Kitabı oku: «Mozart», sayfa 3
Grimm’in bu yazısı etkisini göstermekte gecikmedi. Noel gecesi Versailles’daki kilisede kraliyet ailesinin katıldığı bir ayinde org çalan Wolfgang, herkesin hayranlığını uyandırdı. Ancak Fransa Kralı XV. Louis ve eşi Kraliçe Maria Lesczynska’yla asıl karşılaşma, 1 Ocak 1764 tarihinde Versailles Sarayı’nda gerçekleşti. Kralın sofrasına oturan Wolfgang, Polonya asıllı Kraliçe’yle Almanca sohbet etmiş, onun aracılığıyla XV. Louis’yle de konuşmuştu. Nissen’in yaşamöyküsünde, Nannerl’ın anlattıklarına dayandırılarak verilen Paris’e ait bir öykü hemen her Mozart kitabında yer alır:
Kral XV. Louis’nin metresi ve saraydaki etkisi Kraliçe’den çok daha fazla olan Madam Pompadour’u da ziyaret eden Wolfgang, Viyana’da Maria Theresia’ya yaptığı gibi, onu da öpmek üzere boynuna atılmış ancak bu denli ilgiden hoşlanmayan Madam Pompadour, çocuğu kendinden uzaklaştırmıştı. Bunun üzerine oldukça kızan Wolfgang, yanındakilere dönerek, “Beni istemeyen bu kadın da kim? İmparatoriçe bile beni öptü!” diye öfkesini dile getirmişti.29
Leopold Mozart, kendi kültüründen oldukça farklı yaşayan Fransızları, en ince ayrıntılarıyla Salzburg’a bildirmekten geri kalmıyordu. Bir mektubunda Hagenauer’e, “Burada zevk vermeyen her şeye paydos, deniyor. Sıkıntıları dağıtan her şey ise hoş karşılanıyor. Paris’i ciddi bulmamakta haklıydınız,” diye yazıyordu. Ayrıca halkın Kral ve Kraliçe’ye karşı tutumunu da yadırgamıştı: “Burada Kral’a ya da kraliyet ailesinden birine başını eğerek ya da reverans yaparak selam vermek diye bir âdet yok; dimdik hiçbir hareket yapmaksızın durulabiliyor; herkes, yanından Kral ve ailesi geçip giderken böyle kalabilmek özgürlüğüne sahip.”30 Leopold Mozart, Paris’ten yazdığı mektuplardan birini, Bayan Hagenauer’e göndermiş ve Fransız kadınları hakkında şu düşüncelere yer vermişti: “Burada kimin evin hanımı, kimin hizmetçi olduğunu anlamak oldukça güç. Herkes gönlünce yaşıyor. Böylece Fransa’nın sonu da eski Pers İmparatorluğu gibi olacak.”31
Paris’te bulunduğu dönemde, Wolfgang’ın yaşamındaki en önemli olaylardan biri, dört yapıtının bu kentte basılmasıydı. Günümüzde Köchel Dizini’nde32, “KV 6, 7, 8, 9” olarak numaralanan piyano ve keman için sonatlar, büyük olasılıkla Salzburg’da bestelenmeye başlamış, yol boyunca tamamlanmıştı. Eserlerin ilk ikisi Op. 1 olarak basılmış ve Fransa Kralı’nın kızı Prenses Victoire’a adanmıştı. Op. 2 şeklinde numaralanan diğer yapıtlar ise Kontes Tessé’ye ithaf edilmişti. Eserler üzerinde Leopold Mozart’ın bazı küçük düzeltmeler yapmış olabileceği, müzik tarihçilerinin ortak kanısıdır.
Wolfgang ve Nannerl’ın yetenekleri, Paris’te yalnızca saray çevresinde sergilenmemişti. Ailenin Nisan ayında kentten ayrılmasından hemen önce, iki dinleti düzenlenmiş, bunlar için gerekli formalitelerin büyük bölümünü yine Melchior Grimm üstlenmişti. Şubat ayında Wolfgang ve Nannerl’ın hastalıkları aileyi endişeye sürüklemiş, önceki gezilerde olduğu gibi, Leopold Mozart, dostu Hagenauer’den, adağını yerine getirmek için, kilisede missa okutmasını rica etmişti. 22 Şubat 1764 tarihli mektupta yer alan şu satırlar, Leopold Mozart’ın oğlunun Tanrı’nın bir lütfu olduğuna yönündeki inancının kuvvetini göstermesi açısından oldukça ilginç: “Her şeyi Tanrı’nın merhametine bırakıyorum. Dünyaya gönderdiği doğanın bu mucizesini burada bırakmak ya da yanına almak, onun merhametine kalmış.”33
Paris’te geçen aylar, Wolfgang’ın müzikal gelişimi üzerinde de etkili olmuştu. Her dönemdeki gibi, o tarihlerde kentte operanın önemli bir rolü vardı. Ancak bir çocuğun opera bestelemesi söz konusu olmadığı için, çalgı müziğinin önde gelen isimlerinin yapıtlarını tanıma fırsatı yakalamıştı. İlginç bir rastlantı sonucu Paris’te öne çıkan besteciler olarak anılan Johann Schobert ve Johann Gottfried Eckard da Alman kökenliydi. Özellikle Schobert’in keman eşlikli piyano sonatları daha çok amatör müzisyenler düşünülerek bestelenmişti. Wolfgang’ın Paris’te bastırdığı ilk yapıtlarda bu etki kendini güçlü olarak hissettirir. Kentteki dinî müzik, Leopold Mozart’ı çok etkilemişti. Bunları oğlunun dinlemesi ve onlardan ders alması için sık sık ayinlere gidiyorlardı. Yapıtların solo bölümlerini sıradan bulan Leopold Mozart, koroları beğenmişti.
Londra
Tüm aile için ilginç geçen Paris günleri 10 Nisan 1764’te sona erdi. Hedef bu kez Kıta Avrupası’nın dışındaki İngiltere’ydi. 1757’ye dek Handel’in müzik yaşamına tam anlamıyla hâkim olduğu Londra, pek çok yönüyle kıta Avrupa’sından ayrılıyordu. 23 Nisan’da Londra’ya ulaşan aile, öncelikle kıyafetlerini İngilizlere uydurma gayreti içine girmiş, Leopold Mozart, Hagenauer’e, kendilerine de gülünç gelen kıyafetleri anlatmadan geçememişti. Karısının ve Nannerl’ın şapkasını, Wolfgang’ın ve kendisinin elbiselerini dostunun görmesini çok isterdi. Ayrıca Paris’ten Londra’ya yolculuk etmenin bir hayli masraflı olduğundan yakınıyor, kendini varlıklı sanan bir kişinin bile bu geziyi gerçekleştirdikten sonra kesesinin tümüyle boşalacağını vurguluyordu.34 Ancak Paris’in aksine, Londra’ya varışlarından dört gün sonra, Wolfgang, İngiltere Kralı’nın huzurunda çalmış, tüm aile sarayda büyük bir samimiyetle karşılanmıştı. Bu durum Leopold Mozart’ı fazlasıyla mutlu etmişti: “Majesteleri Kral ve Kraliçe’nin bize gösterdikleri yakınlığı tanımlayabilmem olanaksız. Kısaca söylemek gerekirse ikisinin yakın davranışları ve candan yaradılışları, bize karşımızda İngiltere Kral ve Kraliçesinin bulunduğunu düşündürtmedi; aslında bütün saraylarda nazik ağırlanmıştık; fakat burada karşılanma biçimimiz hepsini geride bıraktı. Kabulden sekiz gün sonra St. James Parkı’nda gezmeye çıkmıştık; o sırada Kral, yanında Kraliçe’yle birlikte arabayla geldi; üstümüzde başka giysilerin bulunmasına karşın bizi yine de tanıdılar; yalnız selamlamakla da yetinmediler; Kral pencereyi açtı, başını dışarı çıkardı, geçip giderken bizleri, özellikle de Bay Wolfgang’ı35 gülümseyerek, başını ve ellerini sallayarak selamladı.”36
Londra’da saraya bu denli çabuk ulaşmalarının gerçek nedeni tam olarak bilinemiyor. O tarihlerde Büyük Britanya ve İrlanda tahtında Hannover Elektörü Kral III. George ve Kraliçe Sophie Charlotte vardı. Her ikisi de Alman asıllı oldukları için, Wolfgang’a yakınlık göstermiş olmaları, üzerinde durulması gereken bir nokta olmakla birlikte, Mozart’ların Londra’ya gelişlerinden sarayın bu kadar çabuk haberdar olmasında başka etkenler de rol oynamış olmalı. Pek çok müzik tarihçisi, Melchior Grimm’in 1 Aralık 1763’te, Paris’te yayımladığı yazının en büyük etken olduğu konusunda hemfikir. Tüm Avrupa’nın soylu kesimi tarafından izlenen Grimm’in dergisinde çıkan makale, Mozart ailesi Londra’ya gelmeden yaklaşık beş ay kadar önce İngiltere’de Wolfgang’ın yeteneği konusunda bir fikir oluşmasını sağlamıştı. Aslında o tarihlerde üstün yetenekli olduğu iddia edilen çocukların Avrupa kentlerini gezmeleri sıkça rastlanan bir durumdu. Önceki yıllarda Londra, bu tip “harika çocuk”ların verdiği konserlere sahne olmuştu. Wolfgang’dan bir yıl önce Gottfried Palschau adında bir çocuk, önüne konulan her notayı çalma iddiasıyla kente gelmiş, ardından altı yaşındaki Cassandra Frederick, Scarlatti ve Handel’in yapıtlarını kusursuz yorumlamasıyla dikkat çekmişti. John Crosdill adlı dokuz yaşındaki bir başka harika çocuğun ise viyolonsel çalışıyla kimsenin boy ölçüşemeyeceği öne sürülüyordu.37
Wolfgang’ın İngiliz Sarayı’na kabul edilmesinde, o tarihlerde Londra müzik yaşamında söz sahibi olan Johann Christian Bach’ ın38 da etkili olduğu bazı kaynaklarda yer almaktadır. Mozart’ın tüm yaşamı boyunca en çok etkilendiği kişilerin başında gelen Johann Christian Bach’la ne zaman tanıştığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, bunun saraydaki kabuller sırasında ya da hemen sonrasında gerçekleşmiş olması akla yatkın görünüyor. Ancak büyük olasılıkla davet öncesinde, kraliçenin müzik öğretmeni olan Johann Christian’a, bu yetenekli Alman çocuk hakkındaki düşünceleri sorulmuştu.
Leopold Mozart, yeni ulaştıkları bu kentte, saraya kabul edilmelerinin ardından, çocuklarının halk önünde çalmaları için gerekli girişimlere başlamıştı. Kral’ın huzurunda çalmanın onuru fazla olabilirdi ama maddi olarak III. George’un verdiği meblağ tatminkâr sayılmazdı. Bu nedenle 9 Mayıs 1764 tarihli Public Advertiser adlı gazetede yer alan bir haberde viyolonselci Carlo Graziani için verilecek yardım konserinde çalacakların arasında, henüz yedi yaşında olan, doğanın gerçek bir mucizesi olarak tanımlanabilecek “Master Mozart”ın da bulunduğu bildiriliyordu. Önüne konulan her şeyi ilk bakışta çalabilen bu çocuk aynı zamanda dinleyenleri hayrete düşüren besteler de yapıyordu.39 17 Mayıs günü gerçekleşmesi planlanan konser, 22 Mayıs’a ertelenince, Wolfgang, bu dinletiye katılamamış ve hasta olduğu anons edilmişti. Gerçek neden büyük olasılıkla, iki gün önce, 19 Mayıs’ta Kral’ın önünde yeniden çalmasıydı. Ayrıca çocuk bu yoğun konser trafiğinden yorgun düştüğü için kendini hasta hissetmesi de son derece olağandı.
Saraydaki ikinci konser daha başarılı geçmişti. Leopold Mozart, oğlunun gösterdiği performanstan çok hoşnuttu. Bu kez yalnızca piyano değil, org da çalmış, ayrıca Kraliçe’ye ve bir flütçüye eşlik etmişti. Kral, Wolfgang’ın önüne Bach40, Abel41 ve Handel’in notalarını koymuş, çocuk ilk kez gördüğü bu eserleri hiç yadırgamadan çalmıştı. Leopold Mozart, 28 Mayıs tarihli mektubunda, dostu Hagenauer’e Wolfgang’ın ikinci saray konseri hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra, büyük bir gururla şu satırları eklemişti: “Tek bir kelimeyle, Salzburg’u terk ettiğimiz zaman Wolfgang’ın bildikleri, şimdikinin çok zayıf bir gölgesi gibi kalıyor.”42 Ayrıca piyano başındaki Johann Christian Bach’ın bir trio’sunu çaldıklarını, oğlunun hemen her gün Salzburg’daki dostlarını sorduğunu ve en kısa sürede bir opera bestelemek istediğini de bildirmişti. Özellikle opera konusunun bu denli erken bir tarihte Wolfgang’ın aklını kurcalamaya başlaması ilginçtir. Londra’da kaldıkları süre zarfında, özellikle sonbahardan sonra, çocuğun Johann Christian Bach ve onun yakın çevresinden opera konusunda bilgi aldığı gerçek olsa da, Mayıs sonunda opera bestelemek istemesine inanmak biraz zor.
Wolfgang ve Nannerl’ın Londra’da halk önünde verdikleri ilk konser, 5 Haziran günü gerçekleşti. Leopold Mozart, yaz başında kentte fazla kimse kalmadığı bir tarihte düzenlenen konserin tanıtım yönünden çok etkili olamayacağını düşünmekle birlikte, bir an önce çocuklarını tanıtmak istiyordu. Konserden bir gün önce Kraliçe’nin doğum günü olduğu için, dinletiye ilgi iyice azalmıştı. Ancak Leopold Mozart, hazırlık aşamasını olabildiğince iyi organize etmeye çalışmış, iki piyano kiralayarak çocuklarının aynı anda çalmalarına olanak sağlamıştı. Bu konserin ardından Wolfgang 29 Haziran’da, bir hayır kurumu için düzenlenen dinletiye katılmıştı. Leopold Mozart, bu tip etkinliklerin halk üzerinde olumlu etki yapacağına inanıyordu.
Temmuz ayı başında, Lord Sackville Tufton’ın davetine giderlerken Leopold Mozart üşütmüş ve çok ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Lord’un evine gitmek için gönderilen tahtırevana çocuklar binmiş, babaları da yolun uzun olduğunu ve arabanın çok hızlı gideceğini hesaba katmayıp yürümeyi tercih etmişti. Davete vardığında iyice terli bir halde üzerindekilerle kalmış, akşam eve güçlükle dönebilmişti. Ağustos başında Hagenauer’e yazdığı mektupta hâlâ iyileşememekten yakınıyor ve, “Hastalıklar hızlı postayla gelirken sağlık kaplumbağa hızıyla geliyor,” diye dert yanıyordu.43 Babalarının sağlık durumu çok ciddi olduğu için, aile Londra yakınlarındaki Chelsea’ye taşınmıştı. Yaklaşık iki ay burada kaldıktan sonra, yeniden kente döndüler.
Babalarının hastalığı sırasında, onu rahatsız etmemeleri için piyano çalmaları yasaklanmıştı. Nannerl daha sonraki yıllarda, kardeşinin bu süre boyunca ilk senfonisini bestelediğini ve ablasına da, “Korno için güzel bir melodi yazmamı hatırlat,” diye tembih ettiğini anımsayacaktı.44 Pek çok müzik tarihçisi bu yapıtın KV 16, Mi Bemol Majör Senfoni olduğunu düşünmekle birlikte, Nannerl’ın eserde trompet ve timpani kullanılmış olduğunu belirtmesi, söz konusu senfonide bu çalgıların bulunmayışı, akıllarda bazı soru işaretleri uyandırmaktadır. Yapıt, Mozart’ın erken dönem senfonilerinin tümü gibi, üç bölümlüdür ve Johann Christian Bach stilindedir. Bu da, Wolfgang’ın ilk senfonisini bestelemeden, yani Chelsea’ye gelmeden önce Bach’la çalışmış olabileceği fikrini kuvvetlendirmektedir.
25 Eylül’de, Leopold Mozart hastalığını tümüyle atlatıp eski sağlığına kavuştuktan sonra, Mozart’lar Londra’ya dönerek Soho’da bir ev kiraladılar. Yeni konutları, Johann Christian Bach’ın evinin hemen yanındaydı. Bu tarihten sonra, aralarındaki yirmi yaş farka karşın, Wolfgang’ın Bach’la yakın bir dostluk kurduğu, babasından sonra en çok etkilendiği bu kişinin müzikal stilini adeta içine sindirdiği söylenebilir. Üstelik bu dostluk, bestecinin yakın çevresine de yayılmış; Wolfgang, İtalyan operasının sanatçılarıyla çalışma şansı yakalamıştı. Johann Sebastian Bach’ın en küçük oğlu olan Johann Christian, babası öldüğünde on beş yaşındaydı. Bir süre üvey ağabeyi Carl Philipp Emanuel’in yanında Berlin’de yaşayan sanatçı, daha sonra Bach ailesinde önceki kuşaklarda eşine rastlanmayan bir şekilde İtalya’ya gitmiş, Katolik mezhebini benimsemiş ve opera konusunda kendini geliştirmişti. Sekiz yıl kaldığı bu ülkede devrin en tanınmış ismi konumundaki Padre Martini’yle yakın dostluk kurmuş ve 1762’de Londra’ya gelerek hem İtalyan operası için yapıtlar bestelemiş hem de kraliçenin müzik öğretmeni olmuştu. 1764’te Londra’daki ilk abonman konserleri olarak tanımlanabilecek “Bach-Abel Konserleri”ni, Karl Friedrich Abel ile düzenlemeye başlayan sanatçı, aynı zamanda yeni operalar bestelemeyi de sürdürüyordu.
Johann Christian Bach, Wolfgang’ın yeteneğini ve öğrenme arzusunu kavramakta gecikmedi. Nannerl’ın anlattıklarına göre, çocuğu kucağına oturtan besteci, piyanoda çalmaya başladığı bir ezgiyi Wolfgang’ın tamamlamasına izin veriyor, onları izleyenler sanki tek bir kişi çalgının başında oturuyormuş hissine kapılıyordu. Bu birliktelik, çocuğun opera çevresiyle tanışmasını da sağladı. Dönemin tanınmış İtalyan şarkıcısı kastrato45 Giovanni Manzuoli de, Wolfgang’ın yeteneğinin etkisinde kalanlardandı. Şarkı söylemenin, özellikle de kastrat geleneğinin inceliklerini sekiz yaşındaki dostuna öğretmek onun için oldukça farklı bir deneyimdi. Wolfgang’ın Londra’daki günleri hakkında Royal Society46 için 1769’da ayrıntılı bir yazı kaleme alan Daines Barrington, onun Manzuoli’den ne denli etkilendiğini özellikle belirtmiştir. Barrington’ın önerisi üzerine, önce affetto47 sözcüğünü kullanarak, doğaçlama olarak, Manzuoli’nin seslendirdiği tarz bir arya besteleyen Wolfgang, daha sonra perfido48 sözcüğüyle kızgınlık ve öfke yansıtan bir parça çalmaya başlamış, her iki aryadaki kusursuzluk ve stil bütünlüğü, Barington’ı hayrete düşürmeye yetmişti.49 Mozart’lar, Johann Christian Bach’ın Londra’da sahnelenmeye başlayan yeni operası Adriano in Siria (Adriano Suriye’de) operasını izlemişler; Wolfgang, ilk aryasını (KV 21) bu kentte bestelemişti.
Sarayın bu yetenekli çocuğa olan ilgisi devam ediyordu. 25 Ekim 1764’te, kente gelişlerinin altıncı ayında, üçüncü kez Kral’ ın önünde çalmıştı. Bu tarih, III. George’un tahta çıkışın dördüncü yılına denk geliyordu. Ülkede siyasi durum zaman zaman gerginleşiyor, Kral’a karşı olanlar güçleniyordu. Bazı direnişler ve Amerika’daki kolonilerde yolunda gitmeyen işlere, Kral’ın akli dengesinin yerinde olmadığı söylentileri eşlik ediyordu. Yaşamının sonraki yıllarında akıl hastalığına yakalanacak olan III. George, o tarihlerde bu hastalığın bazı ön izleri görülmekle birlikte, henüz ülkeyi yönetebilecek durumdaydı. 1764 sonbaharı ve onu izleyen kış, siyasi belirsizliğin etkisiyle sanat ortamı için de parlak geçmiyordu. Leopold Mozart, yazdığı mektuplarda, Londra’da kastrato Manzuoli dışında kimsenin para kazanamadığından, konser düzenlemenin de giderek zorlaştığından yakınıyordu.
Wolfgang Paris’te olduğu gibi, Londra’da da eserlerini saraya sundu. Kraliçe Sophie Charlotte’a ithaf edilen altı sonat (KV 10-15), piyano, keman veya flüt ve viyolonsel için bestelenmişti. Yapıtın orijinalinde başlık olarak, “piyano için altı sonat, keman veya flüt eşliğinde” ifadesi olmakla birlikte eserler bazı sıralamalarda “piyano sonatı”, bazen de “piyanolu üçlü” kategorisinde değerlendirilmektedir. Fransızca olarak kaleme alınan ithaf yazısında Wolfgang, Kraliçe’nin yardımıyla Handel ve Hasse gibi ölümsüz olmayı ve adının Bach (Johann Christian Bach) gibi ünlenmesini dilediğini belirtiyordu.50
Leopold Mozart, Londra’daki tüm olumsuzluklara karşın çocuklarının yeniden halk önünde çalması için çaba harcıyordu. 21 Şubat 1765’te gerçekleşen dinleti, beklenen ilgiyi ve maddi geliri sağlayamamıştı. Bu başarısızlıkta, kent halkının “harika çocuk” gösterilerinden yavaş yavaş sıkılmaya başlamasının payı büyüktü. Ayrıca bir yıldır düzenlenmekte olan “Bach-Abel Konserleri” farklı bir izleyici kitlesi yaratmıştı. Londra büyük bir kent olmasına karşın, Wolfgang ve ablasının becerileri yeteri kadar sergilenmişti. Leopold Mozart, bunun farkında olduğu için konserde oğlunun senfonilerini de çaldırmış, sekiz yaşındaki bir besteciye dikkat çekmeye çalışmıştı.
Tüm gezi boyunca olduğu gibi Mozart’lar, Londra ve çevresini de, günümüz turistlerini anımsatan bir şekilde gezmişlerdi. Nannerl, günlüğüne yazdığı notlarda, Westminster Kilisesi’ni, Canterbury Katedrali’ni, Greenwich Gözlemevi’ni, at yarışlarını, hayvanat bahçesinde gördüğü filleri, son derece düzgün çizgilerle siyaha boyanmış eşeği (zebra) ve British Museum’daki kuş çeşitlerini ayrıntılı olarak anlatmıştı.51 İngiltere’de on beş ay kaldıkları düşünüldüğünde, ülkenin bir bölümü hakkında bilgi sahibi olmalarını yadırgamamak gerek.
11 Mart 1765 tarihinde Public Advertiser gazetesinde çıkan bir ilanla Leopold Mozart, son bir kez Londralıların ilgisini çocuklarının üzerine çekmek istiyordu. Üstelik bu kez ilginç sayılabilecek bir “tanıtım kampanyası” da düzenlemişti. İlanda, doğanın birer mucizesi olan bu çocukların, genel istek üzerine, altı hafta sonra terk etmeyi düşündükleri Londra’da son bir konserde çalacakları belirtiliyordu. Vokal ve çalgısal yapıtların seslendirileceği konserin kesin tarihi ve yeri daha sonra bildirilecekti. İşin en ilginç yönü bilet satış yöntemiydi. İstekliler, Mozart’ların Soho’da kaldığı evden biletlerini satın alırken, bu iki harika çocuğu ev ortamlarında dinleme şansına da sahip olacaklardı. Salı ve cuma günü dışında, saat 12.00-15.00 arası bilet satışı ve çocukları ziyaret mümkündü. Üstelik isteyenler, bu mucizenin gerçekliğini kendi yöntemleriyle sınama hakkına sahipti; istedikleri müzik parçasını dinleyebilecek, Wolfgang’ın önüne herhangi bir notayı koyarak çalmasını talep edebileceklerdi.52 Leopold Mozart, büyük olasılıkla bu ilanı kaleme alırken çocuklarının olabildiğince geniş bir kesim tarafından tanınması için çaba harcıyordu ancak başvurduğu yöntem, onu, oğlunun yeteneğini pazarlamakla suçlayanları haklı çıkarabilecek türdendi.
Yeterli sayıda bilet satılamadığı için konser tarihi birkaç kez ertelendi ve ancak 13 Mayıs’ta gerçekleşebildi. Dinletinin ilginç yönlerinden biri de, İsviçreli çalgı yapımcısı Burkhardt Tschudi’nin53 Prusya Kralı II. Friedrich için imal ettiği iki klavyeli piyanonun bu konserde, Wolfgang ve Nannerl tarafından çalınmasıydı. Leopold Mozart, oğlunun bu konserde ablasıyla seslendirmek üzere dört el piyano için bir yapıt bestelediğini belirtiyordu. Ancak konser beklenilen ilgiyi görememiş ve maddi yönden tatminkâr olmamıştı. Olaylar artık Londra’dan ayrılma vaktinin geldiğini haber veriyordu. Salzburglu dostları, yarı şaka yarı ciddi, onların İngiltere’ye yerleşmiş olabileceklerinden endişe etmeye başlamışlardı.
Leopold Mozart, ülkeyi terk etmeden önce, oğlunun basılmış notalarından bir kopyayı British Museum’a vermeyi teklif etti. Böylece İngiltere ile Wolfgang’ın bağının süreklilik kazanmasını ve arkalarında iz bırakmayı tasarlıyordu. Müze yönetimi öneriyi memnuniyetle kabul etti; Leopold Mozart, belki de bu gezi boyunca en isabetli kararlarından birini vermişti. Günümüzde müzenin koleksiyonu içinde en değerli parçaların arasında yer alan yapıtlar, Mozart’ların hediyesi olarak kayda geçti.
Dönüş yolunda
Artık yolculuk vakti gelmişti. Temmuz ayı başlarında Public Advertiser’da yayımlanan ilanlar, iki harika çocuğu Londra’yı terk etmeden, ev ortamında dinlemek isteyenlere son bir çağrı yapıyordu. 24 Temmuz 1765’te, kente ulaştıklarından on beş ay sonra Mozart ailesi, yaşlı kıtaya dönmek üzere hareket etti. Leopold Mozart, deniz yolculuğunun iyi geçmesi için dostu Hagenauer’den kilisede missa okutmasını önceden rica etmişti. Londra’dan ayrılmadan, Hollandalı bir diplomat, Kont Jan Walraad Walderen, ülkesine uğramaları konusunda çok ısrar etmişti. Oranje Prensi Wilhelm ve kız kardeşinin, Wolfgang ile Nannerl’ı dinlemek isteyeceğini söylemiş; aile, İngiliz topraklarını terk etmeden yeniden ziyaretlerine gelerek Mozart’ları Hollanda’ya gitmeye ikna etmişti. Kıtaya ulaşmalarının ardından, Ağustos ayı içinde, Wolfgang hastalandı ve yolculukları, planlanan seyrini izleyemedi.
10 Eylül 1765 tarihinde aile Lahey’e vardı ancak bu kez Nannerl hastalığa yakalandı, üstelik durumu son derece ciddiydi. Belirtiler tifüsü gösteriyordu; yüksek ateşle birlikte, günden güne erimeye başlamıştı. Wolfgang, ablasının hastalığı süresince olabildiğince sessiz, yan odada beste yapmaya uğraşıyor, en kısa sürede normal yaşamlarına dönmeyi umuyordu. Ancak hastalık o denli ağırlaştı ki, kızı son yolculuğuna uğurlamak için gereken hazırlıklara başlandı, hemen herkes umudu kesmişti. Kente gelmelerine neden olan Nassau-Weilburg Prensesi Caroline, özel doktorunu göndermiş ve Nannerl’ın durumu düzelmeye başlamıştı. Eylül sonunda her şey yoluna girmiş; Wolfgang, Oranje Prensi Wilhelm’in ve Prenses’in huzurunda çalmıştı.
Ancak hastalıklar, ailenin yakasını bırakmaya niyetli değildi; aynı belirtiler bu kez Wolfgang’da görülmeye başlamış, çocuklarına çok düşkün, dini bütün bir Katolik olan Leopold Mozart, ne yapacağını şaşırmıştı. Hagenauer’e yazdığı mektupta, “Tanrı’nın gönderdiklerini insanın metanetle karşılaması gerekir,”54 diye belirtiyordu. Yaşadığı onca sıkıntıdan sonra sabırla beklemekten başka yapacak bir şeyi yoktu. Oldukça uzun süren hastalığın ardından Wolfgang’ın sağlığı düzelmeye başlamış, 22 Ocak 1766’da, iki kardeş Lahey’de ilk ortak konserlerini vermişti. Bunu Amsterdam ve Utrecht’teki dinletiler izlemiş, Mart ayında Lahey’de Oranje Prensi’nin onuruna düzenlenen konsere de katılmışlardı. Aile dönüş yoluna çıkıp tekrar Paris’e ulaştığında Mayıs gelmişti. Hollanda’da Leopold Mozart’ı mutlu eden az sayıdaki olay arasında, kendi kaleminden çıkan “Keman Okulu”nun Hollandaca baskısını görmek de vardı.
Yaklaşık iki ay kalacakları Paris’te, iki yıl önce en çok yardımlarına koşan Melchior Grimm, aynı heyecanla işe koyulmuştu. Kaleme aldığı uzun bir mektupla, iki kardeşin aradan geçen süre zarfında yaptıklarını anlatıyordu. On üç yaşına gelmiş olan Nannerl’ın çok güzelleştiğini ve eskiden olduğu gibi çok iyi piyano çaldığını belirttikten sonra, dokuz yaşındaki (aslında on yaşına basmıştı) Wolfgang’ın fazla büyümemekle birlikte, müzikal yönden çok ilerleme kaydettiğini anlatıyordu. Yazıda, İngiltere Sarayı’na kabul edilmelerine vurgu yapıldıktan sonra, aradan geçen süre zarfında bestelediği tüm yapıtlar sayılıyor, böyle giderse on iki yaşına gelmeden bir İtalyan operası besteleyeceği belirtiliyordu. Grimm’in geleceğe ait kehanetlerinden biri de, çocukların ileriki yıllarda yaşamlarını Salzburg’da sürdürmelerinin olanaksız olduğu ve pek çok soylunun onları himayelerine almak için birbiriyle yarışacağıydı.55
Paris’te, önceki ziyaretlerinde olduğu gibi çocuklar saraya kabul edilmişti. Temmuz başında tekrar yola çıkmış, Dijon ve Lyon üzerinden Cenevre’ye ulaşmışlardı. O tarihlerde oldukça karışık bir dönem geçiren kentte yer yer çatışmalar sürüyordu. Leopold Mozart burada fazla kalmak niyetinde değildi. Kent yakınlarındaki Ferney’de Voltaire yaşıyordu. Aydınlanma düşüncesinin büyük isminin bu denli yakınına gittiği halde, Leopold Mozart’ın onunla karşılaşmak için çaba harcamamış olmasının nedeni bilinmemekle birlikte, ünlü filozofun, Viyana Sarayı’nın düşmanı konumundaki Prusya Kralı II. Friedrich’le yakın dostluğunun buna yol açtığı düşünülebilir. Oysa Voltaire, Epinay Markizi Louise Florence Pétronille’e yazdığı mektupta, çok hasta olduğu için Petit Mazar’ı56 dinlemeye gidemediğini belirtmiş ve şunları eklemişti: “Tahmin ediyorum ki Madam, sizin küçük Mozart’ınız, uyumsuzluk tapınağına ahengi getirmek için yanlış zamanı seçmiş. Bildiğiniz gibi, Cenevre’den iki mil uzakta yaşıyorum. Hiç dışarıya çıkmıyorum. Bu deha, Cenevre’nin karanlık ufkunda parladığında çok hastaydım. Şimdi gitti ve onu göremediğime çok üzülüyorum.”57
Cenevre’den sonra, diğer İsviçre kentlerinde konserler vererek Salzburg’a doğru yolculuklarına devam ettiler. 22 Kasım 1766’da Leopold Mozart, Münih’ten Hangenauer’e yazdığı mektupta, çocuklarını salimen anavatanlarına döndürmeyi başardığı için Tanrı’ya şükrediyordu. 29 Kasım günü, Getreidegsasse’deki eve ulaştıklarında aradan üç buçuk yıl geçmişti. Bir başka deyişle, 1267 gün boyunca Salzburg’dan ayrı kalmışlardı. Leopold Mozart tüm gezi için en az 10.000 gulden harcama yapmış olmalıydı.58 Aslında çocuklarının eğitimi için bu meblağ çok da fazla sayılmazdı.
17
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 69.
18
. agy. s. 71.
19
. Kurt Pahlen, Das Mozart Buch, s. 62, 63.
20
. G.N. von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 39.
21
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 75, 76.
22
. agy. s. 79.
23
. Dirk Böttger, Wolfgang Amadeus Mozart, s. 26, dtv 2003.
24
. (Alm.) Şarkı.
25
. Kurt Pahlen, Das Mozart Buch, s. 404.
26
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 89, 90.
27
. agy. s. 104.
28
. G.N. von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 46-48.
29
. agy. s. 48, 49.
30
. Maria Publig, Mozart / ‘Dehanın Gölgesinde’, s. 53, 54, çev. İlknur Özdemir, Can Yayınları, 2004.
31
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 122.
32
. Mozart’ın yapıtları, müzik tarihçisi Ludwig Köchel von tarafından ilk kez 1862 yılında numaralanmış ve her numaranın başına Almanca Köchel-Verzeichnis (Köchel Dizini) sözcüklerinin baş harfleri olan “KV” eklenmiştir. Dizin, günümüze dek gözden geçirilerek yenilenmektedir.
33
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 131.
34
. agy. s. 145, 146.
35
. Leopold Mozart, yazdığı mektuplarda kimi kez oğlundan “Bay Wolfgang” diye bahsediyor.
36
. Maria Publig, Mozart / ‘Dehanın Gölgesinde’, s. 72, 73.
37
. Heinrich Eduard Jacob, Mozart / Der Genius der Musik, s. 98, Wilhelm Heyne Verlag, 1990.
38
. Johann Sebastian ile Anna Magdalena Bach’ın en küçük oğulları. Klasik Dönem öncesinin en önemli bestecilerinden biri sayılır. (Y.N.)
39
. Heinz Gärtner, Johann Christian Bach, s. 270, F.A. Herbig Verlagsbuchhandlung, 1989.
40
. Burada sözü edilen, büyük olasılıkla Johann Christian Bach olmalı.
41
. Karl Friedrich Abel, aynı tarihlerde Londra’da yaşayan bir başka Alman sanatçıdır. Johann Sebastian Bach’ın Köthen’de birlikte çalıştığı Ferdinand Christian Abel’in oğlu olan sanatçı, babası gibi “viola da gamba” çalıyordu. Eğitiminin bir bölümünü Leipzig’de Bach’ın yanında tamamlamış, ardından Londra’ya yerleşmişti. Sonraki sayfalarda iki sanatçının dostluğu ve işbirliği konusunda ayrıntılı bilgi verilecektir.
42
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 151, 152.
43
. agy. s. 161.
44
. G.N. von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 66.
45
. Ergenlik döneminden önce hadım edilerek ses alanının çok geniş, esnek ve güçlü hale gelmesi sağlanan erkek soprano ya da erkek kontralto.
46
. (İng.) Kraliyet Derneği.
47
. (İt.) Duygu.
48
. (İt.) Zalim.
49
. Heinrich Eduard Jacob, Mozart / Der Genius der Musik, s. 105, 106.
50
. G.N. von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 77.
51
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 198, 199.
52
. Heinz Gärtner, Johann Christian Bach, s. 316, 317.
53
. Bazı kaynaklarda “Burkat Shudi” olarak geçmektedir.
54
. Mozart Briefe und Aufzeichnungen, cilt I, s. 205.
55
. G.N. von Nissen, Biographie W.A. Mozarts, s. 112-114.
56
. (Fr.) Küçük Mozart. Bestecinin adı “Mazar” olarak yazılmıştır. Kurt Pahlen,
Das Mozart Buch
, s. 100.
57
. Dirk Böttger, Wolfgang Amadeus Mozart, s. 40.
58
. agy. s. 40.