Onları Child Mind Institute’a getiren her ne olursa olsun, altta yatan kaygı hepsinde aynı: Çocukları kendi başlarının çaresine bakabilen yetişkinlerden olacak mı? Hepimiz her gün evlerine ebediyen geri dönen üniversite mezunlarıyla ilgili yeni istatistikleri, araştırmaları görüyoruz; ebeveynlerinin yirmili, otuzlu yaşlarında (ve daha da sonrasında) maddi olarak çocuklarını desteklemeyi sürdürdüğünü işitiyoruz. Birçok ebeveyn çocuklarının hayatın zorluklarıyla kendi başlarına başa çıkma becerilerine sahip olmadığından korktuğunu anlatıyor bana. “Ya bana bir şey olursa, ya yanında olup da her şeyin yolunda gitmesini sağlayamazsam?” diye soruyorlar.
Ebeveynlerin korkularını ve hayal kırıklıklarını anlıyorum. Çocukları doğmadan önce geleceğin başkanını, beyin cerrahını ya da sanatçısını yetiştirmenin hayalini kuruyorlardı. Çocuklara ilişkin pembe hayallerle, grup kucaklaşmalarıyla, ön sırada gururlu anne pozlarıyla, Instagram’a koymaya değer tatillerle ebeveynliğe adım atmak çok doğal. Sevinçler tahmin edilir, sorunlarsa her zaman ebeveynleri şaşırtmış görünür.
Çocuğunuz bir akıl sağlığı bozukluğundan mustarip olsa da olmasa da bu geçerlidir. Sosyal medya zorbalığından, Tide Pods deterjanı yemek gibi YouTube’daki tehlikeli meydan okumalardan üniversiteye girme baskısına ve rekabetin artmasına varıncaya dek modern ebeveynlerin kaygıya kapılmalarını gerektirecek o kadar çok gerekçe var ki her türlü avantaja sahip olanlar bile kaygılı (örnek: üniversiteye giriş skandalı olarak da bilinen ve aktrisler Felicity Huffman ile Lori Loughlin’i kapana kıstıran Operation Varsity Blues). Helikopter ebeveynlik, kar küreyici ebeveyn, odacı ebeveyn ve Kaplan Anne ebeveyn modeli hakkında bir şeyler duyuyorsunuz. Peki hangisi doğru? Otoriter olmak mı gerekiyor, hoşgörülü olmak mı? Yoksa ikisinin arasında bir yol tutmak mı gerekiyor?
Ebeveynler duygusal olarak sağlıklı, cesur, bağımsız çocuklar yetiştirmekle ilgili rehberliği her zaman doğru yerlerde aramıyor. Dr. Google’a başvurduklarında ânında bir bilgi seliyle karşılaşıyorlar ama o bilgilerin olgulara dayalı, uygulanabilir ya da son araştırmalarla güncellenmiş olup olmadığı belli değil. Child Mind Institute’taki klinik ekiplerin bu internet ortamındaki gürültü hakkında her gün ebeveynlerle görüşmeleri gerekiyor. İnsanları Google’da arama yaptıkları için suçlamıyorum. Çaresizce bilgiye ihtiyaç duyuyor ve o sırada ellerinin altındaki araçları kullanıyor olabilirler. Ama o araçların eğitimli uzmanlarca doğrulanıp onaylandığı güvencesi bulunmuyor. Blog yazarı annelerin vardığı sonuçlar mutlaka bilimsel kanıtlara dayanmıyor. Çocuklar ve ebeveynler, gündelik hayatta yetkinliği ve dayanıklılığı öğrettiği araştırmalarla doğrulanmış, ayrıca gençlerde kaygı ve depresyonu önlediği kanıtlanmış güçlendirici stratejilere büyük ihtiyaç duyuyor.
İleride bağımsız birer yetişkin olacak çocuklarını yetiştirmekle ilgili bize danışan ailelerden sürekli aynı kaygılar ve sorunlar geldiği için klinik ekiplerimizle bir araya geldik ve her aile, her çocuk, her yaş, her gelişim evresi için işe yarayacak ebeveynlik ilkelerini birlikte belirlemeye ve oluşturmaya başladık.
Hiç öyle kolay bir iş değildi!
Yine de bu işi bizden daha iyi kim yapabilirdi ki? Child Mind Institute klinik ekipleri ve benim deneyimlerimiz toplandığında ailelerle çalışma konusunda yüzlerce yıllık deneyime sahiptik. Seçilmiş bir grup meslektaşıma danışarak bu kitapta sunulan bütünlüklü ebeveynlik stratejisini formüle ettim. İsimlerini bir sonraki sayfada sıraladığım bu meslektaşlarım klinik çalışanı ve daha da önemlisi ebeveyn olduklarından benzersiz ve çeşitlilik gösteren deneyimleriyle dikkat çekici genişlikte ve derinlikte bilgiye sahiplerdir.
• David Anderson, PhD, National Programs and Outreach (Ulusal Programlar ve Erişim) kıdemli yöneticisi; DEHB ile davranış bozukluklarından mustarip çocukların ve ergenlerin tedavisinde uzman doktor
• Jerry Bubrick, PhD, Anxiety Disorders Center’da (Anksiyete Bozuklukları Merkezi) kıdemli klinik psikolog ve Obsessive-Compulsive Disorder Service (Obsesif Kompulsif Bozukluk Servisi) yöneticisi
• Rachel Busman, PsyD, Anxiety Disorders Center’da (Anksiyete Bozuklukları Merkezi) kıdemli yönetici ve Selective Mutism Center (Seçici Suskunluk Merkezi) yöneticisi
• Matthew M. Cruger, PhD, Learning and Development Center’da (Öğrenim ve Gelişim Merkezi) kıdemli yönetici
• Jill Emanuele, PhD, Mood Disorder Center’da (Ruh Hali Bozukluğu Merkezi) kıdemli yönetici
• Jamie M. Howard, PhD, Anxiety Disorders Center’da (Anksiyete Bozuklukları Merkezi) kıdemli klinik psikolog ve Merkez’deki Trauma and Resilience Service’ta (Travma ve Dayanıklılık Servisi) yönetici
• Stephanie Lee, PsyD, ADHD and Behavioral Disorders Center’da (DEHB ve Davranış Bozuklukları Merkezi) kıdemli yönetici
• Paul Mitrani, MD, PhD, New York City’de klinik yöneticisi, çocuk ve ergen psikiyatristi
• Mark Reinecke, PhD, ABPP, San Francisco Körfez Bölgesi klinik yöneticisi ve kıdemli klinik psikolog
Ebeveynlere öğrettiğimiz stratejiler bilimsel araştırmalara, klinik çalışanlar olarak ilk elden deneyimlerimize ve ebeveynler olarak kişisel deneyimlerimize dayanıyor ve çocukların halihazırdaki sorunlarıyla baş etmelerine, gelecekteki sorunları engellemelerine, kendilerini toplamayı öğrenmelerine, güçlü bağımsız bir çizgi geliştirmelerine, böylece sorunlarını çözmek için ebeveynlerine çok fazla bel bağlamamalarına yardımcı olacak sosyallik ve etkinlik yanlısı davranışları teşvik etmeyi amaçlıyor.
Bu stratejileri ne kadar erken öğretirseniz ilerde o kadar iyi çocuklarınız olur.
Felsefemiz, iyi ebeveynliğin çocukları kurtarmakla ilgisinin olmadığıdır. İyi ebeveynlik çocuklara uyum sağlama araçlarının nasıl kullanılacağını öğretmek, doğru durumda doğru aracı seçip almaya teşvik etmekle ilgilidir; böylece kendi başlarına serpilip gelişebilir ve kaçınılmaz yenilgilerin üstesinden gelebilirler. Çocuklar her zaman her şeyde başarılı olamaz ama denemeleri gerekir ve ebeveynler de onlara nasıl denemeleri gerektiğini öğretmelidir. Ebeveynlik çocukların başarısız olmalarını ve kendilerini incitmeden büyümelerini desteklemekle de ilgilidir. Çocuklar yanılıyor bile olsalar, kendi kararlarını almaya yönlendirilmediklerinde, nasıl daha akıllıca kararlar alabileceklerini öğrenemezler. Hoşgörülü ebeveynlik ya da kontrolcü ebeveynlik tutulası yollar değildir.
