Sadece LitRes`te okuyun

Kitap dosya olarak indirilemez ancak uygulamamız üzerinden veya online olarak web sitemizden okunabilir.

Kitabı oku: «Çağdaş Azerbaycan Şiir Antolojisi», sayfa 2

Anonim
Yazı tipi:

ŞAİRİN HAYALİ

 
Yine kanatlandı şair hayali
Dindirir kalbimi bir keman gibi.
Gönlüme seslenen her küçük nağme
Bırak kalsın, hayatta armağan gibi.
 
 
Hayalen göklere hiç yücelmedim,
Meylimi biricik güle salmadım.
Elden bir an bile ayrı kalmadım,
Kendimi hiç misafir sanmadım,
 
 
Elimde kalemim bazen lal20 olur,
En şirin arzular bir hayal olur.
Yine de yürekte özge hâl olur,
O dolar boşalır asuman gibi.
 
 
Ömrün anlamını baharda gördüm,
Sevdiğim bu güzel diyarda gördüm.
Gönlümü ne tutsak, ne darda gördüm,
Coşup dalgalandı o, umman gibi.
 
 
Şiirim kanatlanıp uçabilseydi,
Kalplere tazelik saçabilseydi.
Seven gönülleri açabilseydi,
Gamım yok olurdu bir duman gibi.
 

SENDEN AYRILANDA

 
Çelik kanatlar üste
Uçtun uzağa gittin.
Göklerin sinesinde,
Nokta gibi gözden gittin…
 
 
Gittin, boğsa da beni
Ayrılığın, hasretin
Kalbimi terk etmedi
Şefkatin, muhabbetin.
 
 
Fakat sana diyecek
Ne kadar sözüm kaldı.
Bilsem de bu ayrılık
Geçicidir, geçecek.
Fakat yine yüreğim
Dil anlamaz çocuk gibi…
Konuşur fısır fısır;
Elinden ayrılığın.
Köle oldum, kul oldum,
Gamım hesaba gelmez,
Sevinçten yoksul oldum.
 
 
Tenhalığın yükünü
Çekerim ağır ağır.
Nice intizar sözüm,
Benim gecem gündüzüm
Seni çok özlüyor…
 

YILDIZ GİBİ

 
Bazen sanki
Donuyorum buz gibi.
Bazen geceden sabaha
Yanarım yıldız gibi,
Nağmenin düğmeleri,
Bazen çiçeklenmez.
Gönlüm susmuş keman gibi,
Bazen de hiç dinmez.
Bazen de ram olurum,
Yorgun düşmüş deniz gibi.
Rahat olmuyor yürek.
Fakat yine hayalim,
Göç eder elden ele.
Bilirim ki ne kadar
Nağmeler yazmak için
Seferim vardır daha,
Seferim vardır daha…
 

ALIAĞA KÜRÇAYLI
(1928-1980)


Şair, çevirmen. Merhaba, Gelecek Yıllar (1954), Güzellik (1958), Cevapsız Mektuplar (1960), Nargin’den Esen Rüzgâr (1961), Sefere Çıkıyorum (1965), Turnalar Güneye Uçar (1967), Yollarda Arar Beni (1970), Hayatın Dolayları (1973), Dünya Avucumda (1976), Bütünlük ve onlarca diğer şiir ve çeviri kitaplarının yazarıdır. Sanat Adamı unvanını ve Azerbaycan Devlet Ödülünü aldı.

BİR AVUÇ GÜNEŞ

 
İlk defa annemden duydum bunu:
Bir avuç güneşin ne olduğunu.
Beklenmedik sesten, bir gürültüden
Bizi sarardı korku, heyecan.
Nazi uçağı geldi sanırdık,
Toprak21 biz saklanırdık.
Tam dagirdiğimiz anda,
Annem söylenirdi, sinirlenirdi:
Bir avuç güneş de kıtmış bize,
Karanlık yazılmış kaderimize…
O günden bir avuç güneş sözünü,
Bir avuç güneşin, nurun özünü
Gezdirdim kalbimde kanımmış gibi.
Nemli kulübelerin dermanı gibi.
Bildim o hayattır, güldür, çiçektir.
Herkese, her yerde güneş gerektir.
Laleli ovaların yakasında da.
Ya bir avuç olsun, ya da bir katre –
O gerek nurunu salsın her yere.
 
