Sadece LitRes`te okuyun

Kitap dosya olarak indirilemez ancak uygulamamız üzerinden veya online olarak web sitemizden okunabilir.

Kitabı oku: «Türk Medeniyet Tarihi», sayfa 3

Yazı tipi:

7. “İl”in Mahiyeti ve Rolü

“İl” kelimesinin manaları: “İl”23 kelimesinin en eski manası “sulh”tür. “Ilçi” kelimesi, bu manadan gelir; “Ilçi” bidayette “sulhçu” manasına idi. “Toyonizm” bir sulh dinidir. Bir cinsten olan aşiretler arasından kan davasını, akını ve muharebeyi bu din nehyetmiştir (Bir cinsten olan aşiretlerin mecmûnuna Şark Türkleri “budun” adını verirlerdi). “İl” dinî aşiret kavgalarına nihayet verince her “budun” ayrı bir hükûmet hâlini alırdı. Bu suretle “İl” kelimesinin ikinci manası da “devlet” oldu. “Orhun Kitabesi”nde “İl” kelimesi bu ikinci manada kullanılmıştır. Türklerin aşiret devri tarihten evvel geçmiştir. Tarih Türkleri “İl” hâlinde yani göçebe devletler şeklinde görmüştür.

“Küçük İl”de sulh mâbudu hangisidir? “Küçük İl”de sulh mâbudu “Ogan”dır; diğer “Yer Sular” aşiretlerini harbe teşvik ettikleri hâlde “Ogan” bunları harpten ve kan davasından meneder.

“İl” kelimesinin sonraki manaları: Sonradan “İl” kelimesi, Türk’ün her siyasi cemiyetine ıtlak olunmaya başladı. Bundan “halk” manası doğdu: “İl ile kara gün bayramdır.” Sonra bu halkın oturduğu ülke manasına gelmeye başladı: “İç-İl, Taş-İl, Rum İli” gibi. Daha sonraları; “yabancı” manasına gelmeye başladı: “Kâtib benim, ben kâtibin; il ne karışır.”

8. Türk Totemizmi

“Yer Su”lara ibadet nasıl yapılır?

Yukarıda gördük ki; mâbud ilkbaharda “koyun” yer. Demek ki bu mevsimde “Gök Han”a kendi totemi olan “koyun” kurban edilir. Diğerlerine kendi mevsimlerinde kendi totemleri kurban edilir. Totemler, “Totemizm” ibadetinin haricinde kesilemeyeceğinden bu kurban günleri, Avustralyalıların “İnti Şiyuma”sına muadildir.

Totemizmde Semiyyelerin Adları

Totemizm’de semiyyelerin adları totemlerin adları olmak gerek Halis “Totemizm” devrinde bu kaide mutlak surette caridir. Fakat Totemizm’in yalnız bazı izlerini muhafaza eden dinlerde, totem isimlerini semiyyelerde aramak lazım gelir. Bununla beraber, en eski Türk âleminde, bu totemlerin isimlerini taşıyan beş kavim görmekteyiz:

1) “Tuhsin” umumi il “tosun” manasınadır. Çinliler “Tsin” şekline sokmuşlardır. Bunlar müstakil Türk devleti yerine ilk defa olarak Çin’de büyük bir imparatorluk vücuda getirmişlerdir.

2) Hiung-nular, Hunlar, Kunlar gibi muhtelif adlarla anılan “Koyunlular”dır. Mahmud Kaşgarî’ye göre “Kun” kelimesi “Ârgu = Orhun” lehçesinde “koyun” manasınadır. Koyunlulardan “Mete” iki kere Çin İmparatorluğu eline geçmişken istemedi ve ilk defa olarak bir millî Türk İlhanlığı teşkil etti.

3) Şimalde Tunguzlara kendi ismini vermiş olan Türk şubesidir.

4) Garpta “İt Baraklar” ki “Oğuz Han” bunlarla harp etmiştir. Ve Çıçakları24 üzerine göndermiştir. Bugün Birecik’te “Barak” isminde bir Türk ili vardır.

5) Cenuptaki “Yüeçiler” ki sonradan “Kuşan” adını aldılar. Bunların da “Kuşlar” olması mümkündür. Bu surette dört cihete ait totemler, dört cihetteki Türk kavminin isimlerini taşıdıkları gibi, merkezî totem de “umum il”in ismini yani “Tuhsin, Tuzun, Tosun” adını taşımakta idi.

Şu faraziyeye göre, kablettarih bir zamanda, Türkler böyle bir teşkilat hâlinde imişler:


Bu Tasnifin Çinlilerdeki Şekli: Bu tasnifin tafsilatını Çinlilerin “Taoizm” adlı dinî sistemlerinde görürüz. “Tao” Çince “tabiat” yahut “yol” demektir. “Taoizm” bir nevi “Tabiatçılık = Natürizm”dir. Bu, birbirine tedahül etmiş birtakım manzumelerden mürekkeptir. İstinat ettiği en esaslı umdelerden birisi fezanın dört asli cihetine göre taksimidir. Bu cihetlerden her birine, onun idaresine müvekkil olan bir hayvanın ismi verilir.

Şarkta : Gök Ejderha

Cenupta : Kızıl Kuş

Garpta : Ak Kaplan

Şimalde : Kara Kaplumbağa

Bu Tasnifin Çinlilerdeki Rolü: Her cihet, kendi hayvanının adını alır ve muhtelif hâllere göre uğurlu yahut uğursuz sayılır. Fezayı idareye memur olan timsali hayvanlar, sema gibi yeri idare ederler. Bir tepe yahut coğrafi bir teşekkül “Kaplan”a benzedi mi, “Taoizm”e göre, bu Kaplan’dır. Binaenaleyh garptadır. Bir “Ejderha”ya benziyor mu? O hâlde “Ejderha”dır ve şarktadır. Bir yerden göç edileceği zaman etraftaki eşyaya bakılır. Eğer bunlar kendi cihetlerine mütevâfık şekillere malik iseler, mesela garpta bulunanlar “Kaplan”a, şarkta bulunanlar “Ejderha”ya benziyorlarsa bu seyahat uğurludur.25

Türklerin “Tandırname Ahkâmı” ve “Keçe Kitâb” adlarını verdikleri kaideler, Çinlilerin “Taoizm” ahkâmına benzer. İkisi de aynı medeniyetin bakiyyeleridir.

Bu Tasnifler Türk’tür: Chavannes diyor ki: “Bu dörtlü tasnif Türklerde ve Çinlilerde başka başkadır. Çünkü evvela Çinlilerde unsurların sayısı beş olduğu hâlde, Türklerde dörttür. Sâniyen, Çinlilerde garbın unsuru “maden” olduğu hâlde, Türklerde “rüzgâr”dır. Türklerin dört unsuru Hintlilerin unsurlar tasnifine de benzemez. Çünkü Hintlilerde “ağaç” unsuru yerine “toprak” unsuru vardır. O hâlde, bu unsurlar hâlis Türk manzumesidir.

Bu tasnifte Türklerin dört hayvanı da Çinlilerinkilerden başkadır:



Türk Tasnifinin İcmâli: Türklerin dörtlü tasnifi şu veçhile ikmal edilebilir:



Bu tasniflerin esasları ve rolleri yalnız Türk teşkilatlarında vardır: Türklerde “Lâhûtî” tasnif, içtimai tasnifin aynıdır. Demek ki birinci ikinciden doğmuştur. Bu tasnifin en mühim rolü içtimai tesânüdleri takviyeye hadim olmasıdır. Çünkü içtimai tesânüd, mâbudlara yapılan ibadetlerle kuvvetlenir. İtikatlar da bu tesânüdlerin kuvvetlerini artırır. Çinlilerde ise bu tasniflerin içtimai teşkilatlarla hiçbir münasebeti yoktur. Demek ki bu tasnifler, Türk cemiyetinden doğarak sonradan Çinlilere geçmiş. Edouard Chavannes, bu tasniflerin “Tsin”ler tarafından Çin’e idhâl olunduğunu iddia ediyor. Bizim tetkiklerimiz de bu neticeye müncer oluyor.

9. Türk Takvimi

On iki Hayvan: Türk Takvimi de “Tsin” dininden doğmuş görünüyor. “Tsin” Türkleri her on iki seneye “Çağ” (Cycie) adını verirlerdi. Bu on iki seneyi on iki hayvanın adları ile ifade ederlerdi. Bu yılların adları: Tavuk, At, Tavşan, Öküz, İt, Domuz, Maymun, Yılan, Sıçan, Pars, Koyun, Timsah’tır.

Bir adam hangi hayvanın yılında doğmuşsa kendisine o senenin kudsiyeti isnat edilir. Mesela: “Falan adam koyun yılında doğmuş.” denildiği zaman âdeta totemi koyun imiş gibi addolunur. Bu takvim Çin’e, Tibet’e, Hind-i Cînî’ye, Mançurîlere ve Moğollara da girmiştir. Bunu da Çin’e sokanlar -Edouard Chavannes’e göre- “Tsin” Türkleridir. Hind-i Çînî’de bir hayvanın yılında doğan erkek ile kadın, başka başka “çağ”lara mensup olsalar bile birbiriyle evlenemezler. Yani erkek, birinci “on iki yıl”ın “Öküz” senesinde, kadınsa, ikinci “on iki yıl”ın yine “Öküz” senesinde doğmuş olsalar da yine birbirleriyle evlenemezler. Çünkü ikisi de “Öküz tevellüdlü”dürler. Mösyö Doolittle’in26 beyanına göre, aynı hayvanın yılında doğanlar, birbirinin tedfin merasiminde bulunamazlar.27 Bu hâller gösteriyor ki, bu hayvanlar eski totemlerin bakiyyeleridirler. Zaten tetkik edilirse görülür ki dört cihetin totemleri de bu on iki hayvan arasındadır. Diğer isimler de bu dört hayvanın -Çinlilere nazaran- müteradifleridir. Mesela, “Pars” “Köpek”in müteradifidir. “Sıçan” “Domuz”un müteradifidir. Bu minval üzere bu on iki hayvanı dört cihetin üç takım hayvanlarına irca etmek mümkündür. Türk takvimindeki hayvanların isimleri şu veçhiledir:28



Ayların Adları: Türkler seneyi, dört cihetin totemleri ile ifade ettikleri gibi, senenin aylarını da yine dört cihetin totem isimleri ile ifade ederlerdi: Mahmud Kaşgarî’ye göre, Türkler İlkbahar aylarını “oğlak”a nispet ederlerdi (Malumdur ki koyun, kuzu, keçi, oğlak kelimeleri mukaddes mantıkça birbirinin müteradifleriydiler).

İlkbaharın birinci ayına “Oğlak Ay”, ikinci ayına “Ulu Oğlak Ay”, üçüncü ayına “Ulu Ay” denilirmiş. Diğer aylar da bu minval üzere, yani mevsimlerin totemleriyle adlanırmış.29

10. Hiung-nuların ve Oğuzların Dinî Sistemi

Bu sistemin müessisi kimdir?

Çin’in Orda vilayetinde milattan iki yüz dokuz sene evvel “Mete” adlı bir hükümdar vardı. Bu zat Hiung-nuların, yani Koyunluların hükümdarı idi. Bu zat yirmi dört tümen (On bin neferden mürekkep kıtaya eski Türkler “Tümen” derlerdi.) süvari askeri vücuda getirdi. Bunları iki kola ayırdı. Her kolu bir beylerbeyinin kumandasına verdi. Ve bunlardan başka, orduda altı büyük amirlik tesis etti. Yani yirmi dört boyu, altı büyük kısma ayırdı. Ananeye göre Türklerin menkıbevî bir hükümdarı vardır ki o da aynı teşkilatı vücuda getirmiştir.

Bu ananevi hükümdar “Oğuz Han”dır. “Oğuz Han” da “yirmi dört boy” vücuda getirmiştir. Güya Oğuz Han’ın altı oğlunun yani “Gün, Ay, Yıldız” ve “Gök, Dağ, Deniz” Hanların dörder oğlu olmuş ve “Oğuz Han”ın yirmi dört torunundan yirmi dört boy vücuda gelmiş.

“Gün, Ay, Yıldız” Hanlar büyük oğulları olup bunlardan “Sağ Kol” olan “Boz Oklar” üremiştir. Küçük oğulları olan “Gök, Dağ, Deniz” Hanlardan da “Sol Kol”u teşkil eden “Üç Oklar” vücuda gelmiştir.

Görülüyor ki “Oğuz Han” ile “Mete” birbirine benziyor. Hâlbuki müşabehet, bundan ibaret değildir. “Mete” ordusunu kuvvetlendirmek için ıslık çalan gayet müthiş bir ok icat etmiş ve ordusunu bu ok ile teslîh etmiş. “Oğuz Han”a gelince, bunun ismi olan “Oğuz” kelimesi “Ok” ve “öz” tabirlerinden mürekkeptir. Binaenaleyh bu tabirin manası “Ok Eri” yahut “Ok Aşiretleri”dir. “Mete”nin “Ok Eri” olması, meşhur ıslık çalan “ok”u icat etmesinden dolayıdır. Oğuzların da bu adı almaları, “Mete”nin tesis ettiği yirmi dört tümenin torunları olmalarındandır. İhtimal ki “Mete”, daha o zamanda ordusuna “Ok Erleri, Okçular” adını koymuştur. Oğuzların yirmi dört boyu, bu ordunun yirmi dört tümeninin devamından ibaret olduğu için, bu adı muhafaza etmişlerdir. “Ok” cevheri bilhassa Oğuz İli’nin iki koluna ait isimlerde tezahür ediyor: “Boz-Ok, Üç-Ok.”

“Oğuz Han” ile “Mete”nin aynı şahsiyet olduğuna başka delil de vardır: “Oğuz Han” babası ile harp etmiş ve babası bu harpte maktul düşmüş. “Mete” de Çin tarihlerine göre, babası ile harp etmiş ve babasını öldürmüştür.

İlk vakada da evlat ile babanın arasını açan bir anne yahut üvey annedir. Bundan başka “Mete” ile “Oğuz Han”ın aynı milletlerle muharebe etmeleri ve bütün Türk illerini bir hâkimiyet altında toplayarak bir “Turan İlhanlığı” vücuda getirmeleridir. En sonra ikisinin de yeni bir din ve yeni bir “Yasa” tesis ederek meydana çıkmalarıdır. Bundan başka, ananeye göre, “Oğuz Han” teşkilatını tamamlamaya muvaffak olan, veziri ve oğulları üzerinde vasisi, meşhur “Irkıl Ata”dır. Oğuz İli’ni yirmi dört boya ayırarak her birine bir ad, bir mâbud, bir ongun, bir sünük, bir damga veren “Irkıl Ata”dır.

“Orta İl” ve Bünyesi: “Oğuz Han”ın tesis ettiği yeni il, iki “Küçük İl”in birleşmesinden husule gelmiştir. Mesela “Boz Oklar” bir küçük ildir. “Üç Oklar” da diğer bir küçük ildir. Bunların birleşmesinden yeni bir il vücuda geldi. Bu ile “Orta İI” adını vereceğiz ki “Küçük İl” dört cihetten mürekkep olduğuna göre, “Orta İl”in sekiz cihetten mürekkep olması iktiza eder. Bu sekiz cihetten ikisi hakan ile hatuna, altısı altı oğula aittir.


11. Oğuz Teşkilatının Çin’deki Şekli

İkili, Dörtlü ve Sekizli Tasniflerin Çin’deki Mahiyeti:

Dörtlü ve sekizli tasnifler, Çin’de skolastik felsefenin, dinî falnamenin ve ananevi mantığın esasını teşkil ederler. Bu felsefeye göre “Yang” adını alan (-) işareti, erkek, ziya, hayır alametidir. “Yen” adını alan (– -) işareti dişi, zulmet ve şer alametidir.

Çinlilerde bu ikili tasnif, diğer tasniflerin esasıdır. Hatta, dörtlü tasnif bile Çinlilerde bu iki işaretin ikişer ikişer birleşmesinden husule gelir:



Bu kadroların muhtevaları şunlardır:

1) Güneş, hararet, zekâ, gözler, ilh.

2) Ay, burûdet, ihtiraslar, kulaklar, ilh.

3) Yıldızlar, fecir, şekil, burun, ilh.

4) Seyyareler, gece, insan, teselli, ağız, ilh.

Bu iki işaretin üçer üçer birleşmesinden de sekizli tasnif vücuda gelir:



Muhtevaları:

1) Gök, halis erkek.

2) Buğu, tesâudât, küller.

3) Ateş, hararet, ziya.

4) Yıldırım

5) Rüzgâr.

6) Su.

7) Dağlar.

8) Yer, halis dişi.

Bu iki işaret dörder dörder birleşir. Bu suretle de 64 şekil vücuda gelir. Çinlilerin beş kitabından biri olan “Yi-king” adlı kitap bu 64 şeklin tegayyüründen ibarettir.

Çinlilerde “Yang” ile “Yen”in Müsavi Olmaması: Çinlilerde ikili tasnifin iki haddi olan “Yang” ile “Yen” kıymetçe birbirine müsavi değildirler. Bu sebeple “Yang” olan şeyler “öz, yahşi, uğurlu” oldukları için “âlî”dirler. “Yen” olan şeyler de “yavuz, yaman, uğursuz” oldukları için “sâfil”dirler. Kadının Çin’de hukukça “dun” olmasına, bu tasnifteki vaziyeti de tesir etmiştir.

Türklerde İkili Tasnif: Türk tasnifi Türk ilinin demokrat olduğunu gösterir. İkili tasniften tutunuz on yedili tasnife kadar gördüğümüz tasniflerdeki kadrolar birbirine müsavi idiler. Mesela, dörtlü tasnifte “Gök, Kızıl, Ak, Kara” zümreleri birbirine müsavi idiler. Sekizli tasnif de böyledir.

Zümrelerin bu müsaviliğinden dolayıdır ki; Türk ili, esasen demokrattı. Türk ilinin feodal, aristokratik ve emperyalist olması, sonradan husule gelen marazi bir yeniliktir.

İkili tasnifin iki türlü olduğunu söylemiştik. Birisi Çinlilerin “Yang” ve “Yen” kelimelerine muadil olan “Ak” ve “Kara” tasnifidir.

“Ak” “Kara”dan “âlî” ve Kara, Ak’a nisbetle “sâfil” oldukları için, bu iki sınıf birbirine müsavi değildiler.

Tasniflerin ikincisini de “İç” ve “Dış” tabirleriyle ifade edebiliriz: “İç İl, Dış İl” gibi. Her il’in “kut”u kendisine mahsus olduğu için, yalnız kendi fertleri ona mahremdirler. Başkaları bunu mukaddes yapmakla beraber ona namahremdirler. İşte bu “İç” ve “Dış” kelimeleri “mahrem” ve “namahrem” manalarını ifade etmektedir. Kadınla erkek, bu tasnife girmişlerdir. Bu sebepledir ki, Türk hukukunda kadınla erkek, birbirine müsavi addolunmuşlardır.

12. Oğuz Dinindeki İçtimai Timsaller

Oğuz Dininin Bünyesi: Oğuzların teşkilatı tahlil edilince görülür ki; “Boz Ok” ve “Üç Ok” adlı iki küçük ilin birbirinin müsavi ve mütemmimi olmak üzere ittihat etmesinden, “Oğuz İli” vücuda gelmiştir. Bu ittihatta “Boz Oklar” sağ kolu, “Üç Oklar” sol kolu vücuda getirdi. Bu ittihat şu veçhile oluyor: Sol kolu teşkil eden küçük ilin beş, “Yer Su”yu olduğunu biliyoruz. Bunlardan yalnız “Oğan” ile “Su Han” ve “Demir Han” kalıyorlar. Diğer ikisi, ortadan çekiliyorlar. Fakat şurası da var ki; Oğuzlar da “Oğan”a “Gök Han”; “Su Han”a “Deniz Han” “Demir Han”a “Dağ Han” adları verilmiştir.

Sağ kolu teşkil eden “Boz Ok” adlı küçük ilin timsalleri semada aranıyor ve “Gün, Ay, Yıldız” birer tanrı olarak üç-öz (aşiret) ün timsalleri oluyor.

Görüyoruz ki; iki küçük il birleşirken üçlü oluyorlar. İkisinin mecmunu altı ediyor. Ve altı sayısının arkasında bir 8 adedi vardır. Hakan’la Hatun “Orta İl”i temsil etmek üzere, bu altıya ilave olunuyorlar. Hakan’la Hatun’un semavi timsalleri “Gök Tanrı” ile “Yer Su”dur.

Ongunlar: Eski Oğuzcada “ongun” “totem” demektir. Altı özün ongunları şunlardır:



Oğuzlarda her öz, kendi ongununu mukaddes tanır; ona ok atamaz, öldüremezdi. Totemler de böyledir. Yalnız, altı aşiret totemlerden ibaret olan adlarını terk etmişler yahut unutmuşlardır. Çünkü “boy” teşkilatı kuvvetlenerek “öz” teşkilatını gölgede bırakmıştır. Bu sebepledir ki ongunlar boylara isnat olunuyor, fakat her dört boyların aynı onguna ve aynı tanrılarla yer sulara malik olması, boyların kuvvetlenmesiyle özlerin ikinci safhaya çekildiğini gösterir.

Sünükler: Devlet bahsinde görüleceği veçhile, altı özden her birinin bir sünüğü (söğüşü) de vardı. Boy beyleri şölende (millî ziyafette) kesilen kurbanların her etini yiyemezdi. Her öze mensup boy beyleri etlerin yalnız muayyen bir parçasını yiyebilirlerdi. Sünükler şunlardır:

1) Hakan – Baş

2) Gün Han özü – Sağ karı yağrın ve ucayla

3) Ay Han özü – Sağ aşıklı

4) Yıldız Han özü – Üyegü (üyece)

5) Gök Han özü – Sol karı yağrın

6) Deniz Han özü – Sağ aşıklı

8) Hatun – Ucayla

7) Dağ Han özü – Karın

Sağ kan yağrın “sağ but “demektir. Aşıklı malum. Uca – Divanı Lügât’a30 göre “sırt eti”dir. Üyegü “kaburga” tarafıdır.

Bu tasnif, Çinlilerin 8’li “Taoizm” tasnifiyle karşılaştırılırsa ikisi arasında münasebet ve belki de ayniyet olduğu görülür. Çinli tasnifinin birinci zümresinde “sema” mâbudiyle beraber “baş” sünüğünü görüyoruz. Sekizinci bölümünde, “Yer” mâbudesiyle “Karın” sünüğünü görüyoruz. İkinci bölümde de “güneş” mâbudiyle “uyluk” sünüğünü görüyoruz. Uyluk burada “but” manasınadır.

Çinlilerin “Taoizm” tasnifinden üç bölümüne misal:

1) Sema = Kien, Cenupta, ziya umdesi, erkek, hareketsizlik, kuvvet “baş”, gök kubbesi, baba, hükümdar, yuvarlaklık, cada taşı, maden, ayni, kızıl, iyi at, ihtiyar at, büyük at, bir eğri kılıç, ağaçların yemişi ilh.

2) Yer = Kwun, şimalde, zulmet umdesi, dişi, yer umdesi, itaat, mevâşî, kadın, ana yer, elbise, kazan, çokluk, kara büyük yük arabası.

3) Güneş, nüfuz, rüzgâr, orman, uzunluk, yükseklik, kümes hayvanı, uyluklar, büyük kız, ileri ve geri hareketler yüzde üç kazanç ilh.

13. Yakutların Dinî Sistemi

Eski Türk dini, Yakut Türklerinde hâlâ yaşamaktadır. Seroşevskiy’nin,31 Fransızca “Dinlerin Tarihi Mecmuası”nda, Yakutlara dair neşrettiği tetkikname, bu din hakkında oldukça malumat vermektedir.

Yakutlara göre “il”, iki koldan mürekkep olduğu gibi ilahlar da iki kola ayrılır: Dokuz-Ağa Uza, Sekiz-Ağa Uza.

Dokuz-Ağa Uza: Mâbudların dokuz baba aşiretleri semadadır. Bu sebeple onlara, “tenger” yani “tanrılar” denilir. Her tanrı sağ kolun yani “Dokuz Ağa Uza”nın bir aşiretinin timsalidir.

Yakutlarda tanrılar millî ittihadın timsali, sulhun hamisi, saadetin menbâı, müsavi surette âdil ve umum için hayırhah olan bir ittihat meclisi mahiyetindedir. Dikkate şayandır ki, bu kola mensup olan ilahların hepsi, semanın yüksek tabakalarında ikamet ederler, insanların işlerine asla karışmazlar. Hayatın cereyanı üzerinde, bunların tesiri, aşağıdaki kola mensup olanlarınkine nispetle daha azdır. Aşağıdaki kolun ilahları hadidü’l-mizâc, intikamcû, yere çok yakın, kan rabıtaları ile insanlara akraba ve çok kuvvetli bir aşiret teşkilatına maliktirler. Rusların Yakut ülkesini fethetmelerinden evvel, Yakut milletinin reisi ve ittihad meclisi, Yakut hayatında, yukarıki kola mensup ilahların tesirine benzer bir tesir yapıyorlardı.

O zaman ittihat meclisinin başında “Tigin” unvanıyla sırf ismen mevcut bir reis vardı. Bunun gibi, semadaki ilahların başında da “Art Toyon Ağa” adlı büyük bir ilah vardır ki; semanın dokuzuncu tabakasında oturur (Yakutların bir rivayetine göre, semanın tabakaları on iki, diğer rivayetlere göre on yedi yahut beştir). “Art Toyon”, kudretli olmakla beraber, gayri müessirdir. Timsali olan güneş gibi nur saçar ve yıldırımın sesiyle tekellüm ederse de insanların işine pek az karışır. Yevmi ihtiyaçlar için ona müracaat beyhudedir: Ancak fevkalade zamanlarda onun huzuru ihlal edilebilir; mamafih, bu anlarda bile, insanların işine karışmak lütfunu pek az gösterir. Bu ilahın namına, ilkbahar iziyahîleri yani şenlikleri yapılır ki, bunlar, millî ittihadın bayramlarıdır. Gençler bu ilahın şerefine kımızla dolu olan dokuz kaseyi, dokuzar kere içmekle ve millî ittihadın “Ayhal, Uruy, Ayhal!” naralarını atmakla ona ibadet etmiş olurlar. Çünkü bu ilah kan dökülmesini sevmediği için, namına asla kurban kesilmez. Bu mâbud camia içinde intikam ilahı değil, ancak sulh ve barışıklık ilahıdır. Binaenaleyh ona yapılacak ibadet de kansız, vecdli, neşeli olabilir. Mamafih, kan dökülmesini istemeyen, yalnız bu ilah değildir. Semavi ilahların hiçbirisine kurban takdim edilmez. Bunlara mütevazi hediyeleri takdimi ile iktifa olunur. Yalnız, avcılık mâbudu olan “Bayanay” müstesnadır. Bununla beraber, bu semavi ilahlar arasında Yakutların hayatında mühim rol oynayanlar da vardır. “Dokuz-Ağa Uza”ya dahil olan semavi ilahlar dokuz aşirete münkasımdır. Birinci olan “Art Toyon”u anlattık. Diğerleri, şunlardır:

Yakutlarda Tanrılar: Yakutların dokuz kat gökteki tanrıları şunlardır:

1) Toyon Ağa.

2) Yaradan Ak Han (Yakutcası: “Ürüng Ayı Toyon”).

3) Tatlı Yaradan Anne (Nelbey Ayıı Kübey Hotun İye veya Nelben Ayıısıt).

4) Tatlı Doğurma Hanımı (Nalıgır Ayıısıt Hotun).

5) Yer Hanımı (Tarlaların, derelerin hanımı).

6) Cesegey Ayı. Yedi kardeşi vardır.

a) Korkunç Balta Han, Yıldırım Tanrısı (Sürdeeh Süge Toyon).

b) Işık ve Şimşek Tanrısı (Haan Caasın veya An Caasın).

c) Kader Tanrısı (Tanghasıt Cılga Haan).

ç) Savaş Tanrısı (İlbis Han).

d) Ruhların Öfkesinin Müjdecisi (Uordaah Casabıl veya Orduk Casabıl).

e) Lûtuflar Müjdecisi (Han İeyehsit Ecen Ayıı veya Han İeyehsit Erden Ayıı).

f) Kuşlar Tanrısı (Süng Haan, Süngken Erilik veya Ereli, Homporuun Hotoy Hotun).

7) Mevâşî Tanrısı (Moğol Toyon): Karısı Usun Kuobah Hatun (?). Beşinci gökte şarkta otururlar. Kudretli, zengin, hayırhahtırlar. Alacalı ve siyah hayvanı severler. Bu renklerdeki davarları besleyenler, bu iki karı koca tanrı nazarında teveccühe nail olurlar.

8) Avcılık Tanrısı (Baay Bayanay): Bir Tunguz gibi uzun saçları var. Bu evinden ziyade, çokça ormanlarda ve tarlalarda bulunan serseri bir tanrıdır. Avcılar avda muvaffak olamadıkları yahut içlerinden birisi hastalandığı zaman, bir siyah “manda” kurban ederler. Şaman, bu mandanın etlerini, bağırsaklarını yakar. Merasim esnasında, “Bayanay”ın bir tavşan pöstekisine sarılmış tahtadan bir tasviri, kesilen hayvanın kanı içinde yıkanır. Donların erimesi suları serbest bıraktığı zaman, suyun kenarına saçtan bir iple bağlanmış kazıklar çakılır. Bu ipe alacalı bezlerle saçlar asılır. Bundan başka suya tereyağı, çörekler, şekerler, paralar atılır. “Bayanay” bu armağanları arkadaşı olan Balıkçılar Tanrısı “Vondık (?)” ile paylaşır. Bu fakir olmakla beraber, daima şen, geveze, soytarıdır. Bundan başka, “Bayanay”ın daha yedi arkadaşı vardır ki, bunlardan üçü avcılara dost, diğerleri düşmandır.

9) Göğün yolunu bekleyen Tanrılar:

a) Kapıcı (Bosol Toyon) ve (Buomca Hotun).

b) Er Tanrısı (Bran Batır), domuzlar ahırının ve avlunun tanrısı (Alas Batır).

c) Muhtelif ateşlerin yedi kardeşi: Al Ot İccite, Bırca Bıtık, Kiriş Tölözer (?), Kündül Çagaan, Küre Çagaan, Hun Çagaan, Hatan Sütoya (?), Ilgın Arpaya (?). Bunlardan başka, “Moğol Toyon” ailesinden fakirler tanrısı “Mucera” (?) vardır ki bütün serveti şu türküde gösterilmiştir:

 
Üç balık tuzağı, üç ağ,
Üç beyaz inek,
Üç küçük kumral öküz.
 

Böyle fakir ailelerin tanrısı, yarım balıkçıların, yarım çobanların esirgeyicisidir. Yoksulların, kumral ve beyaz tüylü mevâşîsinin hamişidir.

Sekiz-Ağa Uza: Yakutlarda aşağı kola mensup ilahlar, yani “Yer-Su”lar, sekizdir.

1) Namütenahinin Ulu Hanı “Ulu Teye” veya “Ulu Toyon”.

2) Tunç Başlı Han “Altan Sabaray Toyon”.

3) “Talıırdaah Taan Taralıı Toyon” veya “Tasıırdaah Taan Taralıı Toyon”(?)

4) Günah Han “rah Toyon” (Aran “günah” demektir).

5) Balçık Yürekli Han “Bour Malaahay Toyon”.

6) Yakutlar Hastalığı “Terad” (?).

7) Çinli Baksay Han “Kıtay Bahsi Toyon”.

8) Namık Hanım “Namık Hotun”.

Aşağı koldaki ilahların reisi, “Ulu Toyon”dur.

“Ar Toyon Ağa” yukarıki kolun dokuz aşiret tanrılarına reislik eder. Kâinata kurbansız, ıstırapsız olarak yalnız tatlı bir saadet neşreder. Timsali olduğu müttehide reisi “Tigin” gibi iktidarsızdır. Aşiretlerin kan davası gibi ihtiraslarına timsal olan “Ulu Toyon” bilakis, yeryüzündeki ümitler, ihtiraslar, kederler, sevinçler, arzular, mücadelelerle dolu olan faal hayatı temsil eder. “Ulu Toyon” “hayat ve namütenahinin” füshatidir. “Ulu Toyon” esasen şerir değildir. Fakat insanlara yakın olduğu için, insaniyetin işlerine son derece alakadardır. Onu garpta üçüncü gökte aramak lazımdır. Fakat sebepsiz yere adını ağza almak caiz değildir. O ayağını yere basınca yer sarsılır. Yeryüzüne inen yalnız budur. O ayağını yere basarsa zelzeleler kopmaya başlar. Fani insan onun yüzüne bakacak olsa ödü kopar.

23.Divânı Lügâti’t-Türk, C. I, 9. 49,200.
24.Bu kelime hakkında bk. Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, Selçuklu Târih ve Medeniyeti Enstitüsü yayınlarından, Ankara, 1971, s. 186.
25.L’Annéé Sociologique, C. VI, s.– 56 (Z.G.).
26.Hakkında bilgi bulunamamıştır.
27.L’Annéé Sociologique, C. VI, s: 56 (Z.G.).
28.Bu listedeki isimler için bk; O. Turan, On iki Hayvanlı Türk Takvimi, İstanbul, 1941, s. 104-106.
29.Kaşgarlı, Divân, C. I, s. 347.
30.Kaşgarlı, Divân, C. I, s. 87.
31.Yakutlar üzerine yaptığı çalışmaları ile tanınan Rus Türkoloğu.
₺134,11
Yaş sınırı:
0+
Litres'teki yayın tarihi:
09 ağustos 2023
Hacim:
19 s. 33 illüstrasyon
ISBN:
978-605-121-897-7
Yayıncı:
Telif hakkı:
Elips Kitap
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 5, 1 oylamaya göre
Metin PDF
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 5, 2 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 4, 1 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre