Kitabı oku: «Ahmet Baytursınulı», sayfa 5
Kaynakça
Alibekiroğlu Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Danışmanı: Doç. Dr. Vahit Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.
Asfandiyarov S. (1994). Kazak Tarıyhınıñ Oçerkteri, Almatı.
Baytursınov Ahmet (1991). Aq Jol, Jalın, Almatı.
Biray Nergis (1999). ‘Ahmet Baytursunoğlu ve Eserleri’(1873-1937), Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Denizli, Sayı.5, s.10-16.
_____________ (2005). ‘Ahmet Baytursınulı’na Göre Kazak Türkleri Yazılı Edebiyatının Dönemleri ve Türleri’, Millî Folklor 68 (Kış ), s.67–77.
______________ (2011). Ahmet Baytursınulı – Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslup İncelemesi, İstanbul, Bilge-Oğuz Yayınları.
_____________ (2014). ‘Ahmet Baytursınulı Hayatı, Kültürel ve Edebi Faaliyetleri ve Eserleri’, Şäkärim – Ğılımiy-tanımdıq jurnal, 2/23, s. 62-69.
______________ (2015). ‘Kazak Bozkırında Başkaldırı ve İsyanın Sesi: Ahmet Baytursınulı’, Gazi Türkiyat, 2015/16, s. 1-14.
_____________ (2016). ‘Ahmet Baytursınulı – Kazak Dilbilimi ve Terim Dünyasındaki Yeri-’, Köroğlu Dergisi, Mart, 13/2-7, s. 31-34.
Buran Ahmet, Alkaya Ercan (2002). Çağdaş Türk Lehçeleri, TİSAV Elazığ Şubesi Yayınları, Elazığ.
Buran Ahmet (2010). Kurşunlanan Türkoloji, Akçağ Yayınları, 2. baskı, Ankara.
Hüseyin Prof. Dr. Köbey (2002). ‘Kazak Dil Bilgini Ahmet Baytursınov’, (Aktaran. Yrd. Doç. Dr. Ali Abbas Çınar), Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı:14, s. 223- 233.
Kakınç Hâlit (2002). Sultan Galiyev ve Millî Komünizm. Bulut Yayınları. İstanbul. Kara, Abdulvahap (2002). Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi. 1. Baskı, Da Yayıncılık, İstanbul.
Kendirbai Gulnar (2002). ‘Alaş’, Türkler, Ankara, Cilt 18, s. 1131-1154.
Koç Kenan, İşina Almagül, Korganbekov Bolat (2007). Kazak Edebiyatı, C. 1I (Sovyet Dönemi ve Bağımsızlıktan Sonraki Kazak Edebiyatı), IQ Kültür Sanat Yayınları, İstanbul.
Koygeldiyev M. (1995). Alash Kozgalısı (Kömekçi Okuv Kuralı), Almatı.
Moldatayev Kanat (1997). ‘Ahmet Baytursınov’, Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, 15: 46.
Oralbayeva Nurjamal (1998). ‘Ahmet Baytursunulı’. Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi, 21: 90-96.
Süleymanova D.D. (2016) ‘Alaşorda ükimeti jäne memlekettik til sayasatı’, http://netref.ru/ alashorda-kimeti-jene-memlekettik-til-sayasati-sjlemenova-d-d.html (e-tarih 16.11.2019)
Tileşov Erbol (2016). ‘Alaş ziyalıları jäne ult tili’, 09.08.2016 4616. http://tilalemi.kz/article/88 (e-tarih 15.11.2019).
Tölepbergen Bolatbek (2010). ‘Tanım 20. Ğasır basındağı Qazaqstandağı Alaş ideyası’, Kazan, 2010. http://kazgazeta.kz/?p=4224 (e-tarih 09.11.2019).
Türk Vahit (2002). ‘Kazak Aydınlanma Hareketi İçerisinde Ahmet Baytursınov ve Çalışmaları’, Türkler, Ankara, 18: 665–673.
KAZAK TÜRK DÜŞÜNCE DÜNYASININ AYDINLATICISI: ALAŞ ÖNDERİ AHMET BAYTURSINULI 13
Edebî şahsiyetler, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarından, o dönemin olaylarını dile getirmekten uzak duramazlar. Türk dünyasının aydınlatıcı fikir adamlarından Baytursınulı da şiir ve yazılarında ferdî konulardan çok yaşadığı dönemin olaylarını ve sosyal konularını ele almıştır.
Baytursınulı, hayatını huzur dolu ve rahat bir toplumda geçirmemiştir. 20. Yüzyıl, tarihe Kazak Türklüğünün yaşadığı acımasız olay ve baskılar, var olma mücadelesinin sürdürüldüğü dönemler olarak geçmiştir. Türk boylarının çekişmeleri, Rusların Kazak topraklarına yerleşmesi, 1876’da Türkistan valiliğinin kurulması ve Kazakistan Rusya birleşmesi, Kazak topraklarının ellerinden alınması, açlık, ağır vergiler, kıtlık toplumun yaşadığı zorluklardan bazılarıdır. Kazaklar baş kaldırsalar da direnemezler. Ayaklanmalar kanlı şekilde bastırılır.
Bölge insanı Ruslar tarafından sadece ekonomik alanda Ruslaştırılmaya çalışılmamış, tarih, dil ve kültür alanında da aynı muameleye maruz kalmıştır. Çarlık Rusyasının kabulleri yerine Sovyet-Rus kabul, hüküm ve değerlerini yerleştirme amacındaki Ruslar, Türkistan’daki Türklerin kökleşmiş sosyal ve kültürel sistemine saldırmışlardır. Dönemin önderi ve yol göstericisi Müslüman âlimler ve bölgenin ileri gelen liderleri katledilir. Dini metinler yok edilir, ibadet yasaklanır. Cami, medrese, vakıf ve hanlar yıkılır. Sayısız insan, tutuklanır, sürgün edilir, işkence görür, açlık ve kıtlık yüzünden acı çeker, ölür. Bütün bu uygulamaların tek amacı: Sovyet sistemi oluşturmak, tek tip Sovyet insanı yetiştirmektir (Devrişeva 2007: 84).
Bunun yanında Japon-Rus savaşı (1904), burjuva demokratik devrimi (1905-1907), I. Dünya Savaşı (1914-18), 1916’da Kazak ayaklanması (1916), Şubat devrimi (1917), Ekim devrimi (1917) sonrasında Rusya’da emperyalizm yayılır. 1916’da başlayan ve 1917 Devriminin gerçekleşmesi sürecini hızlandıran başkaldırılarda en büyük zararı gören Türkler olur. Bu isyanlar, Ruslar tarafından acımasızca bastırılır (Devlet 1999: 242–245).
Baytursınulı, bu karışıklar içindeki bir toplumda 1873 yılında doğmuş ve yaşamıştır. O, doğumundan ölümüne kadar geçen sürede sıkıntılı bir toplumda hem maddî hem de manevî buhranlar içinde hayatını geçirmiştir. Bu olumsuzluklar elbette onun eserlerine etki etmiştir. O, yazıları ve şiirlerinde ferdî konulardan uzak vatanseverlik, memleket meseleleri, millî konular, dil ve eğitim gibi konuları ele almıştır. Bu onun yaşadığı problemlerin eserlerine gerçekçi bir yansımasıdır. Onun asıl amacı çocukların eğitimi ve halkı aydınlatma çabası olmuştur. Bu çalışmalarını şu şekilde gösterebiliriz.
1. Aydınlanma ve eğitim ile ilgili düşünce ve çalışmaları
a. Eğitim sistemi ile ilgili düşünce ve emekleri.
Baytursınulı’nın şiirleri ben merkezli değildir. Onun amacı, uyuyan Kazakları hatta bütün Türkistan’ı uyandırmaktır. O, ‘Masa’ şiirinde gaflet içinde uyuyan Kazakların üzerinde bir sivrisinek olup vızıldamak, halkını bir türlü uyanamadığı uykudan uyandırmak ister. Şair, Kazak aydınları için sivrisinek imgesini kullanarak hem az ses çıkarmasıyla o dönemin sıkıntılarına karşı koyanların sayıca az ve güçsüz olduğunu hem de hiç durmadan vızıldayan sineğin rahatsızlık verip onları uyandırmasını çağrıştırmaktadır14.
Şairin ‘Masa’ adlı eserindeki15 şiirlerinde de devrin Ceditçilik hareketinin ülküleri anlatılır. Bu hareketin savunucuları halkı okumaya, ilim ve bilime, sanata, ruhanî bakımdan yücelmeye, medeniyet ve insanlığa çağırır, onlara yol gösterir. Baytursınulı bağımsız ve kalkınmış bir Kazakistan’ın imar edilmesi amacıyla genellikle eğitim öğretim alanında çalışmalar yapmıştır.
O, Kazak Gazetesi’ndeki ‘Okuma Sebebi’ gibi yazılarında ana dilin önemini vurgulayıp ana dili bilinci oluşturmayı hedeflerken eğitimin psikolojik ve sosyolojik kapsamıyla ilgili bilgiler de verir16. Makalelerinde ilerlemenin eğitimle olacağını, cehaletin tedavisinin eğitimde olduğunu vurgular. Bunun da Ceditçilik hareketi içinde yeni gelişen ‘usul-i cedid’ ve ‘usul-i savtiye’ yöntemleriyle gerçekleşeceği düşüncesine sahiptir.
Onun, okuma yazma, ana dili, millî tarih, matematik, fen bilgisi, din, çiftçilik eğitimi, el sanatları, coğrafya gibi derslerin ‘ilköğretimlerde okutulması şarttır’ fikri de aydınlanmacı fikirlerinin bir göstergesidir. Aynı görüşten hareketle öğretim yöntemlerini anlatan ‘Bayanşı’ adlı bir eser de yazmıştır. İlerlemenin gayret ve çalışma ile mümkün olacağını da sürekli dile getirmiştir.
b. Eğitim Kurumları ile ilgili düşünce ve emekleri.
Ona göre mücadele aydınlanmayla olacaktır. Önce ülkenin geleceği olan çocuklar eğitilmelidir. Milletin ve vatanın geleceği onların elindedir. Bu amaçla Baytursınulı’nın önderlik ettiği okullar kurulur. O, çocukları yeni açılan bu okullara17 ‘Allah boş duran kullarını sevmez’ (Okuvğa şakıruv) diyerek çağırır (Tartuv Şiiri). İlk Kazak okullarının inşası ve açılması, Kazak Türkçesini öğretecek ilk ders kitaplarının yazılması hep onun çabalarıyla onun tarafından gerçekleştirilmiştir.
c. Mollalar ve halkın eğitimi ile ilgili düşünce ve gayretleri:
Baytursınulı mollaların eğitimsiz oluşlarına dikkat çeker. Türkistan’ın bu hâle gelmesinde mollaların yanlışlarının etkisi olduğunu söyler. Aslında onların görevinin halkı aydınlatmak olması gerektiğini belirtir. Ama bu özellikleri taşımayan mollaları ‘Jıyğan Tergen’ ve ‘Ğılım’ gibi şiirlerinde eleştirir ve bu konulardaki görüşlerini ‘Aykap’ ve ‘Kazak’ gazetelerinde de dile getirir.
ç. Eğitim camiası ile ilgili düşünce ve gayretleri.
Baytursınulı geri kalışın birçok sebebinden bahseder, ancak tembelliğin de etkili olduğunu söyler. Bu sebeple kendi insanını eğitmek için uğraşır. İçinde bulunulan durumdan kurtuluş, bağımsız ve özgür olmanın yolu eğitimden geçmektedir. Mensubu olduğu toplumu geri kalmışlıktan kurtarmanın okuryazarların, düşünürlerin ve bilim adamlarının görevi olduğunu söyleyen şair, mücadele ederek Kazak okullarının kurulması ve ders kitaplarının yazılmasında ilkleri gerçekleştirir. Bu okullarda eğitim verecek öğretmenlerin pedagojik eğitim almış, alanında bilgili kişiler olması gerektiğini söyler, okul kitaplarının öğretmenlere yol gösteren kılavuz kitaplarını da hazırlayarak bu alanda da ilklere imza atar.
d. Eğitim araçları ve kitaplar ile ilgili düşünce ve gayretleri.
Baytursınulı, öğretim yöntemleri, alfabe, konuşma ve imla kurallarını ‘Bayanşı’ (Yöntem Kitabı) adlı bir eserde ele almaktadır. ‘İnsan önce kendi dilini iyi bilmelidir. Dilini kaybeden milletler millet olarak yaşayamaz, kaybolur gider’ düşüncesinden yola çıkarak Kazakçanın ses düzeni, okuma sistemi, yöntem ve türleri gibi bilimsel yazılara ek olarak ders kitapları da yazmıştır: ‘Til Kural’ (Kazakça Dil Bilgisi), ‘Til Tanıtkış’ (Kazakça Dil Bilgisi), ‘Okuv Kuralı’ (Okuma Kitabı), ‘Elip biy’ (Alfabe), ‘Edebiyat Tanıtkış’ (Edebiyat Bilimi), ‘Til Jumsar’ (Dili Kullanma Yöntemi), vs.
1. Gazetecilik vasıtasıyla halkı aydınlatması ile ilgili düşünceleri ve gayretleri.
Baytursınulı, gazeteden haberdar olmayan halka, gazetenin önemini, sosyal hayat içindeki yerini göstererek Kazak basın yayın hayatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. O, gazeteyi ‘Halkın gözü, kulağı ve dili’ olarak niteler.
O, önce 1911’de ‘Aykap’ dergisinde, 2 Şubat 1913 yılında ‘Kazak’ gazetesini kurduktan sonra orada yazılarını kaleme almıştır. Kazak gazetesi etrafında toplanan yazarlar makalelerinde Kazakların yaşadığı topraklara el konulması ve buraların genellikle Ruslara ve başka yabancılara verilmesi, mahkeme ve kanunlarla bağlantılı düzenlemeler, medeniyet ve kültüre önem verilmesi ve geliştirilmesi, Kazak folkloru, sanat, edebiyat bilimi ve teorisi, estetik, okul kitapları ve bu tür eserlerin nasıl olmaları gerektiği; millî meseleler, devrin sosyal ve siyasî olayları, sağlık, eğitim öğretim, alfabe, dil bilgisi, yazım, nezaket ve nezaket kuralları gibi konuları işlemişlerdir. 1913’ten itibaren aydınlanma ile ilgili çalışmalar Baytursınulı’nın da gayretleriyle baştan sona Kazak gazetesine yönlendirilir (Kara 2002: 41). Bu çalışmalar toplumda siyasî düşüncenin gelişmesini sağlar (Alibekiroglu 2005: 62).
2. Halkı şiirleriyle aydınlatmak ile ilgili düşünce ve gayretleri.
Baytursınulı ‘N.K.Hanımga’ şiirinde halkına ‘Sen günlük işlerine bakıyor, rahatça yatıyorsun, beni anlamıyorsun. Ancak sen, beni anlamasan da ben, doğru bildiğim yolda çalışmayı sürdüreceğim, benim bütün derdim yarınlardır!’ diye haykırır18. Asıl derdi halkın aydınlatılmasıdır. ‘Masa’daki şiirleriyle onları okumaya, sanat ve bilime, manevî açıdan yükselmeye, insanlık ve medeniyete çağırır, onlara aydınlanma konusunda öğütler vererek yol gösterir.
3. Millîyetçilik konusundaki düşünceleri:
Baytursınulı ‘millîyetçi, ceditçi, aydınlanmacı’ bir ediptir. Bütün dünya gibi Türkistan’ı da etkileyen değişime kayıtsız kalmaz. O, devrimin kendilerini ve bütün Türkistan’ı Çarlık Rusyasının baskılarından kurtaracağına inanır. Millî değerlere böylece dönebileceğini ve bunun bir fırsat olduğunu düşünür. Asıl amacı ise halkını cehaletten kurtarmak, aydınlatmak, hür, medenî ve millî bir toplum yaratmaktır. Yazılarında da bu konulara ağırlık verir.
4. Hürriyet konusundaki düşünceleri:
Baytursınulı, yaşadığı devirdeki zorlukları şiir ve yazılarında açıkça ifade edemediği için ferdî ve sosyal hürriyeti birlikte ele almış, duygu ve düşüncelerini fabllar yoluyla hayvan kahramanlarına söyletmiştir. O bu tür şiirlerinde temaları karışık ve iç içe kullanmış, hürriyet ve istiklal konularını ‘Jubatuv’ şiirinde sorduğu sorularla vurgulamıştır.
5. Birlik ve beraberlik konusundaki düşünceleri:
O, ‘Jurtıma’ şiirinde bu konuya değinir. Kazak halkı birlik içinde hareket edememekte, her şeyi hazır beklemektedir. Ona göre halkın kendisine sahip çıkmasının yolu birlikten geçmektedir.
6. Vatana hizmet etme konusundaki düşünceleri.
Baytursınulı, ‘Ataktı Sibir ulı kart Potanin’ şiirinde ‘Vatana hizmet etmenin her vatan evladı için mukaddes olduğu’ anlayışını ifade eder. Bunun yolu da eğitim ve bilgiden geçmektedir.
7. İnsanların huylarının düzeltilmesi konusundaki düşünceleri:
Yazar, Kazakların doğru yolu ve zalimlerin parıltılarına kanarak manevî değerleri terk ettiğini, bir an önce kendine gelmesi gerektiğini ‘Jazğan söz janım aşıp’ şiirinde dile getirmektedir. Ayrıca halkın tembelliği terk etmesi şarttır. Hürriyet de bağımsızlık da hazır gelmeyecektir. Mücadele etmek gerekir (Esek pen Üki).
8. Siyasî alandaki düşünceleri ve emekleri:
Baytursınulı’nın ilk siyasi hareketi 1905’te Rus idaresine halkla birlikte hazırladığı şikâyet dilekçesini vermek olmuştur. 1917 yılı Temmuz’unda ‘I. Genel Kazak Kurultayı’ Orenburg’da yapılır, Kazakların ilk partisi ‘Alaş’ kurulur. Baytursınulı, ‘II. Genel Kazak Kurultayı’na Aralık 1917’de katılır, burada geçici millet meclisi kurulur, adı ‘Alaş-Orda’ olur. Bu süreçte Sovyet hükûmeti bilgi sahibi, okumuş, yerli ve millî kadrolara ihtiyaç duymaktadır. Bu fırsatı değerlendiren Kazaklar, idarî sisteme vekillerini sokarlar. Bolşeviklerle birlikte olmayı göze alıp millî hedeflerini gerçekleştirmek için halka hizmet etmeye, ilmî merkezler kurarak eğitim, süreli yayın ve birçok alandaki yayın kuruluşundan en üst seviyede faydalanmanın yollarını bulmaya gayret sarf ederler. Onların bu gayret ve emekleri, Stalin’in ‘Kızıl Katliam’ da denilen aydın kıyımına kadar büyük ölçüde başarıyla gerçekleşir. Baytursınulı, bahsedilen dönemde Lenin’in isteğiyle Kazakistan’ın eğitim bakanlığı (1920-23) görevini üstlenir.
Sonuç
Sonuçta Baytursınulı’nın aydınlanmacı düşüncelerini şöyle sıralayabiliriz:
* Toplumun geri kaldığı malumumuzdur. Bu geri kalmışlığın ve millî yıkımın sebepleri belirlenmelidir. Halk cahil ve bilgisizdir. Bilgilendirilmelidir. Cehaleti yenmek gerekir. Halk uykudadır, uyandırılmalıdır. Sosyal yaralar iyileştirilmeli, Kazakistan modernleşmelidir.
* Halk arasında ve fikir dünyasında kurulamayan birlik ve beraberlik sağlanmalıdır. Ayrılığın felaket doğuracağı halka anlatılmalı, problemler millî birlik içinde çözüme kavuşturulmalıdır.
* Teslimiyetçi kader anlayışı halk arasında yerleşmiş durumdadır. Halk bu durumdan kurtarılmalı, azimli olma, çalışma ve geleceğe ümitle bakmaya yönlendirilmelidir. Önem taşıtan bir konu olarak halkın eğitimi yalnızca okullarda değil her mekanda uygulanmalı, ayrıca bu eğitim basın yayın organlarıyla da sağlanmalıdır.
* Düşünürlerle halk arasındaki uçurum hızla ortadan kaldırılmalıdır.
* Çocuk eğitimi ve terbiyesi konusunda ailelere bilgi verilmeli, eğitim için en doğru yöntemler kullanılmalıdır.
* Teknik ve ilimde ilerlemek eğitimle mümkündür. Genç nesiller, günün şartlarına uygun eğitim kurumları yanında iyi yetişmiş öğretmenlerle yetiştirilmelidir.
* Üniversite ve yüksek okullarda uzmanlar yetiştirilmeli, dışarıdan öğretmen, ilim adamı getirmekten vazgeçilip ülkede yetiştirilmeleri sağlanmalıdır.
* Batıdan ilim, fen ve sanat alınırken taklitten kaçınılmalı, bilim ve teknikte modernleşme sağlanmalıdır. Teknik ve bilimsel konularla ilgili gelişmeler, millî kimliğe zarar vermeyecek şekilde kabul edilmeli, kültürün korunmasına önem verilmelidir.
* Vatana sahip olmak gerekir, bu ancak ilimle mümkündür. Sahipsiz vatanın kaybedileceği gençlerin ve halkın bilincine yerleştirilmelidir. Vatana ve kutsal olan şeylere saygı göstermek gerekir.
* Geçmişle övünüp durman yerine çalışmak ve yükselmek lazımdır.
* Marifet ve faziletteki yoksunluk, İslâmî değerlerle Batı medeniyetinin sentezlenmesi yoluyla giderilmelidir. Böylece geçmişe bağlı sağlam bir gelecek kurmak da mümkün olacaktır.
Kaynakça
Alibekiroğlu Sertan (2005). Kazak Âlimi Ahmet Baytursunoğlu’nun Hayatı ve Eserleri, (Dan: Doç. Dr. V. Türk), Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep.
Baytursınov Ahmet (1991). Aq Jol, Jalın, Almatı.
Biray Nergis (1999). ‘Ahmet Baytursunoğlu ve Eserleri’ (1873–1937)’, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Denizli, Sayı. 5: 10–16.
Biray Nergis (2011). Ahmet Baytursınulı – Şiirleri Üzerinde Dil ve Üslûp İncelemesi, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul.
Buran Ahmet (2010). Kurşunlanan Türkoloji, Akçağ Yayınları, 2. baskı, Ankara.
Devlet Nadir (1999). Rusya Türklerinin Millî Mücadele Tarihi (1905–1917), TTK Yayınları, Ankara.
Devrişeva Hâlide (2007). İşgal Döneminden (18. Yüzyıl) Günümüze Kadar Rusların Kazaklara
Karşı Yürüttüğü Politikalar, (Dan: Prof. Dr. Ü. Bulduk), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı, Ankara.
Güngör Ebubekir (2008). Çarlık Döneminde Türkistan’da Fikir Akımları, (Dan: Doç. Dr. K.
Ercilasun), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Bişkek.
Kara Abdulvahap (2002). Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi, 1. Baskı, Da Yayıncılık, İstanbul.
Kazak SSR Gılım Akademiyası M. O. Evezov Atındağı Edebiyet Cene Öner Institutı (1989). Baytursınov Ahmet – Şığarmaları, Jazuvşı, Almatı.
ALAŞ FİKİRLERİNİN YANSITICISI KAZAK GAZETESİ (2 Şubat 1913-1918) VE AHMET BAYTURSINULI 19
Kazak basını, Kazakların sosyal ve siyasi hayatında birçok değişikliğe de sebep olan 1905 Rus devriminden sonra ortaya çıkmıştır demek mümkündür. Devrim sonrasında Rusya’da olduğu gibi bütün Türk yurtlarında da siyasi partiler, kurultaylar, seçimler, özerklik çalışmaları görülmeye başlanmıştır. 19. Yüzyılın ikinci yarısındaki gelişmeler Rusya ve Türkistan’ın diğer bölgelerinde olduğu gibi Kazak topraklarında da kendini hissettirmiş, yayın hayatı da bu gelişmeler doğrultusunda canlanmıştır. Bu süreçte Duma’nın açılması, Kazak aydınlarının siyasi faaliyetlere katılması, siyasi akımların ortaya çıkması, devrimden sonra toprak meselesinin çözülmesi için Kazak aydınlarının çabaları, I. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya’nın Kazak topraklarını savaş aracı ve maddesi gibi kullanması, bunlara ek olarak savaş vergisi, yol vergileri gibi yeni vergilerin ortaya çıkması, 1916 yılında Çarlık yönetimi tarafından Türkistanlıların askeri işçi olarak cephelere sevk edilme kararının alınması gibi olaylar sonrasında Türkistan’daki Türkler şiddetli tepki göstermişlerdir. Çeşitli bölgelerde ayaklanmalar başlasa da bunlar kanlı bir şekilde bastırılmıştır. Bu dönemlerde, Kazak halkının ihtiyaçlarına, sorunlarına cevap verecek, çözüm bulup önerecek konulara yer veren gazete ve dergilere ihtiyaç hissedilmektedir. Kazak Gazetesi, böyle zor şartlar içinde yayın hayatına başlamış ve varlığını sürdürmüştür.
1905-1907 yılları arasındaki hürriyet ortamında millîyetçi ve sosyalist söylemlerin ağırlıkta olduğu fikirler aydınlar tarafından ortaya atılmış, bu fikirler yine aydınlar tarafından yayınlar vasıtasıyla halka anlatılmaya çalışılmıştır. Kazak aydınları Çarlık hükûmetinin Ruslaştırma siyasetine ve kültür emperyalizmine karşı koymaya çalışırken gazete ve dergilerle mücadelelerini halk arasında yaymaya da gayret etmişlerdir. Onların amaçları bu mücadele ve bilgi vermenin yanında Kazak halkını modernleştirmek, Kazakların siyasi ve sosyal hayatını çağdaşlaştırmaktı da.
Bu yıllarda Türkistan’da, Kazakistan’da birçok gazete ve dergi basın yayın hayatına girmiştir. Türkistan Vilayetinin Gazetesi (1870, Taşkent), Dala Valayatınıñ Gazeti (1888), Serke (1907, St. Petersburg), Kazakstan Gazetesi (1907, Troitsk), Kazakstan Gazeti, Kazakstan Gazetesi (1911), Yeşim Dalası (1913, Petropavl), Aykap Dergisi (1911), Kazak Gazetesi (1913), vs. Bunlar içinde Kazak toplumunda en etkili yayın yapan ve uzun süre devam edenlerden biri Aykap dergisi (1911-1915/89 sayı) iken diğeri de Kazak Gazetesi (1913-1918/265 sayı) olmuştur.
Çarlık yönetiminin son yıllarında Bolşevik idareye geçiş dönemlerinden olan 1913’te çıkmaya başlayan Kazak gazetesi, Kazak toplumunda haberleşmeyi, fikrî tartışmaları sağlamasının yanında bağımsızlık düşüncesini canlı tutmuş, 1917 devriminde ortaya çıkan fırsatı bağımsızlık için değerlendirmeye çalışmıştır. Gazetenin yazarlarına bakıldığında Alaş partisinin kurulması, politikalarının ve görüşlerinin hayata geçirilmesinde onların olduğu görülmektedir.
19. Yüzyılın 2. yarısında Ruslar Kazak topraklarına hâkim olarak siyasi güç elde ederler ve ortaya çıkan sosyal değişimle birlikte Rus-Kazak okullarının da açılmasıyla hareketlenen süreçte modern anlamda eğitimli yeni aydın tabakası yetişmiştir. Siyasi alanda olduğu kadar eğitim alanında da görülen bütün bu gelişmeler Alaş hareketinin temelini oluşturmuştur. Alaş hareketinin Kazak halkını çağdaşlaştırmak için çaba harcayan aydın grubunun 20. yüzyıl başlarında ortaya koyduğu kültürel ve siyasi nitelikteki bir toplumsal ve millî kurtuluş hareketi olduğunu söylemek mümkündür (Artıkbayev 2008; Alaş Kozğalısı 2008; QSE 1972-I: 249; Kendirbay 16-4: 487-515; Kalkan www.altayli.net 2008 e-erişim: 10.04.2022). Başlangıçta millîyetçi, burjuva ve halk düşmanı hareketi olarak tanınan bu hareket, bugün millî kurtuluş hareketi olarak kabul edilmektedir. Aslında farklı kanallarda başlayan ceditçilik hareketi de daha sonra Alaş hareketi içinde varlığını devam ettirmiştir (Kalkan 1999). Onlar, kısa bir sürede bir araya gelerek Kazak kurultaylarını toplamışlar, modern anlamdaki ilk siyasi parti olan Alaş partisini kurmuşlardır (Kalkan 2015 www.altayli.net e-erişim 10.04.2022).
İşte bu dönemde Kazak gazetesini yayın ortamına hazırlayanlar Kazakların ilk nesil diyebileceğimiz Ibıray Altınsarın, Şokan Velihanov, Abay Kunanbay gibi aydınların yetiştirdiği, yollarını açtığı ikinci nesil aydınlarıdır: Alihan Bökeyhan, Ahmet Baytursın, Mirjakıp Duvlat, Mağjan Jumabay, Mustafa Çokay, vs. Bu nesil, siyasi iradenin ve yönetim şeklinin değiştiği, Türk dünyasının da bağımsızlık mücadeleleriyle ve sorunlarla boğuştuğu 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Bu süreçte Türk dünyasında da birçok fikir hareketi ortaya çıkar. Bunlar gazeteler yoluyla halka aktarılmaya çalışılır. Aydınlar arasında Türkçülük, İslamcılık, Batıcılık, Komünizm (iştirakçilik) akımları gibi fikir ayrılıkları yanında yerel fikrî ayrılıkların olduğu da görülmektedir.
Bu süreçte Kazak yazarların en çok üzerinde durduğu konu, Kazak kimliğidir. Sorunlara kimlik, kültür, dil ve geleneksel yapı açısından da yaklaşan yazarlar ‘millî bakış açıları’ ile çözüm önerilerini gazeteler yoluyla halka anlatmaya çalışmışlardır.
Gazeteyi hiç bilmeyen halka önce gazetenin ne olduğu konusu anlatılır. Baytursın, Kazak gazetesinin yayınlanmasındaki amacı halka ‘Öncelikle gazete; halkın gözü, kulağı ve dilidir. İnsana göz, kulak ve dil ne kadar gerekliyse bir halka da gazete öyle gereklidir. Gazetesi olmayan yurt, gazetesi olan diğer yurtların karşısında kulağı olmayan sağır, dili olmayan lal, gözü olmayan kör gibidir’ sözleriyle anlatmaya çalışır. Ardından gazetenin amaçlarını sıralamaya devam eder. ‘İkinci olarak gazete; halka hizmet ulaştırır. Bilim ve fikir adamları gazete aracılığıyla halkın önüne düşüp ona yol gösterir. Üçüncü olarak halka bilgi dağıtır. Dördüncü olarak; halkın avukatlığını yapar.’ Yazının sonunda kendi halkının adı olduğu için gazetenin adının ‘Kazak’ olarak verildiğini vurgular (Kazak Gazeti 1913).
Gazetenin ilkelerinden biri Kazak dilinin gelişmesi konusunda düzenlemeler yapmak, bu yolda Kazakların atasözleri, deyimleri, kalıp sözleri, bey ve hatiplerin söylediği özlü sözler, bazı şiirler ve kıssaları esas almak açıklamaları yer almaktadır. Gazetede yerleşik hayata geçirilen Kazakların toprak meselesi, Çin’deki Kazaklar, Kazak tarihi, kültürü ve dili, din, Avrupa’nın durumu ve oradaki gelişmeler, Balkan Savaşı, Osmanlı-Avrupa ilişkileri, Kazak gençlerinin okur yazarlığı, Kazaklardan asker alınması, seçim meseleleri, Kazaklar arasından yapılan derleme çalışmaları (Grigoriy Nikolayeviç Potanin), Ahmet Yesevi, Duma, vs. gibi konular ele alınmıştır. Bunlara ek olarak 20. yüzyıl başlarında Kazakların siyasi hayatında önemli bir rolü olan Alaş partisinin güç kazanması ve siyasi görüşlerini halka anlatması da gazete sayfalarında görülür. Bu yayınlar vasıtasıyla yani Kazak gazetesi sayesinde Alaş partisi bir siyasi hareket olarak güç kazanmıştır (Baytursınulı 2013; Ceritoğlu 2012: 185-199).
Gazetenin neredeyse bütün sayılarında kitap tanıtım yazılarıyla da karşılaşılmaktadır. Rusça ve Kazakça eğitim konusu üzerinde durulmakta, zenginlerin bağışları, Kazak şehir ve kasabaları tanıtılmakta, göçer hayat ve yerleşik hayat ile bunlar arasında sorunlar yaşayan Kazaklar hakkında yazılar yazılmaktadır. 1916 yılındaki sayılarda genellikle askerlik ve savaş konularının kaleme alındığı görülmektedir. Gazetenin 1917 yılındaki sayılarında da Rusya’daki olaylar, rejim değişikliği, Alaş partisinin faaliyetleri konu olarak ele alınmaktadır. Aslında Alaş partisinin adaylarına bakıldığında büyük kısmının Kazak gazetesinin yazarları olduğu görülecektir. 1918 yılındaki sayılarda da Alaş Orda ile Bolşeviklerin mücadelelerine yer verilmektedir20.
‘Kazak Gazetesi, Almatı, 1998’ künyesiyle yayınlanan kitapta gazetede işlenen konular şu şekilde sıralanmaktadır: Rusya sömürgeciliği devrinde Kazakistan; Çarlık Rusyasının yerleştirme ve yer değiştirme siyaseti; Rusya ile diğer ülkelerin ilişkileri; Birinci Dünya Savaşı ve Kazakistan’a etkisi; Ocak Devrimi sırasında Kazakistan; Kazak ülkesinin yönetimi ve mahkeme kuruluşu; Duma ve ondaki Müslüman grubu ile bürosunun faaliyeti; Kazakistan’ın sosyal ve ekonomik gelişmesi; Kazak elinin tarihi. Tarih, arkeoloji ve etnografya ile ilgili bilgiler; örf-âdet, oyun-eğlence, din meselesi; medeniyet ve edebiyat meseleleri; şiirler; hikayeler; çeviriler; yayımlanan kitaplar; eğitim-öğretim, terbiye meselesi; gazete ve dergi çıkarma işi; sağlık.
Gazete, Kazak toplumunu ilgilendiren her konuda fikir üreten yazılara yer vermiş, toplumun sorunlarına duyarsız kalmamış ve dönemin şartlarına uygun bir yayın organı olarak 265 sayı yayınlanmış, 8000 tiraja ulaşmıştır. Kazaklar için oldukça önemli işlevler üstlenmiş olan gazetenin yazarlarından (41 yazar) birçoğu (26) ‘kızıl kırgın’ın kurbanı olmuş, bir kısmı (15) sürgüne uğramış, hemen hepsinin hayatı cehenneme dönmüştür21.
Kazak gazetesinin Alaş partisinin kuruluş aşamasında büyük rol oynadığını ifade etmiştik. Aslında gazetede yayınlanan konular daha sonra toplu hâlde Alaş partisinin beyannamesi olarak 1917 yılında yayınlanmıştır. Alaş partisinin 1917’de ‘Kazak’ gazetesinde yayınlanan programını hazırlayan ve geliştirenler: Alihan Bökeyhan, Ahmet Baytursın, Mirjakıp Duvlat, Eldes Ğumar, Esengali Turmağanbet, Ğabdulhamit Jündibay, Ğazımbek Birimjan’dır. Alaş’ın görüşlerini içeren ve birçoğu Ahmet Baytursınulı’nın imzasıyla Kazak gazetesinde yayımlanan konuları şöyle sıralayabiliriz (Artıkbayev 2008).
Devletin içinde bulunduğu durumu anlatan yazılar: Rusya’nın demokratik, federal bir cumhuriyet olması (Demokrasinin anlamı halkın egemenliğidir. Federasyonun anlamı yakın devletlerin birliğidir. Federal bir cumhuriyette her devletin kendi temelleri ve birliği vardır. Her biri kendi yönetimini kendi elinde bulundurur). Hükûmetin başında Kurucu Meclis ve G. Duma’nın takdirine bağlı olarak cumhurbaşkanı seçilmesi. Başkan, Kurucu Meclis ve Duma’ya karşı sorumlu olan bakanlar aracılığıyla halkı besler. Milletvekilleri adil, eşit, doğrudan ve gizli oyla seçilecektir. Oy kullanmada kan, din, erkek ve kadın ayrımı yoktur (böyle bir şart yoktur). Kanunları sadece G. Duma’nın geçirme hakkı vardır ve G. Duma’nın hükûmetin üstünde olan hukukuyla davayı inceleme, soruşturma yapma hakkı da vardır. Devlet vergisi G. Duma olmadan alınmamalıdır.
Yerel özgürlükler ve bağımsızlık konularında kaleme alınan yazılar: Kazakların yaşadığı bütün bölgeler birbirine bağlıdır, zaten dümende Rusya Federasyonu Federasyonu üyesi olmak. Buna karşılık, Kazak özerkliği, sınırdaş memleketlerle birlikte olmak ve eğer olmazsa, her şekilde tek başına, yalnız olmaktır. Her ne şekilde olursa olsun, bugünün zemstvosunu (bir tür yerel yönetim kurumu) kabul etmek. ‘Alaş’ partisi, Kazakların bey, vali, yönetici gibi makamlarında çalışan insanlar; memlekete, halka faydalı, halka hizmet etmekten mutlu olan insanları yetiştirmek için çaba göstermektedir. Zemstvoların yönetimlerinde ve milislerinde yeni memur olacakların adlarını (memur olacakların seçimini) halkın isteğine bırakmaktadırlar. Alaş partisi adalete dost, naçarlara yoldaş ve mazlumlara düşmandır. Gücünü kuvvetini iyilik yapma yoluna harcar, halkın ilerlemesi ve gelişmesi için çabalar.
Hukuki konular ve temel anayasa hakkındaki yazılar: Rusya Cumhuriyeti’nde din veya kan ne olursa olsun, kadın ve erkek denmeden bütün insanlar eşittir. Toplanmaya, cemaat kurmaya, topluluk önünde konuşmaya, gazete yayıncılığına, kitap yayıncılığına özgürlük tanınmalı. Hiçbir hükûmet yetkilisi, idarecisinin izni olmadan belli seviyeyi geçememeli. Yasadışı olarak kişilerin hükûmet yetkilileri tarafından alıkonulmaması gerekir. Kimse, mahkeme kararı veya yetkililerden bir açıklama olmaksızın gözaltına alınmamalı. Suçu işleyen kişi, mahkeme huzurunda 24 saat içinde, mahkemenin yokluğunda ise en geç bir hafta içinde mahkemeye çıkarılmalı ve hâkim davayı sonuçlandırmalı. Birinin mektubunu açıp okumak suçtur, cezalandırılmalıdır.
Dini konuların ele alındığı yazılar: Din ve devlet işleri ayrı olmalı. Dinen de haklar eşittir. İbadet etme ve dini uygulamalara izin verilmeli. Ülkeye giriş ve çıkış özgürlüğü olmalı. Kazaklardaki müftülük kendi idaresinden sorumlu ve özgür olmalı. Evlilik, boşanma, cenaze, çocuğa isim koyma gibi işler mollalarda olmalı, dulluk davaları mahkemelerde görülmeli.