 
O güneş parlıyor şimdi elimde,
Bütün bir güneş var benim elimde.
Fakat saklayarak o hasretini,
Bir avuç güneşin hararetini
Bekleyen halklar var, kabileler var.
Güneşsiz açılan nice sabah var.
Güneşsiz günleri açarım her gün,
Annemin sözleri geçer kalbimden.
Bir avuç güneşi getirmek için
Bir ömür yaya yol giderim ben.
 

KUĞUNUN NAĞMESİ

 
Diyorsun: “Ah bu aşk şiirlerinin
Hepsi kısadır – bir bent, iki bent”
Diyorsun: “Demek ki sakatmış senin
Aşkının yolunda bindiğin sement22
 
 
Güzelim, doğru ya, benim aşkımdan
Uzunca konuşmam olmadı hele;
Sevgi konusunda çok cimriyim ben,
Ne yapsam, doğam böyledir, böyle…
 
 
Dostum, bu kınama, bu sitem nedir?
Bırak da, anlatmayayım aşkımı daha.
Kuğu nağmesini son kez söylüyor,
Ömründe son kez…
O da ne nağme!
 

HARCADIM GENÇLİĞİ

 
Harcadım gençliği bozuk para gibi
Yerini bilmeden, esirgemeden.
Vardan yoktan çıkan bir fakir gibi
Onu hep ararım, hep ararım ben.
 
 
Keyifte mi, neşeler kucağında mı
Gitti o yıllarım, gitti gençliğim?
Güzel kadınların dudağında mı
Soğuk öpüş gibi bitti gençliğim?!
 

İZLER

 
Dün karın üstünde ben
Gördüm ayak izlerimi;
O izler kayboldu neden
Bugün güneş doğan gibi?
 
 
Üzerinde karlı yerin
İz bırakmak kolay olur
Kolay düşen o izlerin
Ömrü, dostum, bir an olur!
 
 
Zor da olsa böyle, çalış –
İzin düşsün taş üstüne;
Bin ateşli yaz, bin karlı kış
Bozamaz ki onu yine!
 

LEVHA

 
Semada devre vururken
                                bulutların dizimi
Diktim göklere hasretle
                                yola dalan gözümü.
Yıldırımlar
bana gösterdi
       nurlu gündüzümü.
Sabaha kadar
ben böyle süzdüm
       bahar yağmurlarını,
İple inci gibi yüzdüm
bahar yağmurlarını,
güllerin boynuna dizdim
       bahar yağmurlarını.
 

ALI KERIM
(1931-1969)


Kısa ömür yaşayan Ali Kerim’in İlk Aşk kitabı 1958 yılında Moskova’da yayınlandı. Hayattayken Bakü’de iki kitabı daha yayımlandı: Hep Seferde (1963) ve Altın Kanat (1965). Edebiyata özgü üslubuyla tanınmış şairin Geri Ver Ana Borcunu, Çocuklar ve Yıldızlar, Sefer Sonrası, Gül ve Ekmek şiir kitapları ve iki ciltlik Seçilmiş Eserleri ölümünden sonra yayımlandı. İki Senfoni uzun şiiri 1957 yılında Moskova’da düzenlenen Öğrencilerin 6.Dünya Şöleni’nin özel ödülünü aldı.

PARÇALAR

 
Otuzdan çok yaşadım…
Çöyçay’da,
     Bakü’de,
                Moskova’da,
                                         Tiflis’te.
Arabada, uçakta,
     bazen kum üstünde,
                bazen denizde.
Aşk alacakaranlığında,
Konferans salonunda.
Sevgilimle birbirimize diyeceğimiz
İki söz arasında.
Hastalanırken
Hekimin çaresinde.
Bazen ölüm sözünün kutup kışında
Bazen günlerimi başıboş bırakıp
Onlarsız eğlendim hep.
 
 
Sonra da günlerim beni bırakıp
gitmenden sitem ettim hep.
Yılların çoğu benimle daha,
Ailemin bireyi oldu.
Görüyorum bazısından
                günler düşmüş,
                nereye düşmüş?
                Ne zaman düşmüş?
Eh, onlar çoktan geçişmiş
Bazısı toz olmuş ayaklar altında.
Bazısı hangi arabadaysa
öyle unuttum gitti.
Bazısı
bir zaman kenarında
Yaşadığımız nehrin
                suyunda akıp gitti.
Ama öylesi de var ki,
                gitmemiş.
Gönlümü incitmemiş.
Öyle saatlerim var ki ağaç oldu
                Bir dost bağında.
 
 
Her dakikası bir meyveye dönüşmüş
                Yeşil dalında.
Boynuna kolumu dolarım saatimin
                Otururum ömrümün
                bir parçasının gölgesinde:
Dizerim kızıl yanaklı dakikaları
On dört günlük ay – tabağa,
                yeriz şirin şirin.
Her yılı tekrarlanacak
     bu dakikaların.
Bazen düşer dakikalar dallarından
     yere bir bir
Sahibini görüp gelir, onlar nedir,
Saatim var
     Bir insan sevincinde
                bir hissedir.
Solmuş bir tebessümün
Pırıltısını geri vermiş
O ölmemiş. O yaşıyor.
 
 
Anlarım var:
Sağanak yağmur gibi yağmış
Duygulu bir insan kalbine;
Yeşerttiği çiçekler
                ödüldür bana.
Oğlanlarıma bakıyorum:
Boylu postlu günlerimdir.
Nurlu gecem, al sabahımdır.
Şiirlerime bakıyorum:
Deme ölmüş günlerimdir.
Tutuşup deftere dökülmüş günlerimdir.
Otuzdan çok yaşadım.
     Pişman değilim.
Geleceğe bakıyorum,
Dur!
     Bak ne diyorum.
O daha ömründen değil,
     Düşün akşam – sabah
Sen onu fethetmelisin
     Son zerresine kadar.
 

TAŞ

 
Yarı çıplak
       Eski insan
Düşmanına bir taş attı,
Kana battı.
Taş düşmedi
       Ama yere.
Uçup gitti.
Ufuklardan ufuklara.
Demeyin ki taş kayboldu.
Oldu kılıç,
       kurşun,
                  mermi.
Hiç durmadı fikir gibi.
Atom gibi
Meridyeni kırık kırık,
Arzuları zerre zerre,
Okyanusu parça parça
Edip geçti…
 
 
İşte o taş
Şimdi yine hiç durmuyor
Uçar nereye?
O nötron,
Elektron –
Dönüp
       neler,
       neler olur.
Alev olur,
       ölüm olur,
                  zehir olur.
Ey yüzyıllım,
Hakikatin kan kardeşi,
Hiç durmaz mı, de,
Yarı çıplak
       yarı yabani
Eski insanın
       attığı taş?!
 

HEP SEFERDE

 
Trenler durduğunda,
Uçaklar indiğinde,
Bence bitmez ki sefer
Seferdeysen yine de.
İnsan dünyaya benzer –
Seferdedir ebedî.
Bence oturmuşsa da
Bir taşın üzerinde.
Anlamlı bir kitabı
Karıştırırsa eğer,
Güzel bir seferdedir.
Uyuklarken her akşam.
Uykusu köprüyse
Günle gün arasında –
Seferdedir o insan…
Hatta mezarlıktaysa,
Hatırası dostlara
Bir tepe aşmak için
Kuvvet verirse eğer,
O yine seferdedir.
Ulaşmağa var hele…
Seferdedir
                      yol gider…
 

NERIMAN HASANZADE
(1931)


Halk Şairi, Azerbaycan Emektar Sanat Adamı. Sayısız şiirlerin, tiyatro oyunlarının, bu bağlamda Aklına Geleceğim (1966), Neden Söylemediniz (1970), Zümrüdü Anka (1073), Sen Affettin (1979), Kimin Sorusu Var (1984), Bütün Milletlere (1991), Talihin Armağanı (1993), Gelişli Gidişli Dünya (1995), Poylu Beşiğim Benim ve onlarca eser yazmıştır. Eserleri Rus, İngiliz, Fransız, Alman, Romanya, Türk, Leh, İspanyol ve eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerindeki tüm halkların dillerine çevrildi. 2002 yılında Uluslararası Bilimler Akademisinin (Azerbaycan Bölümü) geçici, 2004 yılında iseasli üyeliğine seçildi. Kendisine bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetinin Şeref Madalyası verildi. Yılın Şairi (2010) ödülünü aldı.

KADINA MEKTUP

 
Sizin kızınızla görüşüyoruz biz,
Gidiyoruz kâh yolla, kâh kenar izle.
Bunu ben biliyorum, siz bilmiyorsunuz,
O geliyor zaten sizin izninizle.
 
 
Okul arkadaşı, yol yoldaşı var,
İşi de çok olur, bazen dersi de
Benim kızınızın, nasıl derlerse –
Okul arkadaşı, yol yoldaşı.
 
 
Ben anlıyorum, siz annesiniz
O yüreğe sığmaz ki bu heyecan
O eve dönünce nigaransınız23
Evde olunca da benim nigaran.
 
 
Bir ömür yaprağı uzun, ya kısa…
Aşk, sevgi, hayranlık – hangi daha eski?
O sizin yalnızca kızınızsa da,
O benim yegâne saadetimdir.
 
 
Siz de hayransınız, ben de bir kıza
Kimin kapısından o girmelidir?
Dünya öyle ki biri bulursa,
Öteki … mutlaka kaybetmelidir.
 
 
Duruluk simgesi sizin kızınız
Gözünden okunur kalbi, isteği
Sizin bu sevdada kaybetmeyiniz
Sizin borcunuzdur, benim kısmetim.
 
 
Sizin adınıza saygı, ihtiram
Kadın karşısında baş eğer âlem
Ben de baş eğerim, vedalaşırım –
Kızınız gelecek, ben gitmeliyim.
 

MERDİVEN

 
Bu dünya merdivendir.
Çıkınca cana yakın
İnince çok kötüdür.
Görüştük basamaklarda,
O çıkıyordu bu demde,
Ben iniyordum habersiz.
Onu arzularına
Çıkarırdı merdiven,
Beni hatıralara indirdi.
Bu zaman,
Birimiz – gün doğana,
Birimiz – gün batana…
Çıkamazdım bir daha,
Ne o güç, ne o takat.
O da inemezdi hiç.
Haklı – haksız, vermişti
Hükmünü zaten doğa.
Gerek ya inmeyeydi
Bu görüş hiç araya.
Ya o önce geleydi,
Ya ben sonra dünyaya.
 

NE TUHAF?!

 
Öyle durursun, öyle bakarsın,
Sanki karşındaki kuru bir taşım.
İpek saçını bir zaman okşayan.
Sanki hiç hiç ben olmamışım.
 
 
Seni dostlarımla, tanışlarımla,
Ben tanıştırırdım o zaman bir bir
Şimdi başkaları o ihtiramla,
Diyorlar tanış ol…
Ne tuhaf?!
 
 
Rüyada görürdün bir zaman her dem,
Yolumu beklerdin yollardan uzak.
Ben senin rüyandan çıkagelmişim,
Bu da bir rüyadır, gel tanışalım.
 
 
Koluna girerdim… bu hatırındadır,
Giderdik… yolumuz, arzumuz ortak.
Kolum kollarının hep yanındadır,
Dokunsa biz şimdi özür dileriz.
 
 
Nerde olduysam sabah, ya akşam,
Aradın sen beni, gördün sen beni.
Şimdi gözlerinin tam önündeyim,
Nerede durayım ki,
Göresin beni?
 

BEN DE YAĞMALIYIM

 
Zordur benimle beraber yaşamak,
Bazen gözlerimde değişir âlem.
Benimle bir ömür arkadaş olmak.
Bir azcık daha zor,
Ben anlıyorum.
 