Peki hangi yol tutulasıdır?
Stresle başa çıkabilen ve hatalarından ders çıkarabilen dayanıklı, kendi kendilerini savunabilen çocuklar yetiştirmenin felsefi ve pratik püf noktası “yapı iskelesi ebeveynliği” dediğimiz şeydir. Ebeveynler büyürken çocuğa yapı ve destek sunan iskelelerdir. Korumak ve rehberlik etmek için vardırlar, öğrenmeyi ve risk almayı engellemezler.
Yapı iskelesi olmanın çerçevesini kurma işi, bir bebeği eve getirir getirmez onun için destekleyici bir ortam yaratma biçiminizle başlar. Yapı iskelesi olmanın koçluk veçhesi dört beş yaşlarında, çocuklar sosyal etkileşimlere girmeye ve zorluklarla karşılaşmaya başladığında başlar. Ama destek ve teşvikler yoluyla yapı iskelesi olmak çocukluk, ergenlik ve genç yetişkinlik boyunca devam eder. Göreceğiniz üzere her bölümde çocuklara (dört ile on iki yaş arasında) ve ergenlere (on üç yaş ile on dokuz yaş arasında) ebeveynlik için özel kılavuz ilkeler sundum. Çocuğunuz büyüdükçe sizin yapı iskeleniz de farklı talepleri karşılamak üzere değişecektir ama temel felsefe aynı kalır. Yapı iskeleniz yapı ve destek sunmak için vardır, kontrol etmek ya da kurtarmak için değil.
Klinik pratiğimizde binlerce çocukla birlikte çalıştığımızdan, yapı iskelesi yaklaşımının sizinki gibi ailelerde nasıl işlediğini anlatmamı sağlayacak çok sayıda örnek bulunuyor. Bu kitaptaki hikâyeler gerçektir, sadece bahsi geçen ailelerin mahremiyetini korumak için isimleri ve tanımlayıcı ayrıntıları değiştirdim. Çocuğunuza bir bozukluk teşhisi konmuş olsun olmasın, bu sayfalarda anlatılan ailelerle ortak noktalar bulacağınıza ve onların deneyimlerinden değerli fikirler edineceğinize eminim.
Yapı iskelesi yaklaşımıyla ebeveynlik stratejileri bugün hiç olmadığı kadar önemli. En istikrarlı ebeveynlerin en sağlıklı çocukları bile önceki kuşakların maruz kalmadığı kadar büyük bir stresle baş etmeye çalışıyor. Anneler ve babalar uzun saatler boyunca çalışıyor, sanal bir çocuk bakıcısı olarak internetten yararlanmak zorunda kalıyorlar. Birçok kuşağın bir arada yaşadığı ailelerin ve sıkı bağlara sahip toplulukların oluşturduğu “köyler” hızla kaybolup gidiyor, hatta birçok kişi için çoktan kaybolup gitti bile. Hatalı ebeveynlik tarzlarının ortaya çıkması, çocukların kaygıları, bağımlılıkları ve yetersizliklerini artırmak için biçilmiş kaftanmış gibi görünüyor. Aşırı hoşgörülü ve otoriter ebeveynlik modelleri cevap değil. Yapı iskelesi yaklaşımına dayalı ebeveynlik, çocuklara sarsılmaz bir destek sunarken onları daha yukarı tırmanmaya, yeni şeyler denemeye, hatalarından ders çıkararak büyümeye teşvik etmenin tek etkili yolu. Child Mind Institute’a gelen ailelerin işine yaradı, sizin de işinize yarayacaktır.
1
Ebeveyn Desteğinin Mimarisi: Yapı İskelesi Kurmayı Anlamak
Amerikalı psikolog Jerome Bruner, bir çocuğu eğitmenin en iyi yolunu ifade edecek bir metafor olarak yapı iskelesi sözcüğünü ilk kez 1976 yılında kullanmıştı. Bruner’ın kuramı işbirliğine dayalı öğrenmeyle ilgiliydi; bir ebeveyn ya da öğretmenin, sözgelimi yeni bir matematik becerisi öğrenirken öğrenciye kılavuzluk etmesini, sonra çocuk o beceride ustalaştığında öğretmen ya da ebeveynin o beceriyi öğretmeyi kesip sonraki beceriyi öğretmeye geçmesini öngörüyordu.
Biz de Dr. Bruner’ın yapı iskelesi fikrinin özünde yatan, bir otorite figürünün çocuğa bağımsızlık yolunda kılavuzluk etmesi düşüncesini aldık, genişlettik ve yeniden tanımlayarak sadece eğitim bağlamında değil, duygusal, sosyal ve davranışsal bağlamda da ebeveyn desteği ve kılavuzluğunu yeniden tanımladık.
Ebeveynin yapı iskelesi kurması görsel, sezgisel ve yalın bir metafordur.
Şöyle düşünün: Çocuğunuz “yapı”dır. Siz de ebeveyn olarak bu binayı çevreleyen yapı iskelesisiniz. Yapı iskelesi olarak amacınız ise destek ve yapı sunmak, çocuğunuzun belli bir yönde ya da tarzda büyümesini engellemek değil.
Bütün etkili yapı iskelelerinin dikey direkleri ya da sütunları ve yatay kalasları vardır, bu bileşim yapının tamamını güvenli ve sağlam kılar.
Yapı iskelesi yapı ile aynı hızda yükselir.
İlk “katlar”da daha geniştir, güçlenmeyi ve büyümeyi mümkün kılan o sağlam temeli sunar. Bina daha da yükseldikçe yapı iskelesinin önemi azalır.
Binadan bir parça düşerse yapı iskelesi oradadır, düşen parçanın yakalanmasını ve hızlı onarımların yapılmasını sağlar.
Nihayetinde bina tamamlanıp tümüyle kendi ayakları üstünde durmaya hazır hale geldiğinde ebeveynlerin kurduğu yapı iskelesi de indirilebilir. Binanın bütün kısımları tam olarak aynı zamanda tamamlanmış olmayabileceği için yapı iskelesi de parça parça indirilebilir. Ayrıca gerek duyuldukça yapı iskelesinin bazı parçaları yeniden takılabilir.
YAPI İSKELESINI AYAKTA TUTAN SÜTUNLAR
Ebeveynler olarak bütün kararlarınızın çerçevesi yapı iskelenizin üç sütunudur: yapı, destek ve teşvik. Bu sütunlara yaslanarak çocuğunuzun özgüvenini, özsaygısını ve ayak uydurma becerilerini artırabilirsiniz, böylece kendi kendilerini destekleyen, teşvik eden ve yapılandıran ebeveynler haline gelirler. Bir çocuk nihayetinde kendi kendisine yapı iskelesi kurabilsin diye siz ona yapı iskelesi olursunuz.
Yapı rutinleri iletişim tarzını, evdeki kuralları, düşünme biçimlerini; yapı iskelenizin dayandığı bütün altyapıyı içerir. Yatma vakti ve ödev saati gibi, geç yapılan pazar kahvaltısı ya da cuma gecesi film saati benzeri aile bağlarını güçlendiren ritüeller gibi ev içinde öngörülebilir rutinler, kuralları bozmanın sınırları ve sonuçlarının tutarlı olarak belirlenmesi, çocuk istiyor görünse de görünmese de ebeveyn ilgisi ve varlığı çocuğun güvenlik duygusu açısından önemlidir. Çocuklarınız küçükken yapılandırılmış bir ev ortamı kurarak başarılı bir yetişkin olmanın zorunlu bir bileşeni olan istikrar konusunda rol modeli olursunuz ve kendinizle çocuklarınız arasında onlar yetişkin olurlarken güçlenip gelişen güvenli bir bağ kurarsınız.
Duygusal empati kurarak ve değer vererek destekleyin. Çocuğun duyguları dinlenmeye ve kabul edilmeye ihtiyaç duyar, yargılanmaya ve önemsiz addedilmeye değil. Ebeveynlerin çocuklarına, “Ağlayacak bir şey yok,” demesi onların duygularını değersiz kılar ve temel bir düzeyde kendilerinden kuşku duymalarına neden olur. Oysa hissettikleri yanlış değildir. Sadece öyle hissetmişlerdir. Duygularını adlandırmaları ve onları ebeveynleriyle açıkça konuşmaları öğretilen çocuklar zor duyguların nasıl işleneceğini öğrenirler, bu da reddedildiklerinde ve başarısız olduklarında kendilerini toplamalarına yardımcı olur. Yetişkinlikte onlara musallat olabilecek, ilişkilerini ve meslek hayatlarını olumsuz etkileyebilecek psikolojik meseleler –anksiyete ve kaygı– geliştirme ihtimalleri azalır. Destek sunmak, gerektiğinde müdahalede bulunmak anlamına da gelir. Çocuğunuzun bir akıl hocasına ya da terapiste ihtiyacı varsa profesyonelleri devreye sokmak için durumun ağırlaşmasını beklemeyin. Son olarak, destek vermek öğretici talimatlar vermek anlamına gelir. Çocuğunuzun, bir sınava hazırlanmaktan tutun arkadaşlık kurmaya varıncaya dek bir dizi beceriyi öğrenmesi gerekebilir. Yapı iskelesi olarak sizin rolünüz koçluk etmek ve talimat vermek olacaktır, işi çocuğunuzun elinden alıp onun yerine yapmak değil. Çocuğunuza matematik öğretme işini bir başkasına devredebilirsiniz ama ona hayat becerilerini ve değerlerini öğretsin diye birini tutmamalısınız. En güçlü destek doğrudan ebeveynden gelir.
Teşvik çocuğunuzu yeni şeyler denemeye ve risk almaya doğru hafifçe itelemektir. Çocuklar başarısız olduklarında, illa ki olacaklardır, yaşanan şeyin “neden”i üzerine onunla konuşarak gelecekteki cesaretini teşvik edin. Neyin yanlış olduğu ve neyi geliştirebilecekleri bilgisinden güç alan çocuklar bisiklete yeniden binmeye, sahneye ya da sahaya yeniden çıkmaya can atacaklardır. Çocuklarınızı başarısızlık riski almaya teşvik etmezseniz onlara korkmayı ve bağımlı olmayı öğretirsiniz.
Bu süreç boyunca düzeltici geribildirimler vererek ve çocuğunuzun yetkinlik duygusunu artırarak rol modeli olmanız ve olumlu davranışları öğretmeniz gerekir. Rol modeli olmak bağımlılık yaratmaz, bağımsızlığı teşvik eder. Danışan topluluğumuzda ebeveynler yapı iskelesini ayakta tutan sütunlara odaklanmış olsalardı pek çok acı ve ıstırap önlenmiş olurdu.
YAPI İSKELESININ KALASLARI
Ebeveyn olarak kurduğunuz yapı iskelesinin kalasları sabır, sıcaklık, farkındalık, duygulara kapılmama ve izlemedir. Çocuklarınız gelişip gurur duyabileceğiniz türde yetişkinlere dönüşürken bu kalaslar üstünde durursunuz. Bizler evimizde kendi çocuklarımızla bunları kullandık ve binlerce ebeveyni aynısını yapmaları için eğitip büyük bir başarıya tanık olduk.
Sabır. Aynı dersi tekrar tekrar öğretmeniz gerekse de süreklilik gösterin.
Sıcaklık. Empati, şefkat ve iyilik örneği olun. Sınırlar koyarken bile sevginizi ve şefkatinizi gösterin. Sıcaklık göstermenin bağımsızlığı güçlendireceği akla yatkın görünmeyebilir ama bilimsel kanıtlar bunu destekliyor.
Farkındalık. Çocuğunuzun duygusal ve pratik ihtiyaçlarına, saiklerine kulak verin, tabii kendinizinkilere de.
Duygulara kapılmama. Ne kadar üzgün olursanız olun ya da ebeveynlik zaman zaman ne kadar zor gelirse gelsin sükûnetinizi koruyun.
İzleme. Çocuğunuzla ilgili neler olup bittiğini yakından izleyin ve desteğinizin ona faydası olduğundan emin olun.
YAPI İSKELESI KURMA STRATEJILERI
Gerçek mimari yapı iskelesinde olduğu gibi bu destekleyici ızgara belli yapı stratejileriyle yükseltilir. Ebeveynlikte yapı, destek ve teşviki en iyi biçimde sunmanızı ve kalasları yerleştirme becerilerinizi en iyi biçimde kullanmanızı sağlayan on strateji vardır. Bizim stratejilerimizi benimserseniz çocuklarınızı güçlü, yetkin bireyler olacak şekilde yetiştirirsiniz. Bundan sonraki bölümlerde bu stratejilerin nasılları ve nedenleri ayrıntılı olarak anlatılacak ama burada her birini kısaca gözden geçirelim.
Önce Kendinizi Güvende Hissedin. Kendinize özen göstermeniz temel bir yapı iskelesi ebeveynliği becerisidir. Yapı iskeleniz sağlam değilse çocuğun “binası”ndan düşen parçaları tutacak kadar güçlü olmayacaktır. Yapının yukarı doğru yükselmesine kılavuzluk edecek kadar istikrarlı olmayacaktır. Yapı iskelesi sallantıdaysa şöyle güçlü bir kriz bütün binayı –yapı iskelesini ve binayı– yerle yeksan edebilir.
Yeni Bir Plan Çizin. Mimaride plan, bir yapının tasarımının teknik çizimidir, şablonudur. Bir yapı projesi bu tür bir planla başlar. Beyinlerimiz davranışlarımızın planıdır, milyonlarca yıllık evrimin neticesinde çizilmişlerdir. Ama beyin planının bazı veçhelerinin modası geçmiştir ve modern hayat açısından fazla anlam taşımaz. Bugün ebeveynliğin işine yarayacak bir yapı iskelesi inşa etmek için modası geçmiş eski planı kazımanız, o kadar kapalı olmayan, eklemelere ve genişlemelere epey yer ayıran açık bir plan çizmeniz gerekir.
Sağlam Bir Temel Atın. Ebeveyn çocuk ilişkisi, üstüne yapı iskelenizi inşa ettiğiniz temeldir, zemindir. Bu temel, duygusal olarak hazır olma, olumlu motivasyon, açık mesajlar verme ve tutarlı kurallardan oluşan sağlam bir karışımla atılırsa çocuğunuz bu sağlam temele dayanarak güvenle yükselip büyüyecektir. Temelin betonu duygusal mesafe, olumsuz motivasyon, muğlak mesajlar, tutarsız kurallardan oluşan kalitesiz bir karışımsa çocuğunuz da sağlam ve güvenli olmayan bir temele dayanarak yükselme ve büyüme mücadelesi verecektir.
Sağlam Durun. Kendinizi güvenceye almış, güzel bir plan çizmiş, sağlam bir temel atmış olsanız bile, hayatta sizin kontrolünüz dışındaki koşullar nedeniyle çocuğunuzun binasının yanı sıra yapı iskelenizin de sarsılacağı zamanlar olacaktır. Yapı iskeleniz bu talihsiz, öngörülemez zamanlarda sağlam değilse çocuklarınız gelişimleri sırasında başa çıkacak donanımı edinmedikleri duygulara ve deneyimlere açık ve onlardan etkilenebilir hale gelebilir. Ama siz bütün vidaları, cıvataları sağlamlaştırır, yapı iskelesini zorluklara hazırlarsanız çocuklarınıza fırtınalı dönemlerde kılavuzluk edebilirsiniz, böylece bu zamanı kendilerinden emin ve güvenli biçimde atlatır, bir sonraki zorlukla karşılaşmaya hazır olurlar.
Onların Seviyesinde Kalın. Bir evin zemin katında dururken çatıdaki biriyle konuştuğunuzu hayal edin. Hiç kolay değildir. Çatıdakinin sizinle “yüksekten” konuşması ya da bağırması gerekir. Konuşmanın fazlasıyla büyük bir dert olduğuna da karar verebilir. Aranızdaki mesafe açık, rahat bir iletişimi imkânsız hale getirir. Şimdi çocuğunuzun binasıyla sizin yapı iskelenizin aynı seviyede olduğunu gözünüzde canlandırın. Kısa bir mesafeden doğrudan konuşabilir, birbirinizin gözlerinin içine bakabilir, etkili iletişim kurabilirsiniz. Açık iletişim hatları kurmak ve korumak için yapı iskelenizi çocuğunuzun binasıyla aynı seviyede tutun. Dürüst ve sahici olarak “o seviyede” kalın.
Büyümeyi Motive Edin. Bir çocuk yeni beceriler öğrenirken binası yükselecek ve genişleyecektir. Öğrenmek denemek ve bazen de başarısız olmak anlamına geldiğinden çocuğun inşası yeni kısımlar ve parçalar ekleme sürecidir. Yapı iskelesi binanın düşen parçalarının tutulması, malzemelerin toplanmasına yardımcı olunması ve yeni eklemelere uygun araçların seçilmesi için hep oradadır. Bazı çocukların binaları bir gökdelen gibi doğruca yukarı tırmanacaktır. Bazılarıysa geniş bir çiftlik evi gibi dışa doğru açılır. Çocuğun binasının tarzı size bağlı değildir. Ebeveynin yapı iskelesi çocuğun büyüyüp aldığı şekle uyum sağlamalıdır. Sizin büyümeyi engelleme ya da kontrol etme yönünde göstereceğiniz herhangi bir çaba onu gerçekten güdük bırakabilir.
Güç Toplayın. Çocuğunuzun binası büyüyor, sizin yapı iskeleniz de yakın ama açık bir mesafeyle onun yanında yükseliyor. Bu etkileyici büyümeyi güçlendirmek için çocuğunuzun cesaret, özgüven, dayanıklılık ve azim gibi çelik kirişler yerleştirmesine yardımcı olabilirsiniz. Bu iç kuvvetle birlikte içinde “yaşayacak” bir binadan fazlasına sahip olacaktır. Kötü hava koşullarına dayanacak ve zor zamanlarda ayakta duracak bir kalesi olacaktır. Onun içindeki çeliği ona kılavuzluk edip onu destekleyerek, sınandığınızda ve güçlü olmanız gerektiğinde hangi araçların en yararlısı olduğunu davranışlarınızla göstererek sağlamlaştırabilirsiniz.
Gerçekçi Sınırlar Koyun. Yapı iskeleniz büyümeyi asla engellememeli ya da çocuğunuzun binasının alacağı şekle girmesini önlememelidir. Ne var ki binanın güvenlik standartlarına uyması gerekir. Bir inşaat alanındaki baş müteahhit gibi ebeveynlerin de çocuklarının gelişiminde kalite kontrolü korumaları, çocuklarının büyümelerinin “kurallara uygun olmasını” sağlamaları gerekir. Bunu sınırlar koyarak ve kötü davranış için sonuçlar uygulayarak yaparsınız. Bir şeylerin kayıp gitmesine izin verirseniz bina, içinde yaşanacak kadar sağlam ve güvenli olmayacaktır.
Koşulsuz Destek Verin. Çocuğunuzun binasının mimarisi sizin zevkinize uygun olmayabilir. Ama kişisel tercihleriniz önemli değildir. Önemli olan, çocuğun binasının istikrarlı ve güçlü olması, sizin yapı iskelenizin yapılandırmak ve düşen parçaları tutmak üzere orada olmasıdır. Onun lüks apartman dairesini Victoria dönemine özgü tuhaf bir eve çevirirseniz ya da onun binasının bir gün mucizevi biçimde hayalinizdeki eve dönüşeceğini düşünerek kendinizi kandırırsanız yapı iskeleniz yapıya gereği gibi uymaz ya da gerekli desteği sunmaz. Onun binasını, size tuhaf görünse de olduğu gibi kabul edin. Yapılıp bittiğinde orada o yaşayacak, siz değil.
Çatlakları Onarın ve En Aza İndirin. Bina yukarı doğru yükselirken inşaat ekibi her zaman çatlakları arar. Bütün çatlaklar önemli değildir. Bazıları sadece estetiktir, azıcık çimentoyla kapatılır. Bazıları daha büyüktür ve özel dikkat gerektirir. Binadaki çatlakları taramanın yanı sıra yapı iskelesindeki hasarı da kontrol etmeniz gerekir. Yapı iskelesinin iyi bir onarım halinde tutulması, inşaat açısından binanın korunması kadar önemlidir.