Читайте только на Литрес

Kitap dosya olarak indirilemez ancak uygulamamız üzerinden veya online olarak web sitemizden okunabilir.

Kitabı oku: «Rus Şiiri Antolojisi», sayfa 5

Yazı tipi:

BENİM SOYUM

Post scriptum
 
Figlyarin evde otururken
Aklı bir şeye takılmış
Güya benim zenci dedem
Bir şişe roma satılmış
 
 
Alan seçkin bir kaptanmış,
Ülkemizi ünlendiren,
Azimliymiş çok şey yapmış
Gemiciliğe yön veren.
 
 
Kara Arap sarayda da
Kaptandan hep ilgi görmüş,
Çarla bile arasında
Su sızmazmış ve özgürmüş.
 
 
Babasıymış Hannibal’ın
Çeşme’yle tarihte kalan,
Filoları yığın yığın
Yakıp Navarin’i alan.
 
 
Figlyarin için ben hâlâ
Soylu bir esnafım belki,
Ama o da Meşçanska’da
Soyluların en naleti.
 

ТУЧА

 
Последняя туча рассеянной бури!
Одна ты несешься по ясной лазури,
Одна ты наводишь унылую тень,
Одна ты печалишь ликующий день.
 
 
Ты небо недавно кругом облегала,
И молния грозно тебя обвивала;
И ты издавала таинственный гром
И алчную землю поила дождем.
 
 
Довольно, сокройся! Пора миновалась,
Земля освежилась, и буря промчалась,
И ветер, лаская листочки древес,
Тебя с успокоенных гонит небес.
 
1835
* * *
 
Когда за городом, задумчив, я брожу
И на публичное кладбище захожу,
Решетки, столбики, нарядные гробницы,
Под коими гниют все мертвецы столицы,
В болоте коё-как стесненные рядком,
Как гости жадные за нищенским столом,
Купцов, чиновников усопших мавзолеи,
Дешевого резца нелепые затеи,
Над ними надписи и в прозе и в стихах
О добродетелях, о службе и чинах;
По старом рогаче вдовицы плач амурный;
Ворами со столбов отвинченные урны,
Могилы склизкие, которы также тут,
Зеваючи, жильцов к себе на утро ждут, —
 

BULUT

 
Fırtına sonrasında geriye kalan bulut
Tek sensin mavilikte tanımayan hat, hudut;
Tek sensin gölgeleyen pırıl pırıl bu günü,
Hüzünle buruşturan mutluluğun yüzünü.
 
 
Yakına dek garezden kararmıştı her yanın
Şimşekler tarafından yakılıyordu karnın,
Yakına dek gürleyip ne tehditler savurdun
Ve rahmetle toprağı bol bol sulayıp durdun.
 
 
Ama yeter bu kadar! Artık gizlen bir yere!
Engin sükût içinde, step tertemiz, bak hele,
Ve rüzgâr süzülerek tazeliğin izinden,
Kovuyor seni mavi gökyüzü denizinden.
 
1835
***
 
Kent dışında dalgın dalgın dolaştığım zamanlar
Eski mezarlıklara da bazen gitmişliğim var –
Demir parmaklıklar, haçlar, mezar manzaraları,
İşte burda çürür nice başkentlinin canları,
Onlar ki gelmiş gibi dilenci ayinine
Çamur içinde iyice sokulmuşlar birbirine,
Ama tüccar, ama memur, hepsi son uykudalar,
Onlar için mozoledir bu çok farklı mezarlar
Taşlarında yaşamların şiirleşmiş izleri
Hizmet, unvan övgüleri, minnet, şükran sözleri;
Kart bir geyik ardından eşin döktüğü yaşlar
Hırsızlar tüm boşta kalan vazoları çalmışlar,
Mezarların çoğu çökmüş – açık ağızlar gibi,
Ertesi gün yeni aday beklemekteler belki
 
 
Такие смутные мне мысли все наводит,
Что злое на меня уныние находит.
Хоть плюнуть да бежать…
                Но как же любо мне
Осеннею порой, в вечерней тишине,
В деревне посещать кладбище родовое,
Где дремлют мертвые в торжественном покое.
Там неукрашенным могилам есть простор;
К ним ночью темною не лезет бледный вор;
Близ камней вековых, покрытых желтым мохом,
Проходит селянин с молитвой и со вздохом;
На место праздных урн и мелких пирамид,
Безносых гениев, растрепанных харит
Стоит широко дуб над важными гробами,
Колеблясь и шумя…
 
1836
* * *
Exegi monumentum
 
Я памятник себе воздвиг нерукотворный,
К нему не зарастет народная тропа,
Вознесся выше он главою непокорной
       Александрийского столпа.
 
 
Нет, весь я не умру – душа в заветной лире
Мой прах переживет и тленья убежит —
И славен буду я, доколь в подлунном мире
       Жив будет хоть один пиит.
 
 
Слух обо мне пройдет по всей Руси великой,
И назовет меня всяк сущий в ней язык,
И гордый внук славян, и финн, и ныне дикой
       Тунгус, и друг степей калмык.
 
 
İşte böyle fikirlere dalıyorum burada
Boğuluyor gibiyimdir hüzünlü duygularda.
Ah, çek git! derim kendime…
Oysa ne çok mutluyum ben,
Bu güz vakti günbatımı sessizce yaklaşırken,
Köyün müşfik kollarında dinlenirken şu anda
Ölülerin yatıştığı bu harika mekânda;
Bir mavilik titrer her bir yoksul mezar üzerinde
Hırsız gezip zarar vermez en karanlık gecede de;
Yüzyıllarca yosunlanmış yorgun taşlar arasında
Dua eden saf bir köylü görünür ara sıra;
Mezarların başlarında ne vazo, ne kaide,
Ne portre görünür, ne tirşe, onların üzerinde
Salt ulu bir meşe vardır mezarlar denli vakur,
Sallanıp hışırdar durur…
 
1836
* * *
Exegi monumentum 2
 
El yapımı olmayan bir anıt dikeceğim kendime
Otlar örtmeyecek ona götüren ulusal yolu
Asi başı, Aleksandır Sütunu’nun üzerinde,
Dikileduracaktır mert ve onurlu.
 
 
Ben asla ölmeyeceğim, çünkü kalbimdeki bu lir
Yenilmeyecek toprakta gizlenen sınırsız güce.
Ve şöhretim yeryüzünde hükmünü sürdürecektir
                     En son şair yaşadığı sürece.
 
 
Ünüm yüce Rus yurdunda yayılacak kesilmeden
Halklar beni farklı farklı dillerinde anacaklar –
Gururlu Slav torunları, yabanıl Tunguz ve Fin’den
                     Bozkır’ın sahibi Kalmuk’a kadar.
 
 
И долго буду тем любезен я народу,
Что чувства добрые я лирой пробуждал,
Что в мой жестокий век восславил я Свободу
       И милость к падшим призывал.
 
 
Веленью божию, о муза, будь послушна,
Обиды не страшась, не требуя венца,
Хвалу и клевету приемли равнодушно
       И не оспоривай глупца.
 
1836
 
Ulusumun yüreğinde yaşayacağım ben her zaman,
Çünkü yalnız hoş duygular dillendirmekti tek derdim,
Çünkü özgürlüğü övdüm, zalim çağa göz yummadan,
                Ölenlere Hak’tan rahmet diledim.
 
 
Ey, esin perisi, Hakk’ı duymazlıktan gelme, tanı,
Asla korkma lanetlerden, çelenklere de alışma,
Kayıtsızca kabullen hep her övgüyü ve bühtanı
                Bir de sakın aptallarla tartışma.
 
1836

А. А. Наумов, Дуэль Пушкина с Дантесом, 1885.

A. A. Naumov, Puşkin’in d’Anthes’le Düellosu, 1885.


ЕВГЕНИЙ БAРАТЬІНСКИЙ

YEVGENİ BARATİNSKİ

(1800 – 1844)


19. Yüzyıl Rus şiirinin en önemli şairlerinden biri olan Yevgeni Abramoviç Baratınski, 19 Şubat 1800’de Tambovştine’ de doğdu ve çocukluğunu “Mara” adlı bir köy çiftliğinde geçirdi. Kirsanov kasabası ilçe sınırları içinde bulunan Tambovskoe malikânesi şairin babası tuğgeneral Abram Andreyeviç Baratinski’ye o zamanın çarı I. Pavel tarafından 1796 yılında vatanına yaptığı büyük hizmetlerin-den dolayı ödül olarak verildi.

Baratinski ailesi “Mara” çiftliğindeki malikâneye 1804 yılında yerleşti. Zamanla bir komplekse dönüştürülen çiftlik parkı 1820 yılında eski hükümdar evleri, Voznesenski Kilisesi, salt taştan yapılmış “Grot” yaz pavyonu, çokkatlı binaları, göletleri, köprüleri, şelaleleri, çardakları, Mara çayı boyunca uzanan dolaşık patikaları, meyve, çilek ve gül bahçeleriyle dikkat çekiyordu.

“Mara”da özgün bir kültürel yapıya sahip olan Baratinski malikânesi, 19. yüzyıl boyunca o zamanın en seçkin kişileri tarafından ziyaret edilen seçkin bir merkez konumundaydı. Bu mekânda şiirler okunup incelenir, felsefi konularda tartışmalar yapılır, gözalıcı yeni yapıtlar yazılır, şarkılar bestelenir ve operalar sahnelenirdi. Gelen konuklar arasında eski diplomatlardan N. İ. Krivtsov (Puşkin, Vyazemski ve Karamzi’nin dostu olarak bilinen dekabrist S. İ. Krivtsov’un kardeşi), B. N. Çiçerin (yazar, hukukçu, gazeteci, halk adamı, sanat yapıtları tutkunu ve koleksiyoncusu), ressam E. A. Dmitriyev-Mamonov, yazar N. F. Pavlov, şair J. A. Jemçujnikov, besteci Ts. A. Kyui vb. İkinci evliliğini şairin kardeşi S. A. Baratinski’yle yapan S. M. Delvig de (ilk kocasından getirdiği kızıyla birlikte) 1831’den sonra “Mara” da yaşamaya başladı.

Yevgeni Baratinski 1819 yılında Petersburg’da askerlik hizmetine verildi. 1820-1825 yılları arasında Finlanda’da bulunan bir alayda görev yaptı ve 1826’da ordu hizmetinden istifa etti.

Şair, ilk şiirlerini 1819 yılında yayımlamaya başladı. Elejik bir ruh ve mesaj havası taşıyan “Güvensizlik” (“Gereksiz yere kışkırtma beni…” 1821’de M. İ. Glinka tarafından bestelendi) gibi şiirleri yapısal dinamikliği, duygularındaki psikolojik derinlik ve karmaşıklıkla dikkat çekti. 1826’da Eda’da “Finlanda Hikâyesi” başlıklı şiiri yayımlandı. Puşkin’le dostluğunun ve sanat birlikteliğinin ifadesi olarak çıkarılan İki Şiir Kılavuzu (1828) adlı kitapçıkta Puşkin’ in “Kont Nulin” ile birlikte Baratinski’nin “Balo” şiiri de yer aldı.

Dekabrist ayaklanmasının bastırılması sonucunda onun şiirlerinde de yalnızlık, hüzün, ömrün geçiciliği, insanın umarsızlığı, insanlığın feci sonu, sanatın yetersizliği vb. karamsar motifler egemen olmaya başladı. İtalya gezisi sırasında kaleme aldığı en son dizelerde de görüldüğü gibi (Pyroscaphe, 1844) onun şiirinin en belirgin özelliği felsefi bir derinliğe yönelik olmasıdır.

V. G. Belinski’ye göre “Puşkin’le aynı dönemde yaşamış ve ona en yakın olan şairler arasında, hiç kuşkusuz ki, Baratinski birinci sıradadır.”

Yevgeni Baratinski 29 Haziran 1844 tarihinde Napoli’de öldü, kemikleri daha sonra Petersburg’a götütülüp toprağa verildi.

РАЗЛУКА

 
Расстались мы; на миг очарованьем,
На краткий миг была мне жизнь моя;
Словам любви внимать не буду я,
Не буду я дышать любви дыханьем!
Я всё имел, лишился вдруг всего;
Лишь начал сон… исчезло сновиденье!
Одно теперь унылое смущенье
Осталось мне от счастья моего.
 
1820

ФИНСКИМ КРАСАВИЦАМ

(Мадригал)
 
Так, ваш язык еще мне нов,
Но взоры милых сердцу внятны,
И звуки незнакомых слов
Давно душе моей понятны.
Я не умел еще любить -
Опасны сердцу ваши взгляды!
И сын Фрегеи, может быть,
Сильнее будет сына Лады!
 
1820

AYRILIK

 
Senden ayrılınca, benim yaşamım
Bir cezbeye tanık oldu bir anlık;
Aşk sözleri fısıldamak yok artık,
O zarif kokuyu duymayacağım!
Gitti elden var olan tüm varlığım,
Rüyam da kayboldu hayalet gibi.
Meğer mutluluktan geriye şimdi
Kalan burukluktur, onu anladım.
 
1820

FİN GÜZELİ

   (Madrigal)
 
Dilinizi henüz bilmesem bile,
Anlıyorum bakışınız ne diyor,
Sözcükler ki, o çok garip seslerle,
Çoktandır kalbimle sohbet ediyor.
Ben öğrenemedim henüz sevmeyi –
Oysa bakışınız korkutucudur!
Kim bilir, Freya’nın sihriyle belki
Lada’nın oğlu da çok güçlü olur!3
 
1820

ПОЦЕЛУЙ

 
Сей поцелуй, дарованный тобой,
Преследует моё воображенье:
И в шуме дня и в тишине ночной
Я чувствую его напечатленье!
Сойдёт ли сон и взор сомкнёт ли мой,
Мне снишься ты, мне снится наслажденье!
Обман исчез, нет счастья! и со мной
Одна любовь, одно изнеможенье.
 
1822

ПРИЗНАНИЕ

 
Притворной нежности не требуй от меня,
Я сердца моего не скрою хлад печальный.
Ты права, в нем уж нет прекрасного огня
    Моей любви первоначальной.
Напрасно я себе на память приводил
И милый образ твой и прежние мечтанья:
    Безжизненны мои воспоминанья,
    Я клятвы дал, но дал их выше сил.
 
 
Я не пленен красавицей другою,
Мечты ревнивые от сердца удали;
Но годы долгие в разлуке протекли,
Но в бурях жизненных развлекся я душою.
Уж ты жила неверной тенью в ней;
Уже к тебе взывал я редко, принужденно,
И пламень мой, слабея постепенно,
Собою сам погас в душе моей.
 

ÖPÜCÜK

 
Bahşettiğin o öpücük yine de
Bırakmıyor hayalimin peşini:
Şamatalı günde, sessiz gecede
Duyuyorum onun deprenişini!
Kapanır kapanmaz yorgun gözlerim
Rüyama tat veren sensin sadece!
Mutluluk değil de, yanımda benim,
Sevdan vardır, o bitmeyen işkence!
 
1822

İTİRAF

 
İkiyüzlü bir incelik isteme benden sakın,
Kalbim zaten gizlemiyor o buz gibi hüznünü,
Orda bulamadığını söylemekte haklısın
                  İlk aşk ateşinin büyüklüğünü.
Belleğimde diriltmeye boşuna uğraştım ben
Senin sevimli yüzünü ve kendi düşlerimi:
                  Yazık ki anılar ölmüşler tümden,
                  Yeminlerim zorakiymiş besbelli.
 
 
                  Başka bir güzelin kulu değilim.
Çekip gitti ruhumdan kıskançlık duyguları;
Ne ki ayrılıkta geçti ömrün bunca yılları,
Ne ki yaşam burgacında teselli buldu kalbim.
Ve sen vefasız bir gölgeden farksız
Yabancı gibiydin orda, çok seyrek zikredilen,
                  Ve bir alev gibi titreyerekten
                  Sönüverdin yüreğimde zamansız.
 
 
Верь, жалок я один. Душа любви желает,
Но я любить не буду вновь;
Вновь не забудусь я: вполне упоевает
 Нас только первая любовь.
Грущу я; но и грусть минует, знаменуя
Судьбины полную победу надо мной;
Кто знает? мнением сольюся я с толпой;
Подругу, без любви – кто знает? – изберу я.
На брак обдуманный я руку ей подам
 И в храме стану рядом с нею,
 
 
Невинной, преданной, быть может, лучшим снам,
И назову ее моею;
И весть к тебе придет, но не завидуй нам:
Обмена тайных дум не будет между нами,
Душевным прихотям мы воли не дадим,
Мы не сердца под брачными венцами -
 Мы жребии свои соединим.
 
 
Прощай! Мы долго шли дорогою одною;
Путь новый я избрал, путь новый избери;
Печаль бесплодную рассудком усмири
И не вступай, молю, в напрасный суд со мною
       Невластны мы в самих себе
И, в молодые наши леты,
Даем поспешные обеты,
Смешные, может быть, всевидящей судьбе.
 
1824
 
Yapayalnızım ben. Kalbim aşka susamış yine.
               Ama ben yeniden âşık olamam.
Çünkü bizler kendimizi kaptırmışız tastamam
Tek ilk aşkın o büyülü sesine.
Hüzünlüyüm; oysa hüznüm kabullenmem demektir
Yenilgiyi, huzurunda güç sahibi kaderin:
Demek ki kalabalıkta artık benim de yerim?
Bir kadını hiç sevmeden sevmem gerekecektir…
Mantıklıca bir nikâhta bir tören salonunda
               Onunla el ele bekleyeceğim
Sadakat ve masumiyet sergilenen o anda
               Evet, diyeceğim, o artık benim.
Haber sana ulaşınca, sakın darılma bize:
Biz hiç açılmayacağız onla birbirimize
Kaprisler içimizde kalacak yalnız:
               Biz nikâhla gönülleri değil de
               Salt bahtlarımızı bağlayacağız
 
 
Ne olur bağışla beni! Yıllarca birlikteyken
Ben kendi yolumu seçtim, sen de yeni bir yol seç;
Acıları aklınla dağıtmalısın er geç,
Sakın boş tartışmalara girmeyelim yeniden.
               Kaderin önünde güçsüz anlarda,
               Çarçur edilirken toy gençliğimiz,
Kapılarak bazen yanlışlara biz,
Acil karar veriyoruz yaşamsal sınavlarda.
 
1824

УВЕРЕНИЕ

 
Нет, обманула вас молва,
По-прежнему дышу я вами,
И надо мной свои права
Вы не утратили с годами.
Другим курил я фимиам,
Но вас носил в святыне сердца;
Молился новым образам,
Но с беспокойством староверца.
 
1824

СТАНСЫ

 
Судьбой наложенные цепи
Упали с рук моих, и вновь
Я вижу вас, родные степи,
Моя начальная любовь.
 
 
Степного неба свод желанный,
Степного воздуха струи,
На вас я в неге бездыханной
Остановил глаза мои.
 
 
Но мне увидеть было слаще
Лес на покате двух холмов
И скромный дом в садовой чаще -
Приют младенческих годов.
 
 
Промчалось ты, златое время!
С тех пор по свету я бродил
И наблюдал людское племя
И, наблюдая, восскорбил.
 

GÜVENCE

 
İnanmayın asla söylentilere,
Her nefesimde siz varsınız benim,
O kadar büyük ki hakkınız bende
Sizi hatıramdan nasıl silerim.
Buhur yakarken de başkası için
Kalbimce kutsanan asıl sizsiniz,
Taparken cezbine yeni yüzlerin
Eski bir korkuyu yaşarım sessiz.
 
1824

DÖRTLÜKLER

 
Ellerim özgür sayılır
Kör feleğin zincirinden
Karşımdasın sen, ey bozkır,
Ey ilk göz ağrım, yeniden.
 
 
Enginin kubbesidir gök
Tazelik saçıyor yere,
Ben nefesimi keserek
Devam ediyorum seyre.
 
 
Koruya ve yamaçlara
Bakmak sanki daha zevkli
Keşke dönsem o yıllara,
Bulsam o bahçeli evi.
 
 
Uçup gittin, ey altın çağ!
Bense dünyayı dolaştım
Yaklaştıkça insanlara
Hep acıyla karşılaştım.
 
 
Ко благу пылкое стремленье
От неба было мне дано;
Но обрело ли разделенье,
Но принесло ли плод оно?..
 
 
Я братьев знал; но сны младые
Соединили нас на миг:
Далече бедствуют иные,
И в мире нет уже других.
 
 
Я твой, родимая дуброва!
Но от насильственных судьбин
Молить хранительного крова
К тебе пришел я не один.
 
 
Привел под сень твою святую
Я соучастницу в мольбах -
Мою супругу молодую
С младенцем тихим на руках.
 
 
Пускай, пускай в глуши смиренной,
С ней, милой, быт мой утая,
Других урочищей вселенной
Не буду помнить бытия.
 
 
Пускай, о свете не тоскуя,
Предав забвению людей,
Кумиры сердца сберегу я
Одни, одни в любви моей.
 
1825
 
Coşkulu bir hayır için
Hep çağrılar aldım gökten.
Ama meyvesine niçin
Eremedim bir türlü ben?
 
 
Gençliğimde tanıdığım
Düşsel kardeşlerim vardı –
Kimisi uzakta onların,
Kimisini toprak aldı.
 
 
Ey meşelik, seninim bil,
Ama bugün sana gelmem
Kaçabilmek için değil
Peşimdeki kaderimden.
 
 
Koşup kutsal kucağına
Dualaşan dileklerle
Eşimi getirdim sana
Kollarında bir bebekle.
 
 
Ben bu sûkut içersinde
Canlarımla hep birlikte
Ortak musibetleri de
Unutabilseydim keşke.
 
 
Keşke yeni bir yaşama
Sarılsam kinlerden uzak
Gerçek aşk gönül dünyama
O zaman yerleşir ancak.
 
1825

ФËДОР ТЮТЧЕВ

FYODR TYUTÇEV

(1803-1873)


Ünlü lirik şair-filozof Fyodr İvanoviç Tyutçev 23 Kasım 1803’te Orlov ilindeki Ovstug çiftliğinde yaşamını sürdüren orta halli eski bir soylu ailede doğdu. Çocukluk yılları Ovstug’da, gençliği ise Moskova’da geçti. İlk özel öğrenimini kendi evinde genç şair ve çevirmen S. Rayiç’den aldı. 1819’da başladığı Moskova Üniversitetesi’nin Filoloji Bölümü’nü 1821’de ‘Filoloji Bilimleri Adayı’ derecesiyle bitirdi ve Dışişleri Bakanlığı Dışilişkiler Şubesinde göreve başladı (1822). Daha sonra ülke dışına gitti ve orada (Münih’de) 22 yıl boyunca kaldı.

İlk şiirleri (“Yaz Akşamı”, “Hayalet”, “ Uykusuzluk”, “Rüya”) 1828-1829 yıllarında S. Rayiç’in Galatea dergisinde yayımlandı. Bu şiirler şairin yeteneğini kesinlikle kanıtlamış olmalarına karşın onun adını ülke genelinde duyurmaya yetmedi.

Tyutçev’in ünü ancak Puşkin’in Sovremennik (Çağdaş) dergisinde yayımlanan 16 şiirle doruk noktasına ulaştı (1836).

Şair 1844 yılında ailesiyle birlikte ülkesine döndü ve 6 aydan sonra Dışişleri Bakanlığında aldığı yeni görevde çalışmaya başladı.

1843-1850 yılları arasında yayımlamış olduğu “Rusya ve Almanya”, “Rusya ve Devrim”, “Papalık ve Roma Sorunu” vb. başlıklı yazılarıyla Rusya ile Batı arasındaki çatışmanın kaçınılmaz olduğunu ve çatışmadan Rusya’nın yengiyle çıkıp “Slav Dünyası” imparatorluğunu kuracağı öngörüsünde bulundu.

1848-1849 yıllarında da, gelişmekte olan siyasi olayların nabzını yakalayarak, “İsteksiz ve Cesaretsiz”, “Öldürücü Hizmetler Çevresinde Olunduğunda…”, “Rus Kadını” türünden mükemmel yazılar yazmış olsa da, onları yayımlamak istemedi.

Bir şair olarak Tyutçev’in başarısından söz ederek ondaki yazma hevesini alevlendiren ilk kişi Nekrasov oldu. Sovremennik (Çağdaş) dergisinde yayımlanan “İkinci Dereceli Rus Şairleri” yazısında o Tyutçev’den övgüyle söz etti.

İlk şiir kitabının dünya yüzü gördüğü 1854 yılında şairin Elena Denisiyeva’ya adadığı aşk şiirleri de dergi sayfalarında yayımlandı. Genç sayılamayacak bir çağda olan şairin kendi kızı yaşında bir güzelle on dört yıl boyunca sürdürdüğü ilşkiler dramatik olaylara neden oldu ve sonuçta Tyutçev evlenmeyi kabu etti.

1858’de Dışişleri Sansür Komitesi Başkanı olarak atandı ve kimi zamanlar izlenen bazı yasaklı yayınların savunuculuğunu üstlenmek zorunda kaldı.

1860 yıllarda gelişen acılı olaylar, ne yazık ki, birbirini izledi: Önce eşi Denisiyeva verem kurbanı oldu, bir iki yıl sonra çocukları öldü, en sonunda da şairin annesi hayata gözlerini yumdu.

Şairin 1860-1870 yılları arasında yazdığı şiirler genellikle siyasi havanın egemen olduğu izlenimi bırakmakla birlikte, aslında “yaşanmış” (“Güç Bedeni Yavaşça Terk Ettiğinde…”,”1860”; “Slavlar”, “1866” vb. türünden kısa (lirik ve felsefi) şiirlerdir.

Fyodr Tyutçev’in yaşamındaki en son yıl da çok acılı geçti: Büyük oğlu, kendi kardeşi ve kızı Mariya art arda öldüler.

Şair, 15 Temmuz 1873 tarihinde, Tsarskoe Selo’da yaşama ve da etti.

Başlıca şiir kitapları: Bahar Fırtınası (1828), Uykusuzluk (1829), Çılgınlık (1840), Güz Akşamı (1840), Şiirler (1854) vb.

БЕССОННИЦА

 
Часов однообразный бой,
Томительная ночи повесть!
Язык для всех равно чужой
И внятный каждому, как совесть!
 
 
Кто без тоски внимал из нас,
Среди всемирного молчанья,
Глухие времени стенанья,
Пророчески-прощальный глас?
 
 
Нам мнится: мир осиротелый
Неотразимый Рок настиг -
И мы, в борьбе, природой целой
Покинуты на нас самих.
 
 
И наша жизнь стоит пред нами,
Как призрак на краю земли,
И с нашим веком и друзьями
Бледнеет в сумрачной дали…
 
 
И новое, младое племя
Меж тем на солнце расцвело,
А нас, друзья, и наше время
Давно забвеньем занесло!
 
 
Лишь изредка, обряд печальный
Свершая в полуночный час,
Металла голос погребальный
Порой оплакивает нас!
 
1829

UYKUSUZLUK

 
Çınlatıyor geceyi bir saat sesi –
Tüm monotonluğuyla, ara vermeden!
Gece karanlığının bu hikâyesi
Hem bilinen bir şey, hem bilinmeyen.
 
 
Kararmış enginlerin sonsuzluğunda
Vedalaşan peygamber sesiyle tir tir
Vaktin iniltisini son soluğunda
İçimizden rahatça dinleyen kimdir?
 
 
Bir anda zalim bahtın hışmına kurban
Olmuş gibi, dünyamız büsbütün öksüz,
Bizler, yoksun kalanlar tüm umutlardan -
Doğayla savaştayız sert ve ödünsüz.
 
 
Yaşam öcü örneği gayet sessizce
Dünyanın sonunu mekân seçmekte,
Çağımız ve şanımız onla iç içe
Gece karanlığında can çekişmekte.
 
 
Yepyeni ve taptaze bir genç kuşak
Yeşerirken sevinçle güneş altında,
Biz eski çağımızla uzaklaşarak
Söneriz karanlığın saltanatında.
 
 
Ve pek seyrek de olsa bazı geceler
Uykuların en derin saatlerinde
Bir çağrı duyarız ecelden beter
Hıçkıran çanların davetlerinde.
 
1829
2.Bir anıt diktim ben (Horatius).
3.Fregeya (Freya) İskandinavyalıların, Lada ise Slavların aşk tanrıçalarıdır. Dolayısıyla burada şair Finlandiya ile Rusya arasındaki sevgiye gönderme yapmak-tadır. (Not çevirmene aittir).
₺100,46

Türler ve etiketler

Yaş sınırı:
0+
Litres'teki yayın tarihi:
01 ağustos 2023
Hacim:
412 s. 54 illüstrasyon
ISBN:
978-625-6981-95-9
Yayıncı:
Telif hakkı:
Elips Kitap
Metin
Ortalama puan 0, 0 oylamaya göre