 
Ne duman çekilir, başımdan ne çen24,
Tufanlı boranlı dağım ben, neyim?!
Ne bileyim,
Dünyada ben de kendimden
Belki de ilk şikâyetçiyim.
 
 
Bende bir “ben” de var…
Benden habersiz,
Ne duyar, ne sayar beni.
Yer var ki o beni hep rezil eyler,
Yer de var hep üne yetir beni.
 
 
Bir gamı bir yürek valla zor taşır,
Yüz yürek gamı var bu bir sinemde.
Ben yerden göklere baksam da eğer,
Gök yüreğimdedir…
Yer yüreğimde.
 
 
Bir insan olsaydım neydi derdim,
Yaşardım her mevsim bir libas giyip,
Evimde çay içip,
Yemek de yiyip
Bir insan gamını çekebilirdim.
 
 
Sinemde halkların bedbaht taliyi25,
Bazen de aldanmış kadın gileyi26
Bazen de toprağın batan çeşmesi,
Bazen de yüzsüzün yüze düşmesi,
Gönlümün yayını çekip kırdılar,
Senden dikkatimi çekindirdiler.
 
 
Öyle ki tutuldum, bekle bir kadar,
Biraz şefkatli ol, sen ana gibi
Yağmur yağan gibi açılır gökler,
Ben de yağmalıyım…
Yağana kadar.
 

MEHMET ARAZ
(1933-2004)


Halk Şairi, Azerbaycan edebiyatının ünlü temsilcisi, Emektar Kültür Adamı. Sevgi Nağmesi, Araz Akar, Ben Seni Bulurum, Annemden Yadigâr Nağmeler, Ömür Kervanı, Okura Mektup, Kayalara Yazılan Ses, Yol Ayrımında Sohbet vs. gibi yirmiden fazla kitabın şairidir. Eserleri dünyanın değişik halklarının dillerine çevrilerek yayınlanmıştır. Hacı ZeynalabdinTağıyev Ulusal Ödülü’nün sahibidir. Kendisine Azerbaycan SSC Yüksek Sovyeti Onur Belgeleri ve bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetinin İstiklal Madalyası verilmiştir. 1957 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği üyeliğine seçilmiştir.

SEVGİ SINIRI

 
Boynumdan yukarı yüceliğim yok,
Gözüm ufka dek görmeye kadir,
Dağın o yüzünden umacağım yok,
Dağın bu yüzünde pınar benimdir.
 
 
Seven hem kaygılı, hem de kaygısız,
Sevin – seninkidir bu koca âlem.
Kalbine bulanık fikirler sızar:
“Seninle olsam da, senin değilim”.
 
 
“Hep aynı yerde durur vaatlerim,
Zaten hep aynı, hep aynı adamım…
Kırıp sınırları, kırıp setleri
Aşkını dünyaya tanıtmıyorum…”
 
 
Bulalım aşkımızı tartan tartıyı,
Belki kalbimizde güveni tartalım?
Senin bin kuşkunu koysak bir göze,
Benim bir güvenim ağır gelecek.
 
 
Yürek de tuhaf hilkattir diyen,
Bazen bu isteği kendine yüktür.
Dün sevdiğini bugün sevmeyen
Sevginin özünden şartı büyüktür.
 
 
Demem ki emretsen, gözümü kapar
Göğün yakasını kapattırırım.
Demem ki bir gece kesilse uykun
Sabahın yolunu kapattırırım.
 
 
Yok, Şirin şartların,
Yok buna şüphem!
Ben ne hükümdarım, ne kulum sana,
Yok Ferhat külüngü hükmünde rütbem
Deniz kucağında ev kuram sana.
 
 
Şimdi moda değil Mecnun gözyaşı,
Leyla talebine ne tedbir kılsak?
Borcunu veririz Nofel kardeşin,
Leyla ne ister? – mücevher – bir tabak!
 
 
Dilenci aşkları sınırlar aşar;
Sen benim aşkımın hudut direği.
Senden o tarafa sonsuzluk yaşar,
Senden o tarafa yer de görünmez.
 

UNUT BENİ

 
Dilim dinmez27, kirpiklerim ses eyler,
Nasıl hoşsa – yüreğimi kes öyle…
Kalan ömre yarım yürek bes28 eyler,
Unut beni, aldat beni, at beni.
 
 
İnişi kar, yokuşu kar bu yolun,
Yad nefesten buz kayası su oldu…
Yalan yolu beş adımlık suyolu,
Aldat beni, unut beni, at beni.
 
 
Sen ömrünün ateşinde yananda,
Gölgenden de gereksizdim yanında.
Kıymetli bir kayıp tut aklında,
Unut beni, aldat beni, at beni.
 
 
Gözden göze köprü kurmak zor iştir,
Bakışların yönünü çok değişti.
Yeni adım zaten yeni dövüştü,
Aldat beni, unut beni, at beni.
 
 
Bu sevdaya ne ulaştık, ne yüzdük?!
Dalgasında ne kaybolduk, ne yüzdük.
İşte seni düzde koydu bu düzlük…
Unut beni, aldat beni, at beni.
 

BENDEN GEÇTİ, KARDEŞİME DEĞDİ

 
Ey taşlaşan, topraklaşan,
Ulu dedem!
Bugünümden dünüme uzaklaşan
Ulu dedem!
Rüzgârlaşan, dumanlaşan ruhumla sen
Ayağa kalk, seninleyim!
Ses gitmeyen,
el yetmeyen
Eski tarih deresinden
Ses benin sesime son: –
Sese gelen, senden
Geçen
Neydi böyle? –
Senden geçip kardeşine değdi böyle?
Bununla mı, de kaç defa
Baba – oğul, kardeş hissi ikilendi,
Bir şehrin
Beş kardeşin hanlığına parçalandı?
O zaman mı bitti bizim
dilimizin
“senin”, “benim” gabarı29 da?..
O zamandan bitti bizim
dilimizin
“nerelisin” damarı da?..
Seninleyim, ulu atam!
Bu meseli kimdir yazan?
Hangi soysuz baba şimdi
Ataların imzasını
Çekip, ona mühür basan?!
Adınızı destanlardan alırım
Ruhunuzu kıyma kıyma koparırım.
Kara Çoban,
Ey Han Ayvaz,
Kiziroğlu Mustafa Bey,
Eğer ki siz
Bu konuya imza koydunuz!
Sonra, sonra hanginizse
Halka gelen bir kazadan
Hep başını yana eğdi.
Settar Hanın ocağına
fena değdi.
Benden geçti!..
Benden geçti!..
Sevince bak, gayrete bak!
Bunu yazan hilkate bak!
Benden geçti!..
Kulağımdan gitmez bu ses,
Darbeleri kardeşine,
Sırdaşına geçiren kes
Şimdi sanki bak bu gece
Kulağımın tam debinde
 
 
Hep ben dedi bir ülkede
ne kadar han,
Onların hep “ben” dediği yerde
Sen olmadın, Azerbaycan!
Seni senden alıp böyle
Yüz yıllarla uyuttular.
Seni senden eylediler,
Seni senden öğüttüler.
Havan oldun hep tuzunla,
kendi taşınla.
Üvey oldun
öz, yakın ikiz kardeşinle –
Benden geçti diyenlerin gayretinden,
Namusunu yiyenlerin gayretinden!
Benden geçti…
Benden geçti!
Ey taşlaşan, topraklaşan,
ulu atam!
Bugünümden, dünümden uzaklaşan
ulu atam!
Ayağa kalk!
Defnettiğin meselenin
mezar taşına
Bir teessüf hatırası yazıp, yont:
Senden geçen bana değdi,
Benden geçen sana değdi.
Senden, benden geçen darbe
Vatan, Vatan, sana değdi.
 

CABIR NEVRUZ
(1933-2002)


Halk Şairi, Azerbaycan Sanat Adamı. Bizim Yüzyıl, Sıradan Gerçekler, Talihin Armağanı, Ne Kadar ki Hayattayım, Kendini Koru, Halkım ve benzeri çok sayıda şiir kitabı yayımlandı. Eserleri İngiliz, Fars, Türk, Polonya, İspanyol, Fransız, Alman ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin tüm halklarının dillerine çevrildi. Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu sekreterliği yaptı. Bazı onursal unvanlar, Azerbaycan devlet ödülleri, nişan ve madalyalar aldı.

SAĞLIĞINDA DEĞER VERİN İNSANLARA…

 
Bir arzum var, ey insanlar,
bak, diyeyim
Sağlığında değer verin insanlara,
İyilere sağlığında iyi deyin,
Sağlığında kötüleri kötüleyin.
Yalnız, yalnız sağ olanda,
Herkes gerçek değerini bilir onda;
Bu sözlerim yalan olsa
töhmet edin.
Size rica ediyorum milyon kere,
Şairlere sağlığında hürmet edin,
Sağlığında heykel dikin ölmezlere…
Geleceğe çok da umut bağlamayın,
Sözünüzü sonralara saklamayın.
Nefret ettim sonralardan,
Zamansız öten zurnalardan,
Boşboğazdan, avareden.
Sağlığında sevindirin temizleri,
Siz hayatta bu amaçla adımlayın.
Sağlığında ifşa edin, habisleri,
Satılıklara sağlığında satılık deyin,
Tilki deyin, tilkilere,
aslan deyin aslanlara;
Sağlığında değer verin insanlara…
Herkes bilsin hep yerini
nasıl sağdır,
Bu, kötülerin hayatını kısaltmaktır,
İyilerin hayatını uzatmaktır…
Bu nedendir öldüğünde, kalbimizde
İnsanlara sevgi, saygı aşıp taşar.
Öldüğünde iyiler de iyi olur,
Kötüler de iyi olur…
Çirkinler de temiz olur öldüğünde…
Yabancılar bile aziz olur öldüğünde…
Hatıralar anlatırız,
başsağlığı belletiriz,
Hepsine hep iyi deyip,
öbür dünyaya yollarız.
Bu geç kalmış yorum, dua kime gerek?
Bundan mezar büyüyecek,
ya ölen mi dirilecek?
Hiç beğenmem
bu eskimiş geleneği,
hiç beğenmem…
Bu mabet aşklarını,
saygıları hiç beğenmem.
İstemem ki bu zamansız şöhreti ben,
Bir an ömrü milyon altın ömür gele,
değişemem…
Diri için iğne kadar hürmeti ben
Ölü için bin heykele değişemem…
Ben doğruyu söylemesem, beni bağışlayın,
Yüz tutarım çocuklara,
yaşlılara, gençlere,
Sağlığında değer verin insanlara,
İyilere daha sağken iyi deyin,
Sağlığında kötüleri kötüleyin…
 

NESİMİ

 
Nesimi talihi gerektir bana
Adımı onurla taşımak için.
Nesimi talihi gerektir bana,
Hayatta dürüstçe yaşamak için.
Özümü, sözümü büyük sanmaya,
Aslımla, neslimle gururlanmaya,
En ağır saatte, en zor gününde,
Gerçek yaşlılıkla yürümek için.
Şairler yanında, erler içinde,
Yüce başla yürümek için.
Nesimi talihi gerektir bana,
Tebriz’in kapalı yolları gibi,
Nesimi talihi gerektir bana,
Babek’in kesilmiş kolları gibi,
Kepez’im, Şahdağ’ım, Goşgar’ım gibi,
Bu kudretli ölüm, bu şans, bu yazı,
Bu sevinç, bu gam daha gerektir bana.
Nesimi talihi, Nesimi yası,
Kendi öz dilim kadar yakındır bana.
Hiç zaman basılmaz bir ordumdur o.
Yüzyıllar göğsüne kanla yazılmış,
İlkin kimliğimdir, hüviyetimdir o.
Güçle boğazıma direnenleri,
Şöhret için el açıp dilenenleri,
Vatanda vatansız yaşayanları,
Hep bensiz, sensiz yaşayanları,
Ölü cesetleri, ölü canları,
İnsan kıyafetli solucanları
Niye geldiğini, niye doğduğunu,
Unuta unuta yaşayanları,
Öyle tıka basa ömrü uzunu,
Öyle yuta yuta yaşayanları,
Didik didik parçalayıp öldürmek için,
Nesimi talihi gerektir bana.
Âlemi onlara güldürmek için,
Nesimi talihi gerektir bana,
O ölüm halkımın yüceliğidir,
O ölüm halkımın bacarığıdır30.
En yüce, en yüksek zirvemdir benim,
Korkak insanlara darbemdir benim.
Milli gururumdur, muhabbetimdir31,
Bu ulu dert saadetimdir.
Nesimi talihi gerektir bana,
Şiirimin, sözümün kudreti için.
Nesimi talihi gerektir bana,
Şairle doğruluk birliği için,
Şairle mertliğin vahdeti için.
 

SÖZ SATARIM ALAN YOK…

 
Çok değerler talan olup, yıkılmış,
Söker, yer kim ne kadar başarır…
Şairlerin şöhretleri yıkılır,
İşgüzarların kâbusları yücelir…
 
 
Deha sözü şimdi olmuş gülmeli,
Tüccar sözü esir etmiş çoğunu…
Neye gerek Nizami’nin heykeli,
Ama boldur satmak için çugunu32
 
 
Baş eğerim bir temiz kes bulunsa,
Şimdi bizi kirli yüzler tanıtır.
Kim bu halkı daha fazla çapulsa,
O kitlenin şerefidir, şanıdır…
 
 
Bodrumlardır adilerin siperi,
Her ne dersen orda çoktur pis yamuk
Atom bile kırabilmez onları,
Basılmazdır satılıklar ordusu.
 
 
Böyleleri vatan, millet tanımaz…
Onun bir tek para sözü var dilinde,
Göğsümüz, nefesimiz, canımız,
Patates, ekmek, et satanın dilinde…
 
 
Çok kişiler33 dişi olup korkudan,
Çok dişiler kişi gibi çarpışır…
Kardeş vurur kardeşini arkadan,
Dönüp olur Ermeninin kardeşi
 
 
Yüzden herkes millet derdi çekendi,
De ne için kanı aktı milletin?..
Gitti, battı, talan oldu, tükendi,
Bir adı var, kendisi yok milletin…
 
 
Midesi için çalışanlar az değil,
Vatan gerek yerleşmeye gödende…
Sözde vatan yeşertenler az değil,
O çiçeklene gerek kanda, bedende…
 
 
Hani yiğit Köroğlu’muz, nerededir,
Ne zamandır duyulmuyor narası…
Gelsin, görsün namus satıp, ar satıp,
Toprak satar onun nankör nevesi34
 
 
Haber verin, Vagif’e, Vidadi’ye,
Onlar gibi dost haline yanan yok…
Allah, ne çok imrenirim Hadi’ye,
Söz satarım, şimdi onu alan yok…
 
 
Meydanlarda bağırırken biz narız,
Cephelerde gitti, battı sesimiz…
Çok da dedik Karabağ’ı vermeyiz,
Yarım olmuş daha memleketimiz…
 
 
Bu yarı da yarılara bölündü,
Yarı candır yarıların özü de…
Allah, bana daha yarım görünür,
Azerbaycan kelimesi, sözü de…
 
20.Dilsiz
21.Toprak ev, dam.
22.Kızıl at
23.Merak etmek, endişelenmek
24.Sis
25.Talihi
26.Sitemi
27.Bir şey söylemez
28.Burada yeter
29.Nasırı (Burada dilinden tük bitmek anlamında)
30.Becerisidir.
31.Burada aşkımdır
32.Dökme demir.
33.Erkekler
34.Torunu

Ücretsiz ön izlemeyi tamamladınız.

₺43,31

Türler ve etiketler

Yaş sınırı:
0+
Litres'teki yayın tarihi:
01 ağustos 2023
Hacim:
21 s. 36 illüstrasyon
ISBN:
978-625-6494-49-7
Yayıncı:
Telif hakkı:
Elips Kitap
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin PDF
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin PDF
Ortalama puan 3, 1 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin PDF
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre