Sadece LitRes`te okuyun

Kitap dosya olarak indirilemez ancak uygulamamız üzerinden veya online olarak web sitemizden okunabilir.

Kitabı oku: «Repressiya», sayfa 4

Yazı tipi:
1.2.3. XIX. Yüzyılda Bazı Kırgız Geleneksel Aydınları

Görüldüğü üzere bütün İslam aleminde yaygınlaşan mektep ve medreseler, Kırgızlar arasında da Hokand hanlığının bölgeye hakim olmasıyla beraber hızlı bir artış göstermiştir. Bu mektepler, Kırgızlar arasında İslam dininin yayılmasında önemli yer tutmuştur. Mektepler halkın yaptırdığı cami ve mescitlerde açılmış, getirilen imamların ücretleri de halk tarafından karşılanmıştır. Ayrıca eğitim Kırgızların hayat şartlarına uygun hale getirilmiştir. Bu sebeple bozkırlılar için Bozüylerde, kız çocukları için Ayal bübüler evlerde, hafız yetiştirmek için dönemsel karıhandar kurslarında ilk eğitim faaliyetleri yürütülmüştür. Ancak bu eğitim kurumlarında amaç din eğitimi olmuş, X – XVI. yüzyıllar arasında yazılan kitaplar kullanılmıştır. Bu durum Kırgızlar için de aynı zöelliklerini taşımıştır. Geleneksel mektep ve medreselerin eksiklikleri olmakla birlikte, Geleneksel Kırgız aydınlarının yetişmesinde ve Kırgız toplumuna yol göstermesinde önemli yere sahiptir.

Kırgız geleneksel aydınları arasında söz ustaları olarak Manasçılar, ön saflarda yer almaktadırlar. Bunlar eserlerini yazıya geçirmeyip, sözlü hizmet ettikleri için günümüze kendileri hakkında tarihi kaynak aktaramamışlardır. Ancak Kırgız halkının benliğinde öyle yer etmişlerdir ki, Sovyet dönemi baskılarına rağmen, halk hafızasında hikaye, şiir ve siyasetname tarzında sözlü olarak günümüze ulaştırılmıştır. Kırgız geleneğinin ortaya çıkardığı söz ustası, toplum ve siyasi rehberler, mektep ve medreselerden eğitim almış ve çeşitli eserler vermiş geleneksel Kırgız aydınları arasında Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Molla Niyaz, Nurmolla, Molla Kılıç, Togolok Molla, Aldaş Molla, T. Talkanbaev, I. Şaybekov ve A. Cutakeev gibiler öne çıkanlardır. Geleneksel Kırgız aydınları Sovyet döneminde, halkın kültüründen silinmek amacıyla baskıya tabi tutulmuşlardır. Sovyet dönemine ulaşamayanların sözleri, eserleri yasaklanmış, ulaşanlar ise baskıya veya sürgüne maruz bırakılmışlardır. Sovyet iktidarı yıkılana kadar haklarında ilmi araştırma yapılamamıştır.

Kırgızlar arasında düşünceleri, topluma rehberlikleri ile ün kazanmış geleneksel Kırgız aydınlarının başında Kalıgul Bayuulu (1785 – 1855) gelmektedir. Issık-göl bölgesindeki Çolpon-Ata’da dünyaya gelen Kalıgul, halk arasında Şair Toktogul, Sınıkçı Tolubay olarak da bilinmektedir. İlk eğitimini köydeki Sufi Ata adlı hafızdan alarak, okuma yazmayı öğrenmiştir. Dolayısıyla Kalıgul, Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi’nin sufilik ekolüne mensuptur. Doğu edebiyatı ve tarihine hakim olduğu söylenmektedir. Kalıgul’un içinde bulunduğu uruğ beyi (manap) olan amcaoğlu Niyazbek’in himayesinde meclislere katılmış, Hokand Hanlığı ve diğer Kırgız uruğları arasında elçilik ve danışmanlık yapmıştır.109 Danışmanlık ve elçilik hizmetleri ile Kalıgul, XIX. yüzyılda bölgeyi derinden etkileyen ve halkı zor durumda bırakan çatışma ortamının diyaloğa dönüştürülmesi için çaba harcayan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Ruslar Almatı şehrini işgal ettiklerinde Kalıgul’ün, Ruslara karşı Kırgızları birlik olmaları konusunda uyarması,110 onun ileri görüşlü bir şahsiyet olduğunu göstermektedir. Eserlerini sözlü olarak vermiş, ancak Sovyetlerin ilk dönemlerindeki sözlü eserlerin toplanması çalışmaları sırasında Kayyum Miftakov tarafından S. Orozbekuulu’ndan dinlenerek, 111 az bir kısmı yazıya geçirilmiştir. Ancak Sovyet dönemi boyunca gizlenmiştir.

Manasçılık geleneği ile yetişmiş, Issık-göl bölgesinde doğan Arstanbek, (1824 – 1878) Kırgızların ünlü şair, düşünür ve komuzcularındandır. Kırgızların önde gelen uruğlarından Bugu’nun Tınımseyit uruğ beyi Buylaş Biy’in oğludur. Arstanbek’in eserleri genel itibariyle bozkır yaşamı üzerinedir. Dolayısıyla hayvancılık, bozkır yaşamında huzurun kaynakları, töre ve doğruluk üzerine anlatımları, halkın pratik yaşamında kolaylıklar sağlamıştır. Hokand ve kuzey Kırgız boyları arasında elçilik görevlerinde bulunmuş, bütün hanlığı gezerek, halka Kırgız kültür ve bozkır yaşamını anlatan şiirler okumuştur.112 En önemli eseri, yaşam ve toplumsal-sosyal olayları yorumladığı “Tar Zaman” adlı eseridir.113 Kalıgul’da olduğu gibi Arstanbek’in eserleri de Sovyet döneminde feodal düzeni temsil ettiği ve gerici olduğu suçlaması ile karşılaşmıştır.

Kırgız toplum danışmanlarından Moyut Ake (1750 -1840) Issık-göl bölgesinde yaşamış bir Kırgız söz ustasıdır. Halkın toplumsal yaşamını ve siyasi olayları konu alan hikayeleri günümüze kadar dilden dile ulaşmıştır.114 Yaşadığı dönemde söz ustalığının yanı sıra, Kırgız ve Kazak boyları arasındaki problemleri büyük bir ustalıkla çözdüğü halk arasında söylenegelmiştir.115 Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, elde bulunan bilgilere göre, uruğlar arasında diplomatik bir misyon taşıdığı anlaşılmaktadır. Moyut Akenin takipçilerinden olduğu bilinen Sart Ake, (1775 – 1865) Narın’da doğmuştur. Issık-göl bölgesinde yaşayan halkın rehberi olarak, Kırgız uruğları arasında danışmanlık yapmıştır.116 Beyler ve halk arasında yürüttüğü rehberlik faaliyetlerinden dolayı, “akıl atası” şeklinde nama sahip olmuştur.117

Issık-göl bölgesinde yaşayan, boylar arasındaki siyasi ilişkileri şiirleştirmesi ile geleneksel tarihçi niteliği kazanmış bir diğer Kırgız aydını, Tilekmat Ake’dir (1800 – 1863). Uruğların şecerelerini ve önemli tarihi olayların halk arasında meydana getirdiği çatışmaları siyasi, sosyal ve ekonomik olarak, tahlil eden önemli danışmanlardan birisidir. Tilekmat’ın yaşadığı dönem Kuzey Kırgızları arasındaki mücadelelerin ve Hokand Hanlığı’nın bölgeyi işgaline denk gelmektedir. Bilgeliği ve manaplar arasındaki nüfuzu sayesinde, bir taraftan Kırgız boyları arasındaki mücadeleleri yumuşatmış, diğer taraftan da Hokandlı emirler arasındaki diplomatik girişimleri ile kanlı savaşları engellemiştir. 118 Bu kişiliğinin yanı sıra Tilekmat Ake, olayların sonraki nesillere aktarılmasında da anlatışlarıyla hem bir tarihçi, hem de nasihatçi olarak, Kırgız siyasi ve toplumsal hayatında önemli bir yer edinmiştir.

Tilekmat Ake’nin damadı Kıdır Ake (1843 – 1926), Rusları ve yeni düzeni iyi tahlil etmiş bir kişiliğe sahiptir. Rus idaresi ile Kırgızlar arasında ilişkilerin gelişmesi, Rus kanunlarının halka aktarılması ve faydalanmalarını sağlamada önemli çalışmalar yapmıştır.119 Kurmancan Datka ile Ruslar arasında yürütülen görüşmelerde belirleyici olmuştur. Kırgız siyasal düzeni içerisinde birlik ve beraberliğin önemini liderlere anlatarak, çatışmaların önünü almaya çalışmıştır.120 Kendisi geleneksel İslamî mektep eğitimli olmasına rağmen, Issık-göl bölgesinde Ruslar için açılan Rus okullarında, Kırgız çocuklarının da eğitim alması için girişimlerde bulunmuştur. Kırgız ailelerinin kafir okulu diye bu okullara çocuklarını göndermek istememelerini eleştirmiş, modern eğitimin bölgede yaygınlaşması için halkı bilinçlendirmeye çalışmıştır.121 Dönemin şartlarında başarılı da olmuştur. Çünkü daha sonra Issık-göl bölgesinden, Çarlığın son zamanlarında ve Sovyet döneminde milli Kırgız aydınlarının çıkmasına öncülük etmiştir.

Kırgızlar arasında rehberliği ile ün salmış Sadır Ake, 1821 yılında Issık-köl’de doğmuş ve bu bölgede yaşamıştır. Kırgız toplumu içerisinde uruğlara danışmanlık yaptığı gibi, Çin ile Rus Çarlığı arasında 1870 yılındaki diplomatik görüşmelerde bulunmuştur. Daha çok danışmanlığı ve bilgisi ile öne çıkan Sadır Ake, Rusların Kırgızistan’ı işgalinden sonra Kırgız töresinde ve siyasi düzeninde yapılan değişiklikleri ve ağır sonuçlarını halka anlatmaya çalışmıştır.122 1905 yılında yine Issık-göl’de ölmüştür.123

Sözlü geleneği Kırgız aydın özelliğinden, modern aydın tipine geçiş aşamasında Cazgıç akınlar önemli bir yere sahip olmuşlardır. Kırgızların yaşadıkları bölgelerde kurulmuş mektep ve medreselerde yetişen Kırgız aydınları arasından, söz ustalığı ile yetinmeyerek, yazılı eser verenler de çıkmıştır. XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başlarına denk gelen dönemde eser veren Kırgız aydınlarını tanımlamak üzere, Cazgıç Akındar (Yazan Şairler) şeklinde bir terim ortaya çıkmıştır.124 Bu terim ilk Kırgızca yazılı eser veren Kırgız aydınları ve onların el yazması veya basılı eserlerini anlatmak için günümüz Kırgızistan araştırmacıları tarafından kullanılmaktadır. Cazgıç Akınları’ın çalışmaları, çağdaş Kırgız yazı dilinin ilk örnekleri olmakla birlikte, modern Kırgız yaşam ve kültürünün de temelini oluşturmaktadır. Çalışmaları ile bu aydınlar, yaşadıkları dönemin kültürel ve siyasi hayatına önemli bir ivme kazandırmışlardır. Yabancı Rusların etkisi sonucu, gündelik yaşamda yeni uygulamaların halka açıklanması ve bir bakış açısına sahip olmalarına, verdikleri eserlerle yol gösterici olmuşlardır. Özellikle de yeni düzeni hızlı bir şekilde anlayarak, halkın ayak uydurmasında azımsanamayacak bir yere sahiptirler.

Kırgız yazı dilinin şekillenmesinde, önemli bir yere sahip olan Molla Niyaz (1823 – 1896), Kırgız düşünce ve yaşamının önemli rehberlerinden birisidir. Issık-göl bölgesinin Kızıl-Bulak kışlağında dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini köy mollasından alan Molla Niyaz, daha sonra Kara Tekin ve Kaşgar’da bulunan çeşitli medreselere giderek ilmini artırmıştır. Geleneksel söz ustalığının yanı sıra, okuma yazmayı bilmesi ve doğu edebiyatlarını yakından tanıması, onu dönemin aydınlarından birisi haline getirmiştir. Geleneksel Kırgız söz ustalarının Kırgızlar arasında gezerek, tecrübe ve birikimlerini halka aktarma gelenekleri Molla Niyaz’a, Kırgızlar ve yaşamlarını yakından tanıma imkanı vermiştir. Doğu Türkistan’dan başlayarak, bütün Kırgızistan’ı gezen Molla Niyaz, eserlerini de zamanın şartlarını göz önünde bulundurmak suretiyle, Kırgız hikayeleri, siyasi olayları ve yaşamı üzerine şekillendirmiştir. Kırgız halkının başından geçen siyasi, ekonomik ve kültürel olayları ve halkın üzerinde bıraktığı etkiyi semboller üzerinden aktarmaya çalışmıştır. Bu bağlamda Molla Niyaz Rus-Kırgız mücadelelerini “Kamçıbek deyip, kan yutup, Kurmancan Datka yok oldu, çocuğun dahi görmesin, Alımbek Datkanın çocukları, babasından zor oldu, Albars kafir Rus’a, karşı yürüyüp kor oldu, mahpus olup asılıp, Sibirya’ya gidip, sil oldu”125 ifadeleriyle gençlere mücadele ruhu aşılamaya çalışmıştır. Molla Niyaz’ın kaleme aldığı el yazmaları Kırgızlar arasında çoğaltılarak, elden ele dağılmıştır. Hatta bazı mekteplerde mollalar tarafından, okuma kitabı olarak kullanıldığı söylenmektedir.

Kırgızca ilk matbu eserin yazarı Molla Kılıç Şamırkanuulu (1866 – 1917), Koçkor’da doğmuştur. Okuma yazmayı köy mollalarından öğrenen Molla Kılıç, daha sonra Usul’ü Cedit mekteplerinden aldığı eğitimle çağdaş eğitim metotlarını ve yeni eğitim sistemini yakından mülahaza etmiştir. Bu sebeple, yeni usuldeki mekteplerin Kuzey Kırgızistan’da yayılması ve Kırgız çocuklarının bu mekteplerde eğitim almaları için yoğun emek harcamıştır. Rusların bölgedeki politikalarını ve düzendeki değişimi iyi değerlendirmiştir. Bu konuda Kılıç, “Bu Rus’a baksan, Mühendis gönderip toprakları aldı, Kısraktan doğan yeri aldı, bu Rus’a baksan suyu suya karıştırıp beğ etti”126 ifadeleri ile Rus başarısının temelinde teknik bilginin yattığı, Kırgız otlaklarının işgal edildiği ve getirilen göçmenlerin yönetici oldukları gerçeğini, halka anlatmaya çalışmıştır. Mekteplerdeki okuma kitabı eksikliklerini gidermek amacıyla el yazması hikayeler yazarak, bu konudaki eksiği gidermeye çalışmıştır. Onun bu çabaları, çağdaşı aydınlar tarafından “Molla Kılıç danışmandır, hareketlendirir söyledikleri uzaktan, şairler ile atışsa, birinci çıkar yarıştan, Aklının yüceliği, şiirinin gücü, edebiyatı, tarihi, içine alır127 Kılıç’ın şairliği deryadır, bütün gücü ile ilim takipçisi”128 ifadeleri ile övülerek, değerlendirilmiştir.

Molla Kılıç, Rus göçmenleri karşısında ne yapacağını bilmeyen Kırgız halkına, yol gösterici önemli bir rehber olmuştur. O, halkın otlaklarını elinden alan Rus göçebeleri için Kırgızları teskin etmeye çalışmış, meseleyi iyi tarafından değerlendirerek, bütün ulusların huzurunu ve birliğini öğütlemiştir. Halk arasında savaşın değil, aklıselimin yolu olan, birlik ve beraberliği yaygınlaştırmaya çalışmıştır. Böylece dönemin milliyetçilik akımları ile ortaya çıkacak ayrılıkların ve Rus politikalarının yıkıcı etkilerini hafifletmede öncü rol oynadığı görülmektedir. Boy farklarına bakılmaksızın bütün halinde hareket edilmesi gerektiğini, “Ben söylüyorum çok, Kazak, Kırgız bölüklerinin, dini ortaktır, Nogay, Sart da olsa hepsi Müslüman’dır”129 sözleriyle vurgulamıştır. Molla Kılıç, zamanın şartlarına uygun olarak, vatan sevgisi ile boy esasına dayalı parçalanmış siyasi otoritenin birleştirilmesi konusunda Kırgız toplum bütünlüğünü korumaya çalışmıştır.

Molla Kılıç bir aydın kişiliği ile rehber olduğu gibi, siyasi güç sahiplerine karşı toplumu koruma görevini de üstlenmiştir. Şiirlerinde, geleneksel toplum düzeninin, halk yararına ve çağa uygun olarak yeniden düzenlenmesini, sosyal-ekonomik şartların iyileştirilmesini, idarecilerin halkı zor durumda bırakan uygulamalarını, kadıların ve çarlık memurlarının haksızlıklarını ele almıştır. “Yöneticiler rüşvetçi, yurdu talan eden, Para dendiğinde durmayan, Yer yarılıp içine girenler, Halkı tüketti, Kırgız’ın elinde olanın, kökünü kazıdı, Sülük gibi kanını emdi, Emdi bırakmadı yağını”130 ifadeleriyle adaletsiz, baskı ve sömürüyü eleştirmiştir. Dolayısıyla Şairin düşüncelerinin şekillenmesinde, halkın toplumsal sosyal-ekonomik, siyasi ve kültürel durumunun etkili olduğu görülmektedir.

Molla Niyaz ve Molla Kılıç Kuzey Kırgızları arasında eğitim ve kültürel çalışmaları ile öne çıkerken, Güney Kırgızlarının ilmi – dini rehberi Nurmolla (1838 – 1920) olmuştur. Nurmolla, Güney Kırgızistan’daki Calalabad şehrinde dünyaya gelmiş ve ilk eğitimini köy mollasından almıştır. Yüksek tahsilini, Namangan Molla Kırgız medresesinde devam ettirmiştir. Bölgedeki Kırgızların yerleşik hayata geçmeleri, yerleşik toplum düzeni ve dini konularda halka rehberlik etmiştir. Nurmolla Türk ve doğu edebiyatı ürünleri olan halk kıssaları, Nevai, Nizami, Firdevsi, Babür, Abay Kunanbaev, Abdullah Tukay ve İbiray Altın-sarın gibi geleneksel ve modern dönem şair ve aydınlarını yakından takip etmiştir.131 Halkın tarihinden, dilinden, kültüründen beslenen aydınların halk nezdindeki yerini Nurmolla “Tarihtir halkın geleceği, bizde çok, tarihle yoğrulmuş danışmanlar”132 ifadeleriyle özetlemektedir.

Geleneksel ve yeni usul mekteplerde eğitim alan Aldaş (Cenikeuulu) molla, Issık-göl bölgesinde doğmuş, eğitimini, burada tamamlamıştır. Köy mollasında başladığı ilk eğitimini, uzun süre okuma yazma öğrenemeyince, yeni usulde eğitim veren Mansur adlı bir molladan devam ettirmiştir. Bundan sonra, Karakol şehrinde dini ilimlerin yanı sıra, matematik, coğrafya, tarih ve Rusça gibi zamanın şartlarına cevap veren medreseye gitmiştir. Bu medresenin Kırgızistan’a gelen Tatar tüccarlar ve mollalar tarafından kurulduğu bilinmektedir.133 Dolayısıyla Cazgıç akınlardan bazıları yeni usulde eğitim almış ve bu okulların yaygınlaşmasına katkıda bulundukları gibi gençlerin yeni düzene uygun yetişmelerine ön ayak olmuşlardır. Böylece geleneksel aydınlar Kırgızlar arasından modern aydınların yetişmesine temel katkıyı sunmuşlardır. Aldaş Molla gibi geleneksel aydınlar Arapça ve Farsça’nın yanı sıra Rusça’yı da öğrenmişlerdir. Bu sayede Rusları daha yakından tanıma ve halkı yeni düzen ve Ruslar konusunda yönlendirmişlerdir. Aldaş Molla, “(Ruslar), Dağ–çalılıkların arasına, köknar gibi ulu ağaçların, sık ormanların çukurlarına kadar, benden izinsiz aralama basma! kuru dalların bile, bir dalını kırıp, meraya girme diyor”134 ifadeleriyle Rus idaresinin, özgür Kırgız düşüncesini sınırlandırmaya çalıştığını, Kırgızlardan alınan değerli yerlerin Rus göçmenlerine verildiğini aktarmıştır. Diğer aydınlarda olduğu gibi Aldaş Molla, Kırgız boylarının birbirleri ile mücadele etmek yerine, bir olmaları gerektiği mesajına, “Bugu ile Sarıbagış Savaşı”135 adlı anlatısında geniş yer vermiştir.

Narın bölgesinde dünyaya gelen Togolok Molla (1866 – 1942), köy mollasında okuma yazmayı öğrenmiştir. Arkasından Çüy’e gitmiştir. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, Çüy bölgesinde bulunan medreselere giderek zamanı anlamaya çalışmıştır. Halk ağzında bulunan ve önceki şair aydınlardan kendisine ulaşan kültürel öğeleri “açıktan açık söz oldu, (halkım) söylemese de yurdum akıllı, tecrübeli oldu, insana baskı çok oldu, Kalıgul’un söylediği ata sözü; Kağıttan ak, akıl oldu, güçlü yurdum akıllı oldu, halka baskı çok oldu” sözlerinde görüldüğü üzere takip ederek, el yazmasına aktarmak suretiyle akıl ve tekniğin önemini halka aktarmaya çalışmıştır. Togolok Molla’nın, “Alimlerden yazı aldım, şair olarak adlandım, eski manasçı Tınıbek’in fatihasını (duasını) aldım”136 ifadelerinde geçen Tınıbek ünlü Kırgız manasçılarındandır. Dolayısıyla yetişmesinde, mektep ve medreselerin yanı sıra, Kırgız Manas geleneğinin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Manas destanının, Kırgız etnik kültürünü anlatan başyapıt olduğu düşünüldüğünde, aydınların kaynağının Kırgız toplum ve kültürü olduğu anlaşılmaktadır.

Görüldüğü üzere Kırgızların geleneksel söz ustalarının, şairlerinin yanı sıra bölgede mektep ve medreselerin yayılması sonucu yazılı eser veren, okulların gelişmesini, yeni düzeni halka aktarıp, rehberlik eden geleneksel aydınlar Sovyet döneminden önce mevcutturlar. Kırgız toplumsal ve siyasi yaşamından XIX. yüzyılın ortalarına kadar etkili olan geleneksel şair aydınlar halkın yaşamsal anlayışının şekillenmesinde, yine halkın tarih ve kültürel değerlerinden aldıkları kaynak ile rehber kişilikler olmuşlardır. Temel görevleri danışmanlık olan bu şairler, şiirleri ile halka, bilgi, tecrübe ve düşünceleri ile siyasi erklere yol göstermişlerdir. Dolayısıyla siyasi ve kültürel hayatta belirleyici rol oynamışlardır. Halk arasında yetişen şairlerin bir kısmı İslamî temelden alan mektep ve medreselerde eğitim almış, beyler arasında veya idareler arasında elçilik yapmışlardır. Hokand hanlığı ile bölgede yaygınlaşan mektep ve medreseler şairlerin yanı sıra yazılı eserler vermek suretiyle halkın duygu, düşünce ve tecrübelerini düzenleyerek yazıya aktarmışlardır. Bu sayede etki alanlarını güçlendirdikleri gibi etkilendikleri çevreyi de genişletmişlerdir. Halkın eğitimi konusuna daha bir önem gösteren Cazgıç Akınlar, mektep-medrese, yeni usul, Rusça konularında, dolayısıyla toplumun çağdaşlaşmasında çalışmaları ile yön vermişlerdir. Ruslara, yeni düzene ve siyasete halka faydası çerçevesinde bakmışlar, iyi olduğunu düşündüklerine teşvik etmişlerdir. Böylelikle Sovyet dönemine çağın modern düşüncesine aşina, siyasi ve kültürel liderlik salahiyetlerine sahip bir aydın zümresi yetiştirdikleri gibi toplumu da çağdaş dünyaya yaklaştırmışlardır. Geleneksel aydınlar, Hokan hanlığı, Rus Çarlığı dönemlerinde siyasi, toplumsal ve ekonomik konularla ilgilenmeleri, bu konulara çağdaş düşünce penceresinden bakabilen bir milli aydın kadrosu yetiştirerek, geleneklerini aktarmışlardır. Dolayısıyla bu şekilde bir milli aydın tipi Sovyet döneminde de Kırgız siyasi ve toplumsal yaşamında etkili olmuştur. Halkı peşlerinden sürükleyici özellikleri Sovyet dönemi boyunca idari baskılara maruz kalmalarına rağmen, Kırgız toplumunun benliğinde sözleri, nasihatleri ve şahsiyetleri ile yaşamışlardır. Tam da bu sebeple Bolşevik Sovyet idaresinin eserlerine, şahıslarına karşı uyguladığı baskıya maruz kalmışlardır.

Toplumun gelişmesi, kendi iç adli, siyasi, kültürel ve mülkiyet mevzularında düzenini sağlaması, değişen şartlara göre gerekli adımların atılması gibi konularda aydınların belirleyici oldukları bilinmektedir. Bu açıdan Sovyet öncesi Kırgız aydınlarının, Kırgız toplum yaşamını meydana getiren, bütün şart ve katmanlarda edilgen olmayıp, etken özellik taşımalarıyla belirleyici oldukları anlaşılmaktadır. Kırgız aydınlarının, toplumdan ayrı, zümre özelliği taşıyan bir sınıf gibi değil, Kırgız toplumunun bizzat kendileri oldukları açık bir şekilde görülmektedir. Kırgız geleneksel aydınlarının yetiştikleri kurumlar öncelikle Kırgız manasçılık geleneği, dinî – İslamî mektep-medreselerdir. Dolayısıyla Türk sözlü kültürünün yanı sıra, İslamî mektep ve medreseler, Kırgızların kültürel ve dini anlayışlarının şekillenmesinde yüzyıllardan beri önemli rol oynamış kurumlardır. Ekim ihtilalinden önce Kırgız toplumunda, birçok Kırgız şair, tarihçi, devlet adamı, Kırgızistan’ın sosyal, ekonomik, ilmi hayatını şekillendirecek ölçüde, milli geleneğe dayalı aydın yetişmiştir.

Tatar ve Rusların etkisi ile geleneksel aydınlar arasında değişim istekleri kıpırdanmaya başlamıştır. Ancak başta siyasi durum (Manaplar, Datkalar, Biyler, Han, Çarlık) pek müsait olmamıştır. Ayrıca milli ve batıcı değişimin dillendirilmesinden, ulema pek hoşnut kalmamıştır. XX. yüzyılın başlangıcına gelindiğinde yerel beyler önemlerini kaybetmişler, yerine merkezi otorite güçlenmiştir. Bu durumda halkın talepleri konusunda mücadele görevi siyasi kişiliklerden, aydın kişiliklere kaymak durumunda kalmıştır. Dolayısıyla onlar, halkın ihtiyaç, talepleri ve gelişmeleri konusunda kafa yormaya başlamışlardır. Ancak aydınların ekonomik ve siyasi güçleri yok denecek kadar az durumdadır. Buna rağmen aydınlar, cahil ve ilgisiz halk, unutulmuş veya kaybedilmiş medeni miras üzerine yoğunlaşmışlardır. Geleneksel aydınların açtığı bu yolu, kendilerinden sonraki aydın nesle aktarmışlar ve yetişen modern aydınlar bütün güçleriyle bu sorunları çözmeye çalışmışlardır. Türkistan aydınları bu kötü durumdan sömürgeci Avrupalı güçleri değil, kendilerini sorumlu tutmuşlardır. Geri kalmışlığın sebeplerini Türkistan’da aramışlardır. Onlara göre çare yine Türkistan’da olmuştur. Düşmana karşı koyabilmek için halkın temel değerleri olan İslam ve Türklük, birleştirici özellik taşımış ve bunun halka anlatılması için var güçleri ile çalışmışlardır. Halkın bilinçlendirilmesini ilk hedef olarak belirlemek suretiyle modern eğitime yönelmişlerdir. Bu aydınlar sayesinde milli bilinç ve çağdaş düşünce Kırgızlar arasında yaygınlaşmıştır. Çağdaş siyasi, ekonomik, kültürel ve milli bilince sahip aydınlar, halkı örgütlemek için çeşitli okul, dernek ve gazete çevresinde örgütlenmişlerdir.

109.Samar Musaev, Kalıgul Bay Uulu, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 3-4.
110.E. Arabayuulu, Alip-bee, Moskö, 1925, s. 4.
111.Kırgız Bilimler Akademisi El Yazmaları Bölümü, İnf. No 108, s. 5-6.
112.Nazgul Begalieva, Arstanbektin Ömürü Cana Çıgarmaçılıgı, Bişkek, 1998, s. 11.
113.B. Kebekova, “Arstanbek Buylaşuulu”, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 39 – 40.
114.Akeş İmanov, “Moyut Ake Aldayaruulu”, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 158.
115.Kaşımbek Asanbekov, Isık-Köldün Ceti Akesi, Karakol, 2011, s. 44.
116.Akeş İmanov, “Sart Ake Doskuluulu”, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 166. Ss. 166.
117.Asanbekov, Isık-Köldün…, s. 52.
118.Kudaybergen Açikeev, “Tilekmat Cılkıaydar Uulu”, Kalıgul Bay Uulu, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 203.
119.Akmat Karıbayuulu, “Sadır Ake”, Kalıgul Bay Uulu, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 290.
120.Karıbayuulu, “Sadır Ake”, s. 325.
121.Toktobek Bolçurov, “Kıdır Ake”, Kalıgul Bay Uulu, Kalıgul, Arstanbek, Moyut Ake, Sart Ake, Tilekmat Ake, Sadır Ake, Kıdır Ake, Biyiktik, Bişkek, 2006, s. 289.
122.Akmat Karıbayuulu, “Sadır Ake”, , s. 248.
123.Karıbayuulu, “Sadır Ake”, s. 237.
124.K. K. Koylubaev, Cazgıç Akındardın Çıkarmaçılıgı, Karakol, 2010, s. 5.
125.Moldo Niyaz, Sanat Digarastar, Bişkek, 1993, s. 101.
126.Moldo Kılıç, Kazaldar, Frunze, 1991, s. 102.
127.A. K. Karıeva, Cazgıç – Akındar cana Kırgız Tarıhı (XIX. K. – XX. K. Başı), Bişkek, 2011, s. 51.
128.Tazabek Samançin, Kılıç Cazuuçu Akın: XIX. Cana XX. Kılımdın Başındagı Kırgız Adabiyatının Tarıhınan, Frunze, 1948, s. 39.
129.Moldo Kılıç, “Zar Zaman”, Ala-Too, 1989, No. 12, s. 138.
130.Kılıç, “Zar Zaman”, s. 136.
131.Nurmoldo, Çıgarmalar, Haz.: A. Ç. Kakeev, Bişkek, 2003, s. 232 – 233.
132.Nurmoldo, Çıgarmalar, s. 233.
133.Sıtdıkova, XIX. Yüzyılın Başından … s. 66.
134.Togolok Moldo Aldaş Moldo, Haz.: Abdıldacan Akmataliev, Murat Alı Mukasov, Asel Şeyşekanova, Bişkek, 2015, s. 222.
135.Aldaş Moldo, Bugu Menen Sarıbagıştın Uruşu, Bişkek, 1992, s. 24 – 50.
136.Karıeva, Cazgıç – Akındar… s. 50.

Ücretsiz ön izlemeyi tamamladınız.

₺40,04

Türler ve etiketler

Yaş sınırı:
0+
Litres'teki yayın tarihi:
01 ağustos 2023
Hacim:
17 s. 29 illüstrasyon
ISBN:
978-625-6494-93-0
Yayıncı:
Telif hakkı:
Elips Kitap
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre