Kitabı oku: «Çekici gücün kuralları»

1. ÖNSÖZ

Kitapcığımı edindiğiniz için size teşekkür ederim. Bu kitabı okuduğunuzda hayata bakış açınızın pozitif yönleneceğine eminim.

Bu kitapçık vasıtası ile çekici gücün mıklatızlara mahsus olmadığını, yer çekimi gibi sizin ‘de çekici gücünüzü tanımlamanıza yardımcı olmayı amaçlıyorum.

Bu kitabın yazarını daha iyi tanımanız için kendimi tanıtmak isterim.

Mayıs ayında Karadeniz’in şirin beldesi Bartın'da doğdum. Babamın yeraltı isçisi olmasından dolayı, Almanya'nın Harz bölgesinde büyüdüm. Okul tahsilim den sonra, staja (Gaz ve Su Tesisatçısıydım) başladım ve sonra maddi durumlardan dolayı stajımı yarım bırakarak bir sunta fabrikasına isçi olarak başladım. Benim gibi olan insanları Almanlar: "Göçmen kökenli insan"

olarak tabir ederler. Bazı Türk arkadaşlar bana almanlaşmış Türk derken, alman görev arkadaşlarım bana bazen "Türk kotası" diye dostça hitab ederler.

Şahsi yükselişim, zamanında vardiya çavuşumun, benim hakkımda iyi şeyler düşünmesine borçlu olmama ve bana işi öğrettiğine bağlayabilirim. Neticede 1996 yılının mart ayında isçi sınıfından, teknik eleman sınıfına geçiş yaptım.

Bu değişim bana saygınlığın yanında önemli ölçüde fazla para getirdi. 13 sene süren alçalışlar ve yükselişlerden sonra tamamen bir değişik meslek öğrenmeye karar verip, özel koruma ve güvenlik okuluna başladım.

Tam 4 yıl sonra zengin kısma yeterince güvenlik sağladığımı düşünerek artık hapse girmeye karar verip, İnfaz Koruma Memuru mesleğini öğrenmeye karar verdim. Başarılı sınavımdan sonra bir İnfaz kurumunda kadrolu görev aldım. Şu anda ana meslek olarak infaz kurumu içinde, 2 yıldan fazla hüküm yiyen mahkûmları yönlendirme amacıyla görev yapmaktayım. Bunun dışında, infaz kurumu içinde meslek öğrenmek isteyen hükümlülerin zekâlarını test etmekteyim.

İş hayatımda birbirlerinden tamamen farklı insanlarla tanışabildim. Her tanışmaya kesinlikle, insan sarraflığımı geliştirme yönüyle baktım.

Tabiri caizse orta direk insanların dışında, milyonerler, politikacılar ve benzeri huysuzlarla ilgilendiğimi söyleyebilirim. Bu deneyimlerimi ana mesleğim ile tamamlıyorum. Hat safhada insanların karşıtı, kuşkusuz elinden en değerli olan özgürlükleri olan hükümlülerdir. Çünkü bir insana verebileceğiniz en büyük ceza özgürlüklerini ellerinden almaktır. Hâkimlerin verdiği cezaların hapis ceza süresi ile ölçülmesinin nedeni budur.

Deneyimlerim sayesinde birçok durumlarda her iki tarafta "Win-Win"; yani kazanan taraf olma hissi yaratabiliyorum.

Bunlar hiç bir zaman tesadüf değildir, insanlara muamele ve onlara bakış açımın profesyonelliğidir.

Bu kitapçıkla iyimserliklerin kaybedenlere veya hayatlarına başka bir bakış acısından bakmak isteyenlere yardımcı olmak istiyorum.