Sadece LitRes`te okuyun

Kitap dosya olarak indirilemez ancak uygulamamız üzerinden veya online olarak web sitemizden okunabilir.

Kitabı oku: «Tuzaktaki Özgürlük»

Yazı tipi:

UÇSUZ BUCAKSIZ

 
Uzanıyorum
Kurtar diyen yanına
Hadi diyorum
Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.
Ortasında kıvrılıyor apak gerçekler
Uçurumun siyahına boyanır
– ken
-–Zaman uçsuz
 
 
Toplayıp çiçeklerden
Son olan nefesleri
Kurtul tuzağın dişlerinden
Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.
Dalga sarıyor sarı kumlarımı
Gece siyah siyah mehtaplanır
-ken
-–Zaman bucaksız.
Dön artık.
Henüz ben genç
-ken.
 

ÇİNGENEM-I-

 
Geçmekte çingene arabaları
Tanın sırları süzülürken
Tekerler döndürerek düşünceleri
Ben de dönüyorum kendime
Geçip gidiyor çingene arabaları,
Allı ballı özgürlük sarılmışken hindibaya
Üflüyor rüzgârı denizin dalgaları
Fısıldıyor yüreğime bir martı
Ben özgürlük…
 
 
Uzaktaki ufuk
Ufuktaki martı
Martıdaki kanat gibi
Geçerken çingene arabaları
Çaındıl tanın sırları
Söylemeyin hindibaya
Darılırım sonra
Fısıldıyor yüreğime rüzgâr
Ben özgürlük…
 
 
Ey özgürlük
Gel yanı başıma
Ne renksin göremedim?
Şehri Kazanımda gürler misin işitemedim?
Atalarımın kanının renginde misin bilemedim?
Ey özgürlük
Tatlı bir sözsken dilimde
Sallan dur yüreğimde
Gitme bir yere.
 

ÇİNGENEM-II-

 
Bir türkü yaktın çingene kızı
Ve….
 
 
Sessiz kaldı acıyan gerçeğim
Ürktü rüyam
Ürktü bulutun mavisi
Kimsenin dokunamadığı sessizliğim
Bir türküsün çingenem
Sen bende.
 
 
Uyandı halsiz ellerim
Uyandı ufuk sesine
Uzandı yollar o yere
Doldu tan suları sarkan kirpiklerine
Bir bakışsın çingenem
Sen bende.
 
 
Fırtına gülüyor
Gönlüme ördüğüm ırmağa
Gözüme sürmelediğim toprağa
Gül vazgeçiyor dikeninden
Bir bülbülsün çingenem
Sen bende.
 
 
Sakın susma söyle
Ağlama gül de
Sensin sazımdaki tel de
Dilimdeki türkü de
Çiçekteki renk de
Kal gitme çingenem
Sen bende.
 

KADERimiz

 
Bir gecede
Bir karanlık içinde
Bir karayılan tıslıyor
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
 
 
Bir ormanda
Bir ağaç gövdesinde
Bir Şüreli’nin parmakları kanıyor
 
 
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
 
 
Bir denizde
Bir dalganın köpüğünde
Bir martı çırpınıyor
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
 
 
Bizim kaderimiz Huda’nın elinde.
Örülmüş karışıp bin kör düğüme.
 

KUŞ MU?

 
Ben mi?
Ben mi?
Yarin yanağındaki ben mi?
Uzanıyor gönül gönüle
Söyleyin tutmasınlar beni.
 
 
Siz mi?
Siz mi?
Enginleri enlerde uçan siz mi?
Dönüyor başınız yükseklerde
Söyleyiniz tutsunlar elimi.
 
 
O mu?
O mu?
O kafesteki bir kuş mu?
Kırılıyor teller ellerde
Söyleyin tutunsun gönlüme.
 
 
Ben hep aynı yerde…
 

YOLDA

 
Cihan hareketsiz
Her şey nedir bekler,
Unutarak dünyanın ahu zarını.
Durmuş gidemiyor
Huzuru kaçan gönül durağımdan
 
 
Kederlerim bekler
Yarı yolda kesilmiş sözler
Kuğular da uçup gitmiş
Dönmüyor geri
Yolunu kaybetmiş yıllarım gibi
 
 
Solmuş mu bakışlar ne?
Gözler hem tanıdık hem yabancı.
Durmuş da mucizeyi bekler
Ayın geceyi beklediği gibi
Bekliyorum ümidi
 
 
Yarı yolda
Yol yarıda
 

SINIRLAR

 
Önünde
Özgürlüğü olmayanlar
Sallanıp
Serap olan
Eriyip
Kayıp olanlar
Gidip
Geri dönmeyen
Kirlenip
Arınamayanlar
Şu gürültülü dünyada
Vaktin sınırında
Geç sınırları,
Geç sen,
Geç geri adım atma!
Göğün yüzüne bakanlar
El avuç açanlar
Merhamet isteyenler
Kilitli göğün kapısından
Çırpınıp
Dövünenler
Ah edip üşüyenler
Çıplak ayakla
Kanlı ufka yürüyenler
Geç sınırları,
Geç sen,
Geç geri adım atma!
 

KALBİM

 
Göğsümden çıkarcasına
Vuruyorsun kalbim.
Yürüyorum uzatıp ellerimi
Sevdaya doğru
Of çekerek
Kapısını kapatıyor ufuk
Bakıyorum göğün yüzüne
Merhamet dilenerek
Uzaklaşıyor ufuk
Bu sevda bir tuzak
Çevirmiş etrafımı
Gönüllüyüm tutsaklığa
Göğsümden çıkarcasına
Vuruyorsun kalbim.
Yürüyorum uzatıp ellerimi
Sevdaya doğru
Kalbimi sıkıştıran kadim gerçek
Yürüyorum sevdaya doğru.
 

OCAK

 
İki bin birinci yıl.
Ocak ayı.
Gerçek mi bu yoksa rüya mı?
Hayat adlı kutsal savaşta
Çırpınan son günüm mü?
Unutulan yere yağmur yağar,
Son kez ağlıyor mu gök?
Zaman dağları aşar da
O vakit gelir mi?
Kış mı bahar mı dünyada?
İki bin bir mi?
Aylardan ocak mı?
Her şey geldi geçiyor da
Ben duruyorum halâ
Kaderlerin yokuş kıyısında.
Duruyorum.
Saçlarımı yıkıyor yağmur
Baharların ülkesinde
Yalnız turna sesi mi?
Tepelerin gölgesi mi?
Bu yüzüme vuran
Sayıklıyor muyum?
Bilmiyorum
Asrın başı mı?
Asrın ahiri mi?
Bu insanların anlatacağı
Benim öyküm mü?
İki bin birin ocak ayı çırpınıyor bende,
Ateş ile
Ben bağlıyorum şiir sözü ile.
İnat ile
 

RİTM

 
Ah ritm,
Ah kafiye
Dur.
Sabret.
Fikir sürmem kısa.
Ben şiir değilim.
Yine de
Ritim!
                   Ritim!
                                            Yüreğim
Bugün ufuklar günlenmiş
Yürekler birbirine düğümlenmiş
Ezilmiş büzülmüş ayrılık
Ben şair değilim.
Yine de
Ritim!
                   Ritim!
                                            Yüreğim
 

UYANIŞ

 
Şehir uyuyor.
Gecenin karasını örtüp omzuna.
Bu kış gününde
Yasin okuyup eren cana,
Dünyayı gece bekliyor
Ay şahit sevgili
Ettiğim yeminlere
Öldüm de dirildim
Endişeli yüreğimle
Karabasanlar uyandırdı
İçi sarı dolu odalarda
Ve de
Gecenin bir yarısında
Ayrılık kim bilir hangi sevgilide
Şehir uyandı şafakla
Kucak dolusu papatya
Ulaştı mı sana
Yapraklarından yol yaptım
Seviyor sevmiyor diye
Gün şahit sevgili
Seni sevdiğime
Sen de sevdin mi beni?
Yalandan da olsa
Sevdim de.
 

PENCERE

 
“Açın pencereleri,
Pencereniz varsa!..
 
M. Aglam”

 
Pencereler var
Açılmıyorlar;
Kafesli pencereler.
Paslı tellere çivilenmiş
Açılmayacaklar
Yanıldı işte tüm falcılar
Geçti artık candan
Gönlümün ateşine
Eklenmekte alev alev
Solgun zamanlardan
Uzaklara bak halkım
Gürleyen uzun geceler
Yüreğimde kaç ateş yakıyor?
Kafesli pencerelerde yansıyanlar
Bakıyorum yırtıcılar gibi
Daha ne kadar sınanırım
Dursun tecrübeler
Düşsün üzerime kafesler
Aydınlık hayalleri yerle bir ederek.
Kapanıyor gönül pencereleri
Avrupa’ya pencere oyarak…
 

TUZAKTAKİ ALEV

 
Ah çırpınıyor alev!
Tuzaktaki alev!
Uçurumdaki alev,
Çiğniyor zincirini o,
Talep ediyor şarkısını
Çırpınıyor
Durgunlaşıyor.
Yaşanmaz talepsiz,
Yaşanmaz savaşsız,
Kanı çekilmiş firavunlar ülkesinde
Binlerin gözü bizde
Biz kendimiz de
Tuzaktaki alev benzerinde.
 

VAKİT

 
Aç hadi aç yelkenleri
Zamanı geldi
Yola çıkmalı yola
Yalan bu derya
Çevirmiş canımı
Nerede güzellik
Gerilmiş yelken
Son umut
Belki tamu
Son altın balık
Ne olursun tez elden gitmeli
Açmalı yelkeni hemen bugün
Vakit altın.
Arınarak gidilmiyor
Geçmişin ağır yükünden.
Açılmalı
Varmalı
Ümitsizliğin sis perdesini yırtarak.
Geçmiş geç değildir
Geç kalırız
Nedir coşturtuyor.
Su üstüne
Rüzgar yazıp geçmiş
Gecikme
 

SEVDİĞİM

 
Güneşten aydınlık
Saf, sade olur gün.
Utanarak bize doğru
Elini uzatır tün
Ayın gümüş nurunu çalarak
Hüzünlü türküler söyler rüzgâr
Sallanır hüzün beşiğinde
Gökleri aşar samyeli
Döner ilkbaharlar
Bakmaksızın kışa güze
Ebedi baharı görürsün
Bakarak gözlerime
Cihanın parlamasını.
Türkü yakar gölcükler
Seni sevdiğim için
O tanda leylaklar
Beş taçlı çiçek açar
Beyaz bulut, beyaz kundakta
Sallanır yalnız başına
“Bin bir gece”yi anlatır
Sönene dek son yıldıza
Tutunarak benim aşkıma.
 

SEN

 
Sen beni yeniden doğurdun
Sen bana taktın kanat
Buza dönüşen canımı
Şefkatinle sardın
 
 
Yüzüyorum baharda da
Kışın da
Yazın da
Zincirlenmiş bir kulun da
Hür azat kuşun da benim
 
 
Gönlümün nehri de
Arayıp buldu kıyısını.
Ebediyete dek döndü
Çoktan unutulmuş türküm.
 
 
Bir anda sanki ben
Alemi kulakucakladım
Çünkü sen bana yeniden
Dünyayı bağışladın.
 

HER TARAFTA MUTLULUK

 
Her tarafta
Mutluluk nefes alıyordu
Sevgi bekliyordu
Düşüncelerimin uzak mesafelerini
Gidip gidip dönüyordum kaç defa.
 
 
Kaç defa volta atıyordum
Aşkın masmavi gökyüzünde.
Masmavi gökyüzünde aşkın
Kaç defa şimşek gibi çakıp kaç defa gök gürültüsü
gibi kükredim.
 
 
Hepsi söndü… Senin haberini
Büyük gökler mi verdi?
Gece rüzgarı mı yoksa kader mi
Üfleyerek sevgi mumunu söndürdü?
 
 
Göz yaşları dökerek söndü mumum,
Açar mı tekrar kirpiklerini?
Kirpik uçlarında asılı kalmış
Göz yaşının son damlası.
Bakmış da melül melül gözlerime
Ne demek istiyor ıstırap içinde?
Ya göklerde… şimşeğin kucağında
Yalnız bulut ağlıyor hüngür hüngür…
 
 
Şimşeklerde umut. Sevgi mumum
Yanar yine parlayıp.
Mutluluk nefes alır, mutluluk her tarafta,
Sevgi bekleyerek atar her bir sokak.
 

CEVAPSIZ AŞK

 
Affet, dedim
Affet
Üzerini çizelim ayrılığın
Kırmızı çizgilerden geçelim
O tan vaktinde anladım
Sen bendeymişsin aşk
Affet
Aklım başımda değildi
Giderken sen
Tüm menekşeler önünde eğildi
Kalbim azat
Arasatlı buzat
Bin bir gece masallarından döküldüm aşk
Günahım boynuna
Kalbimi ister at
İster sat
Ben aşkı gördüm
Bir kış ortası idi
Ak boranlarla karşıladılar
Ben kucakladım ayrılığı
Eridim kucağında
Affet
 

Ücretsiz ön izlemeyi tamamladınız.

₺19,81

Türler ve etiketler

Yaş sınırı:
0+
Litres'teki yayın tarihi:
01 ağustos 2023
ISBN:
978-625-6494-85-5
Yayıncı:
Telif hakkı:
Elips Kitap
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin, ses formatı mevcut
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin, ses formatı mevcut
Ortalama puan 3, 1 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Ses
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre